Translation of "Adamla" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Adamla" in a sentence and their japanese translations:

O adamla uyuşmam.

あいつとはどうも相性が合わないんだ。

O, adamla evlenmedi.

彼女はその男とは結婚しなかった。

Adamla tanıştın mı?

- あの人とお知り合いですか。
- あの男性とお知り合いなんですか?

Artık o adamla geçinemiyorum.

私はこれ以上あの男とうまくやっていけない。

Zengin bir adamla evlenecek.

- 彼女は富豪と結婚する。
- 彼女は金持ちと結婚するつもりだ。

Ailesinin seçtiği bir adamla evlendi

両親が選んだ男性と 結婚もしましたが

Ve kendi seçtiği adamla evlenmişti.

最終的に 自分で選んだ男性と結ばれました

Ve bu küçük adamla tanıştım.

この小さな物体に出くわしたのです

O, zengin bir adamla evliydi.

彼女は金持ちの男と結婚したよ。

Kızını zengin bir adamla evlendirdi.

彼は娘を金持ちと結婚させた。

O, zengin bir adamla nişanlıdır.

彼女はある金持ちの男と婚約している。

Yaşlı adamla evlenmek zorunda bırakıldı.

彼女はその老人と結婚せざるをえなかった。

O, zengin bir adamla evlendi.

- 彼女は金持ちと結婚した。
- 彼女はお金持ちと結婚した。

Polis bir adamla sokakta konuştu.

警官は通りである男に話しかけた。

Aptal bir adamla evlenmek istemiyorum.

馬鹿な男と結婚したくないのだ!

Keşke başka bir adamla evlenseydim.

別の男性と結婚すればよかったのになあ。

Yaşlı bir adamla tanıştıklarında çok uzaklaşmamışlardı.

たいして行かぬうちに、彼らは老人に出会った。

Bir daha bu adamla kesinlikle konuşmayacağım!

あいつとは断固2度と口をきかんぞ。

O, kibar genç bir adamla tanıştı.

- 彼は素敵な若者に会った。
- 彼はすてきな若者にあった。

İstasyonun yanında yaşlı bir adamla tanıştım.

私は駅の近くで1人の老人に会った。

O, zengin bir adamla evlenmeyi planlıyor.

彼女は金持ちと結婚するつもりだ。

O adamla daha önce tanıştığımı hatırlıyorum.

私は彼に前にあったことを覚えている。

Yaşlı bir adamla alay etmek yanlıştır.

老人をからかうのはよくない。

O, zengin yaşlı bir adamla evlendi.

彼女は金持ちの老人と結婚した。

Ben adamla karşılaştım, bana yol gösterdi.

私はその男に会った。すると彼は私に道を教えてくれた。

Bu adamla konuşmayı yaklaşık beş dakikada bitirdim.

その男と5分くらい話しました

Doktor bütün gece hasta yaşlı adamla oturdu.

医者は病気の老人を看病して夜を明かした。

Böyle bir adamla evleneceğime, ölürüm daha iyi.

- そんな人と結婚するぐらいなら死んだほうがましだ。
- あんな男と結婚するくらいなら死んだ方がましだ。

O, onun seçmesini umduğun bir adamla evlendi.

彼女なら当然選びそうな人と彼女は結婚した。

Mary aynı anda iki farklı adamla çıkıyor.

メアリーは二股をかけている。

- Ben Ken adlı uzun boylu bir adamla tanıştım.
- Ben Ken adında uzun boylu bir adamla tanıştım.

- ケンという名の背の高い人に会いました。
- ケンという名前の背が高い人に会いました。

Böyle bir adamla tartışılmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın.

彼はあんなやつと喧嘩をするほど馬鹿じゃないはずだ。

Tom Mary'yi yakışıklı bir adamla konuşurken gördüğünde kıskandı.

メアリーがハンサムな男に話しかけているのを見てトムは嫉妬した。

Ben, adı Tom olan genç bir adamla tanıştım.

トムという名の若い男に会ったよ。

Tom eve giderken Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

帰宅の途中トムはアメリカ人と思われる人に出会った。

Tom eve bu gidişinde Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

帰宅の途中トムはアメリカ人と思われる人に出会った。

Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.

ディマはひと晩で25人の男と寝て、その後全員を殺害した。

- Kızımız bir Fransız'la evli.
- Fransız bir adamla evli bir kızımız var.

フランス人と結婚した娘がいます。

Bütün hayatı boyunca restoranda hiç yemek yemediğini söyleyen bir adamla tanıştım.

これまでの人生で一度もレストランで食事をしたことがない、という老人に出会った。

Tom yeni gelinini eşikten taşıyan bir adamla aynı şekilde Mary'yi kaldırdı ve onu yanağından öptü.

トムはメアリーをお姫様抱っこしてほっぺにキスをした。

Ancak Soult 20.000 adamla kuzeye yürüdü ve Badajoz'u ele geçirdi… ancak Barrosa yakınlarında bir düşman inişinin

ソウルトは2万人の兵士で北に進軍し、バダホスを捕らえました…しかし、 バロッサの近くに敵が上陸したという

O parası için sevmediği bir adamla yaşamaya devam ederse, onun umudunu keseceği ve müthiş sıkıntıda olacağı gün gelecektir.

お金のために、愛してもいない男との生活をつづけるならば、すっかり失望して、進退きわまる時が将来やってくることだろう。