Translation of "Deniz" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Deniz" in a sentence and their japanese translations:

Geceleri deniz...

‎夜の海は‎―

Deniz mavidir.

- 海は青いです。
- その海は青い。

Deniz sakindi.

海は静かだった。

Baksanıza, deniz minareleri!

カサガイだ

Deniz minaresinden olmalı!

カサガイだ

Deniz sakinlikten uzak.

海は穏やかなところではない。

Deniz gittikçe vahşileşti.

海はますます荒れてきた。

Deniz çok geniş.

海はとても広い。

Ermenistan'da deniz yoktur.

アルメニアには海がない。

Deniz beyaz köpüklüydü.

波は白波が立っていた。

Deniz ürünlerini seviyorum.

- シーフードが好きです。
- シーフードが好きだな。

Deniz kenarında eğlendik.

私達は海辺で楽しんだ。

Deniz seviyesi yükseliyor.

海面は上昇しています。

Deniz buradan duyulabilir.

- ここから海の音が聞こえる。
- ここから海が聞こえる。
- ここから波の音が聞こえる。

İlki deniz seviyesi yükselmesi.

まず 海面上昇です

Ve devasa deniz kayalıklarının,

巨大な海食崖(かいしょくがい)があって

Mümkünse deniz minarelerini haşlayın.

できればゆでてくれ

Elbette deniz hayatı bulunmaktadır,

そしてもちろん 微生物や魚から

Deniz cam kadar pürüzsüzdü.

海は鏡のようになめらかだった。

Uçurum deniz üzerinde duruyor.

そのがけは海に突き出ている。

Fırtına sonrası deniz sakindi.

嵐の後の海は穏やかだった。

Muhtemelen onları deniz tutacak.

- 彼らは船酔いしそうだ。
- あいつら船酔いしそうだよな。

Kabuklu deniz hayvanlarını sevmiyorum.

貝は好きではない。

Fırtınadan sonra, deniz sakindi.

嵐の後の海は穏やかだった。

Tatilimizi deniz kenarında geçirdik.

私達は海岸で休日を過ごした。

Bunu deniz postasıyla gönderin.

船便で出してください。

Yaşadığımız şehir deniz kenarındadır.

私達の住む街は海沿いにあります。

Tatilde deniz kenarına giderdik.

私たちは休日にはよく海岸へ行ったものだった。

Deniz tarakları bugün satılık.

- 今日はホタテ貝がお買い得ですよ。
- 今日はホタテ貝がお値打ちですよ。

Deniz ürünleri yemeyi severim.

- 私は海産物を食べるのが大好きだ。
- シーフードが好きです。
- 魚介類が好きなんだ。

Deniz martıları alçaktan uçuyor.

かもめが低空を飛んでいる。

Bazen bir deniz mahsulüne dokunduğumda

時折 ある種の魚介類に 触れると―

Deniz havası saf ve sağlıklıdır.

海辺の空気はきれいで健康的だ。

Deniz sakin ve yumuşak görünüyor.

海は穏やかに、そしてなめらかに見える。

Parti deniz yoluyla Çin'e gitti.

一行は船で中国へ行きました。

Fırtınalı denizlerde onu deniz tuttu.

彼女はしけで船に酔った。

Pilota deniz kuvvetleri helikopterini uçurttular.

彼らはパイロットに海軍のヘリコプターを操縦させた。

Buradan deniz ne kadar uzaklıkta?

ここから海までどのくらい遠いのでしょうか。

O, sahilde deniz kabukları satar.

- あの子は海辺の貝殻売りだ。
- 彼女は海辺で貝殻を売っています。

Lütfen bunu deniz postasıyla gönder.

これを船便で送って下さい。

Bu alan deniz ürünlerinde zengin.

この地方は海産物に恵まれている。

Ülkenizde deniz yosunu yer misiniz?

あなたの国では海草を食べますか。

Deniz minaresi mi, çiçekli yosun mu?

カサガイか アオサか?

Ahtapot izlerinin, deniz kestanesinden farkı ne?

‎タコとブンブクウニの ‎跡の違いは?

Alman Tsingtao Deniz üssünü ele geçirir

日本軍はドイツ海軍基地のある青島を攻略する

Gökyüzü,deniz ile karışmış gibi göründü.

空が海と一つに溶け込むように見えた。

Biz bütün gün deniz kenarında eğlendik.

一日中海岸で遊んだ。

Lizbon'a en iyi yaklaşım deniz yoluyladır.

リスボンへいくには海からが一番よい。

Dalgıçlar deniz yatağında bir enkaz buldu.

ダイバー達は海底に難破船を見つけた。

Deprem büyük bir deniz dalgası yarattı.

その地震はとてつもなく大きな津波を引き起こした。

Dağ, deniz seviyesinden 2000 metre yüksekliktedir.

そのやまは海抜2千メートルだ。

İrlanda ve İngiltere deniz ile ayrılır.

アイルランドとイギリスは海によって隔てられている。

Yolcular bir deniz kenarı otelinde kaldılar.

旅行者たちは海岸のホテルにとまった。

Pencereden güzel bir deniz manzaramız var.

窓からは海がよく見える。

Tüm yolcuları fırtına sırasında deniz tuttu.

- 嵐の間は船客はみな船酔いした。
- 嵐の間、乗客はみんな船酔いした。

Deniz kaplumbağalarının uzun bir ömrü vardır.

海がめは寿命が長い。

Tatilimizi her zaman deniz kenarında geçiririz.

私たちはいつも海のそばで休暇を過ごします。

Bazı aileler tatillerini deniz kenarında geçiriyorlar.

- いくつかの家族は休暇を海岸の近くで過ごします。
- 海辺で休暇を過ごす家族もいます。

Istakozlar bir deniz hayvanları sınıfına aittir.

ロブスターは海洋動物の一種に属します。

Dağ deniz seviyesinden 5000 metre yüksekte.

その山は標高5000メートルです。

Geleceğe dair deniz seviyesi yükselme kavrayışımız iyi

将来海水面がどれぐらい上昇するかについて 私たちはよく理解していますが

Hava seyahati hızlı ancak deniz seyahati huzurlu.

空の旅は早いが海はおちつく。

Ben, bir deniz nakliyat şirketi için çalışıyorum.

海運会社に勤めています。

Arka planda deniz manzaralı bir resmimizi çektirelim.

海をバックに記念写真撮ろうよ。

Deniz dünya yüzeyinin yaklaşık dörtte üçünü kapsamaktadır.

海は地球の表面の約4分の3を覆っている。

İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.

- 英語は海のように私たちを取り囲んでいる。
- 英語はまるで海のように私達を取り囲んでいる。

Bu koliyi deniz yoluyla Japonya'ya göndermek istiyorum.

日本へ小包を船便で送りたいのですが。

Onun deniz kenarında bir sayfiye evi var

彼女は海辺に別荘を持っている。

Dağın zirvesinden güzel bir deniz manzarası alabilirsin.

山頂からの海の眺めがいい。

Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu.

最近変わった海洋生物が発見された。

Biz deniz kenarında muhteşem bir zaman geçirdik.

私達は海岸ですばらしいひとときを過ごした。

Istakoz ve diğer deniz gıdalarıyla karnımızı şişirdik.

- 私たちは海老やその他のシーフードで腹いっぱいになった。
- 私たちはロブスターや他のシーフードでお腹いっぱいになった。
- 私たちは海老や他の海鮮料理で満腹だった。

Elimde olan şey fosil bir deniz kabuğu.

私が手にしてるのは貝の化石です。

- Evim denize bakıyor.
- Evim full deniz manzaralı.

私の家は海に面している。

Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu.

海の水は塩辛すぎて飲めない。

Tom sahilde bazı güzel deniz kabukları topladı.

トムは美しい貝がらを浜辺でひろった。

Bu şehir, deniz seviyesinden 1.600 metre yukarıdadır.

- この都市は海抜1600メートルにある。
- この街は標高1600メートルです。

Bu noktada, deniz bir boğaz içinde daralır.

この地点では海は狭くなって海峡となっている。

Bu otel harika bir deniz manzarasına sahip.

このホテルは見事な海の景色が見渡せる。

Deniz samuru, sırtüstü yüzerken istiridye yemeyi seviyor.

ラッコは背泳ぎをしながら蛤を食べるのが大好きです。

O, deniz kenarı villası almanın peşinde koşuyor.

彼は海辺の別荘を買うことに決めている。

Ve bu derin deniz bacalarının keşfinden bu yana,

深海熱水噴出孔の発見以来

Deniz minarelerini çiğ yerseniz, bakteri kapma riskiniz vardır.

生のカサガイには バクテリアの危険がある

Deniz kenarı, çocukların oynamaları için ideal bir noktadır.

海辺は子供たちが遊ぶのに理想的な場所だ。

Kasaba deniz seviyesinden 1500 metre yüksekte yer alıyor.

その街は海抜1500メートルの所にある。

O bir deniz subayı olarak bir görev aldı.

彼は海軍士官の任務を受けた。

Son petrol sızıntısından beri hiç deniz ürünü yemedim.

最近の石油流出事故が起きてからというもの、魚介類は一切食べてないんです。

Bir zamanlar güney pasifik efsaneleri dev midyeleri deniz tabanında

南太平洋の言い伝えでは 警戒心のないダイバーを捕えようと

Tehlikede olan deniz yaşamını korumak için bir fon kuruldu.

絶滅の危機に瀕した海洋生物を保護する為に募金が設立された。

Paul'un ailesi yaz mevsimini her yıl deniz kenarında geçiriyor.

ポールさんの家族は毎年、海岸でひと夏を過ごします。

Deniz azdı, bu yüzden balık tutmaktan vazgeçmek zorunda kaldık.

海が荒れてきた、それでつりを断念しなければならなかった。

Yağmur yağdığı için çok az sayıda kişi deniz kenarındaydı.

雨が降ったので海辺にはほとんど人がいなかった。

Deniz yoluyla mı veya hava yoluyla mı seyahat edersiniz?

あなたは船で旅行をしますか、飛行機でしますか。

Ay ile gelgitler milyonlarca yıl boyunca deniz canlılarının hayatlarını şekillendirmiştir.

‎数百万年をかけて‎― ‎月と潮の干満が海洋生物の ‎暮らしを形作った

Deniz bazen çok özel bir gösteri sahneye koyar. Işıltılı gelgitler.

‎時には特別な光のショーが ‎繰り広げられる ‎波が光っている

Deniz blokajları kıtlığa neden olmaya başlamıştı. Avrupa'da yiyecek ve yakıt ...

海上封鎖により ヨーロッパでの食料と燃料の不足は 深刻な域に達していた

Şu an ufak bir deniz biyoloğu gibi. Çok şey öğrendi.

‎息子は今や ‎小さな海洋学者だ

Haftalar, aylar ve yıllar geçtikçe, deniz ormanındaki hayvanlarla olan ilişkim

‎海の森や 住人たちとの絆は ‎さらに深まっている

Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.

海岸の避暑地は、例えばニューボートがそうだが、夏には非常に混雑する。