Translation of "İnsanların" in Japanese

0.206 sec.

Examples of using "İnsanların" in a sentence and their japanese translations:

Bu insanların davranışlarını

次のことも考慮することが大切です

Din insanların afyonudur.

宗教は人類のアヘンである。

İnsanların arkasından konuşmamalısın.

陰で人のうわさをするべきでない。

İnsanların yoluna girme.

他人の足を引っ張るようなことはするな。

- Başka insanların işine karışmamalısın.
- Başka insanların işlerine karışmamalısınız.

他人の事に干渉しないほうがいいよ。

- İnsanların ne dediği umurumda değil.
- İnsanların söyledikleri umurumda değil.

- 人が何を言おうと平気だよ。
- 人が何と言おうとかまわないよ。

Alçakgönüllü olan insanların eseriyim.

若き英雄志望者として 受け入れてくれた人々のお陰です

İnsanların neden dahil olmadıklarını,

それでも なぜ人々が参加しないのか

Meydan, insanların buluştuğu yerdir.

人々は広場で出会います

Insanların inançlarının, mantıktan ziyade

人は理性的判断をせずに

İnsanların iki ayağı vardır.

人間は2本足である。

İnsanların çoğu savaşa karşıdır.

一般大衆は戦争に反対している。

Avrupa enerjik insanların kıtasıdır.

ヨーロッパは強力な雑種民族大陸である。

İnsanların sesi Tanrının sesidir.

民の声は神の声。

İnsanların isimlerini unutmaya eğilimlidir.

彼は人の名前を忘れ気味である。

Diğer insanların yolunda durmayın.

他人のじゃまをするようなまねはやめろ。

Ben insanların sayısını sayıyorum.

人数を数えます。

Diğer insanların işine karışmayın.

人の事に手を出すな。

İnsanların isimlerini sürekli unutuyorum.

私は絶えず人の名前を忘れて困る。

Insanların evlerinde kapalı olması, ...

外出禁止命令、

İnsanların hepsi akıllı değildir.

すべての人がかしこいとはかぎらない。

Bu insanların kökenleri belirsizdir.

この民族の起源は神秘につつまれている。

Diğer insanların yardımına güvenmemelisiniz.

あなたは他の人たちの援助を当てにすべきでない。

Kahkaha insanların bir özelliğidir.

笑いは人間の特質である。

Diğer insanların işlerine karışmayın.

- 他人のことに干渉するな。
- 人のことに干渉するな。

- İnsanların isimlerini hep unutuyorum.
- Ben her zaman insanların isimlerini unutuyorum.

私はいつも人の名前を忘れてばかりいる。

- İnsanların nasıl göründüğüyle pek ilgilenmiyorum.
- İnsanların görünüşlerine pek önem vermiyorum.

私は人の外見にはほとんど重要性を置かない。

- İnsanların temelde iyi olduklarına inanıyorum.
- İnsanların temelde iyi olduğuna inanırım.

人間は基本的には善良だと私は信じている。

Hem diğer insanların faydalanması için.

プラスになるようにしようと

İnsanların dörtte üçü "Hayır" dedi.

との質問に 4分の3以上が 「いいえ」と答えました

Bundan dolayı diğer insanların da

だから他の人にも同じ機会を与えて

Ve sonuçlarıyla yaşayan insanların hikayeleri.

その影響の下で 生きた人々の話です

Yalnızca insanların duyum düzeyine indirgiyorum

ただ人間が聞き取れる 周波数帯域にしただけです

RH: İnsanların doğruyu söylemesini istiyoruz

(リード)社員には真実を 述べてもらいたいですね

İnsanların ne dediğine dikkat etmedin,

あなたは賢明にも 人々の声には耳を貸さず

İnsanların pek çoğu sabah haberlerini

多くの人たちが 毎朝ニュースを見て

Bu yöntem insanların daha dürüst

経済的な動機付けにより

İnsanların temelde iyi olduğuna inanırım.

人間は基本的には善良だと私は信じている。

Farklı insanların farklı fikirleri vardır.

人はみな間違った考えを持っている。

Tüm insanların ölümlü olduğunu biliyoruz.

人はすべて死すべきものと承知している。

Bazı insanların iki arabası vardır.

車を2台もつ人はほとんどいない。

Polis insanların geri çekilmelerini istedi.

その警官は人々に後ろに下がって離れるように言った。

Bütün insanların eşit hakları vardır.

すべての人は対等の権利を有する。

Tüm dünya ünlü insanların türbesidir.

全地球は有名人の墳墓である。

Makinelerin insanların yerini alması imkansızdır.

機械を人の代わりにするのは不可能だ。

İnsanların ne söyledikleri umurumda değil.

人が何を言おうと気にしない。

Yaşlı insanların güçlü kalması önemlidir.

老人は丈夫であることが大切である。

Papağanlar insanların sözlerini taklit ederler.

オウムは人間の言葉をまねる。

İnsanların yarın farklı düşünceleri olacak.

将来人々は違った考えを持つだろう。

İnsanların dışarı çıkmasını önerir misiniz,

あなたは、外出をオススメしますか?

Genç insanların İngilizce çalışması önemli.

英語を学ぶ事は若者にとって重要だ。

Annem sürekli insanların isimlerini unutuyor.

私の母はいつも人の名前を忘れている。

Pazar, insanların kiliseye gittiği gündür.

- 日曜日は人々が教会に行く日である。
- 日曜は人々が教会に行く日である。

Burada olan insanların hepsi gitti.

ここにいた人々はみんな行ってしまった。

İnsanların ne dediği umurumda değil.

- 彼らが何を言おうと気にしない。
- 彼らが何と言おうときにしない。
- あの人たちが何言ったって、別に気にならないよ。

Diğer insanların önünde hakarete uğradım.

私は人の前で侮辱された。

Bugün evsiz insanların sorununa odaklanacağız.

今日は主にホームレスの問題をとりあげます。

Polis o insanların kayıtlarına bakıyor.

警察はあの人たちの経歴を調べているところだ。

Genç insanların özgürlükçü görüşünü al.

若い人を寛大に考えなさい。

- İnsanların bana niçin baktıklarını merak ettim.
- İnsanların neden bana dik dik baktığını merak ettim.
- İnsanların neden bana gözlerini diktiğini merak ettim.

- どうして人々が私をじっと見ているのだろうかと思った。
- なぜみんなが私を見つめているのか不思議だった。

Buradaki bazı insanların düşüncelerini tahmin edebiliyorum

ここにいる方々の中で こう思っている方もいるでしょう

Insanların gürültücü ve korkutucu olduğunu öğrendim.

「人間はうるさくてゾッとする」と学びました

Insanların anlamlı bir şekilde iletişime geçmeleri,

人々に有意義な形で つながってもらい

Yeni kimyalar yaratılır, insanların farkındalığı artar

新しい相互関係が生まれ 人々は新しい認識に目覚めます

Kariyerimi, insanların zihinlerine girmekle ve herkesin

私がしてきた仕事とは 他人の頭に入り込み

Insanların karar vermesini nasıl kolaylaştırabildiğini görebiliyorum.

人間の意思決定は 楽にできることが分かりました

Kendi çevrenizdeki insanların birtakım dış gruplardan

自分が生まれつき属している集団は

İnsanların birlikte yemek pişirmeyi sevdiklerini biliyoruz

誰かとお菓子作りをするのは みんなが好きなことであり

Insanların çalışmayı sevdiği ortamları yaratmakla kalmayıp

仕事に行くのが楽しみになる 環境を作り出せるだけでなく

Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.

- 祭司は人々を道徳的に高めようとした。
- 司祭は人々を道徳的に高めようとした。

İnsanlar dili sadece insanların kullanabildiğini düşünürdü.

人々は人間しか言語を使えないと以前は考えていた。

Diğer insanların işine burnunu sokmaktan vazgeç.

人の問題に鼻を突っ込むのはよしてくれよ。

İnsanların hislerine zarar vermekten kaçınmaya çalışmalısınız.

人の感情を害さないようにしなければならない。

İnsanların seni böyle kullanmasına izin vermemelisin.

自分をそんなふうに人々に利用させておくべきではない。

İnsanların özel mektuplarını izin olmadan okumamalısın.

許可なしで他人の私的な手紙を読むべきではない。

Başka insanların yaptığını yapsan iyi olur.

我々も世間なみのことをしなくちゃ。

Bazı insanların caddeyi yürüyerek geçtiğini görebiliyorum.

何人かが通りを渡ってくるのがわかる。

O her zaman insanların hatasını yakalar.

彼はいつも人の足元をすくおうとする。

Kolumu bırak! İnsanların bana dokunmasına katlanamıyorum.

腕を離せ。人に触れられるのにはがまんがならんのだ。

Varsayım, silahsız insanların kim protesto ediyor

抗議している非武装の人々は、

İnsanların ayda yaşamasının mümkün olduğunu düşünüyorum.

私は人間が月で生活することは可能だと思う。

Diğer insanların ne düşündüğünü umursuyor musun?

他の人達がどう考えるのか何て気になる?

İnsanların pireyi deve yapması gerektiğini düşünmüyorum.

針ほどのことを棒ほどにいうのはどうかと思います。

İnsanların söylediği her zaman doğru değil.

人々の言うことが、必ずしも本当だとは限らない。

Kalp hastalığından muzdarip insanların sayısı artmıştır.

心臓病で苦しんでいる人の数が増えてきた。

İnsanların burada evinde gibi hissetmesini istiyorum.

ここでは人にくつろいでほしいんだ。

Bu, genç insanların çözebileceği bir sorundur.

これは若い人たちが解決すべき問題だ。

Bu fabrikada robotlar insanların yerini aldı.

この工場ではロボットが従業員に取って代わった。

Diğer insanların işlerine karışmaya hakkın yoktur.

あなたは他人のことに干渉する権利はありません。

Siz genç insanların mizah duygusu yok.

あなたたち若い人はユーモアのセンスが全くない。

Insanların benim adıma kötü hissetmesini istemiyorum.

僕のことを かわいそうだと 思ってほしくありません

Hava, yemek gibi insanların temel ihtiyaçlarındandır.

空気は食べ物と同様、人間が根本的に必要とするものだ。

Yaşlı insanların konuşacak birine ihtiyaçları vardır.

老人には話し相手が必要だ。

İnsanların önünde konuşma hakkında çekingen olmayın.

人前で話すことを恥ずかしがってはいけません。

Yasa tüm insanların eşit olduğunu söylüyor.

法律は、すべての人は平等だと言っている。

Toplulukların yok edilmesini, insanların ekonomik destek aradığını,

仕事不足 コミュニティの崩壊

Başka insanların çocuklarının eğitimini önemsemekle işe başlayabiliriz.

私たちは 他人の子どもの教育を 気にかけるところから始められます

Tüm o büyük insanların yanından hızlıca geçmek

大きな人たちのそばを滑り抜け

Uzaktan çalışmanın içine kapanık insanların rüyası sanabilirsiniz.

在宅勤務は内向型の人にとって 夢のようだと思うかもしれません

Aynı benim gibi olan insanların dünyasına giriyordum;

自分と似たような人々の世界に 入り込んだように―