Translation of "Yaşından" in Italian

0.004 sec.

Examples of using "Yaşından" in a sentence and their italian translations:

18 yaşından küçükler evlenemez.

Le persone al di sotto dei 18 anni non possono sposarsi.

Sen otuz yaşından fazlasın.

- Ha più di trent'anni.
- Hai più di trent'anni.
- Tu hai più di trent'anni.
- Lei ha più di trent'anni.
- Avete più di trent'anni.
- Voi avete più di trent'anni.

- Dedem yaşından dolayı pek iyi duyamıyor.
- Yaşından dolayı, büyükbabam iyi duymaz.

A causa della sua età avanzata, mio ​​nonno non ha un buon udito.

Bu ağaç 1500 yaşından fazla.

Quest'albero ha più di 1.500 anni.

Tom'u üç yaşından beri tanırım.

- Conosco Tom da quando avevo tre anni.
- Io conosco Tom da quando avevo tre anni.

Dedem yaşından dolayı pek iyi duyamıyor.

A causa della sua età avanzata, mio ​​nonno non ha un buon udito.

On üç yaşından beri gitar çalıyorum.

- Suono la chitarra da quando avevo tredici anni.
- Io suono la chitarra da quando avevo tredici anni.

Mary beş yaşından beri dans etmektedir.

- Mary danza da quando aveva cinque anni.
- Mary balla da quando aveva cinque anni.

Bu kadın seksen yaşından daha büyük.

Questa donna ha più di ottant'anni.

Tom altı yaşından beri Boston'da yaşıyor.

Tom vive a Boston da quando aveva sei anni.

Çünkü 16 yaşından beri her gün çalışıyor

Perché lavora tutti i giorni da quando aveva 16 anni,

Ben on yaşından önce bir aslan görmemiştim.

Non avevo visto un leone prima dei dieci anni.

Bütün bildiğimiz, Tom'un otuz yaşından büyük olabileceğiydi.

Per quel che ne sappiamo, Tom potrebbe avere più di trent'anni.

Tom, on üç yaşından beri piyano çaldı.

Tom suona il piano da quando aveva tredici anni.

Tom, on üç yaşından beri ehliyetsiz araba kullanmakta.

Tom guida senza patente da quando aveva tredici anni.

Jane on bir yaşından beri filmlerde oyunculuk yapıyor.

Jane recita nei film da quando aveva undici anni.

On bir yaşından beri, Jane filmlerde oyunculuk yapıyor.

Jane recita nei film da quando aveva undici anni.

İşte bu kadar kadın 18 yaşından önce evlenmiş durumda.

Questo è il numero di donne che si sono sposate prima dei 18 anni.

Tom Jackson ilk kitabını on üç yaşından önce yazdı.

- Tom Jackson ha scritto il suo primo libro prima di avere tredici anni.
- Tom Jackson scrisse il suo primo libro prima di avere tredici anni.

Mary'nin hedefi otuz yaşından önce bir ev sahibi olmak.

L'obiettivo di Mary è possedere una casa prima di avere trent'anni.

Elli yaşından sonra yeni bir dil öğrenmek o kadar kolay değil.

Non è così facile imparare una nuova lingua dopo i cinquant'anni.

Ben üç yaşından beri bale dersleri alıyorum ve bir balerin olmayı umuyorum.

Prendo lezioni di danza da quando ho tre anni e spero di diventare una ballerina.

O çoktan elli yaşından daha fazla olduğunu, tam olarak elli beş olduğunu söyledi.

- Ha detto di avere già più di cinquant'anni, cinquantacinque, per la precisione.
- Disse di avere già più di cinquant'anni, cinquantacinque, per la precisione.

2030'a kadar onun nüfusunun yüzde yirmi biri altmış beş yaşından büyük olacak.

Entro il 2030 il 21 per cento della popolazione sarà costituito da persone over 65.