Translation of "Ederken" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Ederken" in a sentence and their japanese translations:

Gençlere rehberlik ederken,

若年者を指導した時

- Yolculuk ederken utangaç olma.
- Seyahat ederken içine kapanık olmayın.

旅の恥はかきすて。

Ve fabrikayı inşa ederken

工場を建てている間に

Seyahat ederken, kaybolmak kolaydır.

旅先では迷子になりやすい。

Ben yolculuk ederken zırh giymiyorum.

そこで、旅をするときは、私は鎧をつけることはしません。

Öğretmenini taklit ederken çok yeteneklidir.

彼女は先生の真似がうまい。

Seyahat ederken, yerel bira denemelisiniz.

旅に出たら地酒を飲まなきゃ。

Babam kahvaltı ederken gazete okur.

父は朝食を取りながら、新聞を読みます。

Seyahat ederken genellikle günlük tutarım.

私はふつう旅行するときは日記をつける。

Avrupa'da seyahat ederken, bir trende soyuldum.

ヨーロッパを旅行している間に列車の中ですりにあった。

O, odayı terk ederken ışığı kapattı.

部屋を出るとき、彼は電気を消した。

Lütfen hareket ederken pencereden dışarı eğilmeyin.

走行中の箱乗りはご遠慮下さい!

Bana yardım ederken bir risk aldı.

私を助けてくれたとき、彼は危険を冒した。

Ertesi sabah onu trenle seyahat ederken buldum.

彼は翌朝、列車で旅をしていた。

Ben onu muayene ederken köpeği hareketsiz tut.

診察する間、犬をおとなしくさせておいて下さい。

Tom, kendi görüşünü ifade ederken rahat hissetmedi.

- トムは気兼ねすることなく自分の意見を述べたことがない。
- トムは自分の意見を言うのにいつでもどぎまぎしてしまう。

İnsanlar yanlış bir şey yapmadıklarına kendilerini ikna ederken

その否認が人種差別的な法律を 50年もの間 まかり通し

Kralın müttefikleri Ney'den bir örnek alınmasını talep ederken,

王の同盟国がネイの模範を示すことを要求したため、彼の 裁判 の結果は

İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.

人間同士が戦うところを天使が空から眺めている。

Bob çok çekingendir ve kızlarla sohbet ederken kızarır.

ボブはとても臆病で女の子とおしゃべりすると赤面してしまう。

Kahvaltı ederken, biz gün için bir plan yaptık.

朝食をとりながら、私たちはその日の計画を立てた。

Tam yabancı dillerden söz ederken, Fransızca konuşur musun?

外国語って言えばさ、フランス語は話せる?

Aslında Tom ve John'u hiç kavga ederken görmedim.

私はトムとジョンの喧嘩を実際に見たことがなかった。

Seyahat ederken küçük bir araç kiti çok kullanışlı olabilir.

小さな道具セットは旅をする時携帯に便利だ。

Başka bir ülkede seyahat ederken karım sıklıkla bana telefon ediyor.

- 家内は海外旅行中で、よく電話をかけてくる。
- 僕が海外を旅行してるときは、妻がよく電話してくるんですよ。

AKB'den söz ederken, ilk çıkışlarından önce iki defa canlı performanslarına gittim.

AKBならデビュー前に2回ライブ行ったけどな。

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

‎月の光が弱まるなか‎― ‎漆黒の闇に勝負をかける

İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.

両国間の文化交流が進むにしたがって、相互理解も一段と深まっていった。

Mary tam yatmadan önce banyo yapmayı tercih ederken Tom sabahleyin duş almayı tercih eder.

トムは朝シャワーを浴びるほうが好きだが、メアリーは寝る前に風呂に入るほうが好きだ。

Son birkaç yıl içinde, birçok Japon yurt dışına seyahat ederken ya öldü ya da yaralandı.

ここ2、3年、外国を旅行中に交通事故で死亡または負傷した日本人は多い。