Translation of "Eskiden" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Eskiden" in a sentence and their japanese translations:

Eskiden futbol oynardım

フットボールをしていましたが

O eskiden içerdi.

彼は昔、酒を飲んでいた。

Eskiden, algoritmanızı herkese açıp

その頃 自社のアルゴリズムを世界へ公開し

eskiden kullandıkları bir yöntem.

のどの渇きを 紛らわすのに使ってた

Eskiden bu kent güzeldi.

この町は昔きれいでした。

Eskiden yaşadığımız ev yıkıldı.

私たちが住んでいた家は取り壊された。

Tom eskiden peruk takardı.

トムは昔、かつらをつけていた。

eskiden basit olan kararlar bile

レストランを選んだり 日々の買い物をしたりすることさえ

Bu bina eskiden bir hasteneydi.

昔はこの建物は病院だった。

O, eskiden olduğu gibi değil.

- 彼はもう昔の彼ではない。
- 昔はあんな人ではなかった。

O eskiden olduğu kişi değil.

彼は今では以前の彼ではない。

O eskiden bir banka memuruydu.

彼女はもと銀行員です。

Eskiden Boston'da yaşadığını söylediğini düşündüm.

あなたはかつてボストンに住んでいたと言っていたような気がしたのですが。

Ben eskiden olduğum gibi değilim.

- 私は昔の私ではない。
- 私はもうかつての私ではない。

Jim eskiden olduğu gibi değil.

ジムは、昔の彼ではない。

Bu, eskiden ziyaret ettiğimiz tapınak.

これが以前よく訪れたお寺です。

Bu, babamın eskiden gittiği okul.

ここは私の父が通った学校だ。

Eskiden burada bir ilkokul vardı.

ここにもとは小学校があった。

Eskiden burada bir ev vardı.

かつて、ここに家がありました。

Eskiden büyükannem Hokkaido'nun kuzeyindeki Karafuto Adası'nda

僕のばあちゃんは 北海道の北にある 樺太という島で

Eskiden büyük bir atletmiş gibi görünüyor.

彼はすごいスポーツ選手だったらしい。

Vücudum eskiden olduğu kadar esnek değil.

私の身体は以前ほど柔軟ではない。

çünkü kadın eskiden bu yana doğayla ilişkilendiriliyor.

なぜなら女性は歴史を通じて 自然と同一視されてきたからです

Eskiden telefonu meşgul ettiğim için bana bağırırlardı.

昔は長電話して、よく怒られたものだ。

O eskiden öyle söylerdi ama şimdi söylemiyor.

彼は、以前はそう言っていたが、今は言わない。

Eskiden gece çok geç saatlerde radyo dinlerdim.

私はよく深夜にラジオを聞いたものだ。

Eskiden olduğumuzdan daha varlıklı olduğumuzu düşünüyor musun?

昔より暮らし向きは裕福になったと思いますか。

Eskiden bahçede büyük bir kiraz ağacı vardı.

かつて庭に大きな桜の木があった。

Saçlarımı artık eskiden kestirdiğimden daha az sık kestiriyorum

私は以前に比べ 髪を切る回数が 半分に減りましたが

eskiden bir enerji santralinin kurulu olduğu bir bölgede.

昔は発電所があった土地の 再開発にあたりました

Eskiden evimin önünde büyük bir çam ağacı vardı.

- 昔私の家の前には大きな松の木があった。
- 以前、私の家の前には大きな松の木がありました。

Evimin arka tarafında eskiden bir kiraz ağacı vardı.

- 以前は私の家の裏に、大きな桜の木がありました。
- 昔はうちの家の裏に、でっかい桜の木があったんだ。

Bu kitabın yazarı Bay Ogata eskiden bir gazeteciymiş.

この本を書いた緒方氏は元新聞記者である。

İngiltere'den Hindistan'a yapılan yolculuk eskiden 6 ay sürerdi.

イギリスからインドへの航海は以前は6ヶ月かかった。

Tom'un eskiden bir Fransızca öğretmeni olduğunu öğrendiğimde şaşırdım.

トムが昔フランス語の先生だったって知ったときは、驚いたよ。

Eskiden çok sigara içerdim ama artık sigara içmeyi bıraktım.

昔はたくさんたばこを吸っていたが、今ではやめました。

Çift bugünlerde sık dövüşmüyor ama onlar eskiden çok dövüşürdü.

その夫婦は最近あまり喧嘩をしないが昔はよくやったものだ。

- Eskiden kahvaltıdan önce yürüyüş yapardım.
- Kahvaltıdan önce yürüyüş yapardım.

私は朝食前によく散歩したものだった。

Eskiden çok kola içerdim ama şimdi sadece su içiyorum.

- 私はかつてコーラを沢山飲んでいたが、今は水しか飲まない。
- 昔はコーラをよく飲んでたけど、今は水しか飲まないよ。

Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.

リンダは、今はあまりダンスをしないが、昔はよく踊っていたのを知っている。

Mary şimdi fazla dans etmiyor, ama eskiden çok dans ettiğini biliyorum.

- メアリーは今はあまり踊らないが、昔はよく踊っていたのを私は知っている。
- メアリーは今ではあまり踊らないが、昔はかなり踊っていたことを私は知っている。
- メアリーは、今はあまりダンスをしないが、昔は良くしたものだ。

- İnsanlar artık eskisinden daha eğitimli.
- İnsanlar artık eskiden olduklarından daha eğitimli.

現在人々はかつてより以上に教育を受けている。