Translation of "üzerindeki" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "üzerindeki" in a sentence and their japanese translations:

Yol üzerindeki dükkana gittim

お店に入る途中で

Tabak üzerindeki deseni seviyor.

彼女はその皿の模様が気に入っている。

Kafanın üzerindeki o ölü ışını.

殺人光線を感じます

Kabalığın insanlar üzerindeki etkilerini araştırıyorum.

私は「無作法」が人に与える 影響を研究しています

TV'nin toplum üzerindeki etkisi büyüktür.

テレビが社会に与える影響は大きい。

Lütfen metre üzerindeki rakamları okuyun.

メーターの数字を読んでください。

Sorun üzerindeki bilgimiz oldukça sınırlıdır.

この問題についての知識はかなりかぎられている。

Ama hava kalitesi üzerindeki etkileri ortada.

しかし 大気汚染は今日の問題です

Toprak üzerindeki hak sahiplikleri, kira sözleşmeleri

土地の権利や賃貸契約等の

Harita üzerindeki mavi çizgiler nehirleri gösterir.

地図上の青い線は川を示す。

18 yaşın üzerindeki insanlar araba sürebilir.

18歳以上の人は車を運転できる。

Harita üzerindeki kırmızı daireler okulları gösterir.

- 地図の赤丸は学校を示す。
- 地図上の赤丸は学校がある場所を示している。

Bu yol üzerindeki tüm moteller dolu.

この通りのモーテルはどこも満室だ。

Bacaklarının üzerindeki o çürükleri nasıl aldın?

足のあざどうしたの?

Lütfen oradaki ürünlerin üzerindeki vergiyi ödeyin.

この品の税金分はむこうでお支払い下さい。

- İlaç alırken şişe üzerindeki yönergeleri dikkatle izleyin.
- İlaç içerken şişe üzerindeki talimatlara dikkatlice uyun.

薬を服用するときは、ビンに書いてある用法に注意深く従いなさい。

çünkü unutmamak için bu yeni anıların üzerindeki

学習後にも睡眠が必要だと 分かっています

Öğrenci, yargıcın, konuşması üzerindeki kritik yorumlarıyla cesaretlendi.

その学生は、自分の弁論に対して審査員が批判的に述べたことをひどく気にした。

Tiyatronun kapısının üzerindeki sözler bir metre yükseklikteydi.

劇場の扉の上方にかかっているその言葉は、高さ1メートルありました。

Biz sadece o sokak üzerindeki dairede yaşıyoruz.

私たちは通りのちょうど向こう側のあのアパートに住んでいます。

Bu tren Nakano üzerindeki her istasyonda durur.

この電車は中野より先は各駅に停車する。

Ilk başta psilosibinin hastaların beyni üzerindeki etkisini inceliyorduk.

最初は シロサイビンが患者の脳に 及ぼす影響を調べていました

Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?

ハリエニシダの花だよ 黄色いのだ

Ortak anlaşma imzalanır imzalanmaz, ithalat üzerindeki kısıtlamaları kaldırabiliriz.

協定が調印されれば、輸入規制が解除できる。

18 yaşın üzerindeki insanların araba sürmelerine izin verilir.

18歳以上の人は車を運転できる。

- Masanın üzerindeki CD benim.
- Masanın üstündeki CD benim.

机の上のCDは私のです。

O, trafik sinyalinin üzerindeki küçük kamerayı fark etmedi.

彼は交通信号機の上のカメラに気がつかなかった。

- Masadaki radyo bir Sony.
- Masanın üzerindeki radyo bir Sony.

机の上のラジオはソニーの製品だ。

Doğum günü pastası üzerindeki tüm mumları bir kerede üfle.

バースデーケーキのろうそくを一度に吹き消しなさい。

Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.

私は300ドル以上のカメラを買う余裕はない。

- O kuledeki saat doğrudur.
- O kule üzerindeki saat doğru.

あの塔の時計は正確だ。

İngiltere üzerindeki Norman zaferinin İngilizce dili üzerinde büyük bir etkisi vardı.

ノルマン人が英国を征服したことが英語に大きな影響を及ぼした。

General Mack'in Ulm'deki güçleri üzerindeki tuzağı kapatan parlak bir eylem kazandığında doğrulandı

ウルムでマック将軍の部隊の罠 を 閉じた ときに立証されました

O hayvanlar üzerindeki zulüm hakkında bir kitap okuduktan sonra et yemeyi bıraktı.

彼女は動物虐待に関する本を読んだ後、肉を食べることをやめた。

- Ayağa kalktı ve masadaki şapkasına uzandı.
- O ayağa kalktı ve masanın üzerindeki şapkasına uzandı.

- 彼は立ち上がってテーブルの上の帽子を手に取ろうとして手を伸ばした。
- 彼は立ち上がってテーブルの上の帽子を取ろうと手を伸ばした。

Kral VIII. Henry, Londra'dan çok uzak olmayan Thames Nehri üzerindeki sarayı Hampton Court'ta bir tenis kortuna sahipti.

国王ヘンリー8世は、ロンドンからさほど遠くないテムズ川河畔にある自分の宮殿ハンプトンコートにテニスコートを持っていた。