Translation of "Vahşi" in Italian

0.014 sec.

Examples of using "Vahşi" in a sentence and their italian translations:

Vahşi.

- Selvaggio!
- Selvaggia!
- Selvaggi!
- Selvagge!

Bu vahşi.

- Questo è selvaggio.
- Questo è selvatico.

Tom vahşi.

Tom è feroce.

Oldukça vahşi.

È abbastanza selvaggio.

Vahşi hayvanlardan korkarım.

- Ho paura degli animali selvatici.
- Io ho paura degli animali selvatici.

O oldukça vahşi.

È piuttosto selvaggio.

Vahşi değil mi?

- Non è selvaggio?
- Non è selvaggia?
- Non è selvatico?
- Non è selvatica?

Bu çok vahşi.

È così selvaggio.

Özellikle vahşi hayvanlara karşı.

Soprattutto verso le creature selvatiche.

Tilki vahşi bir hayvandır.

La volpe è un animale selvaggio.

Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.

Gli animali selvatici vivono nella giungla.

Tom vahşi bir adamdır.

Tom è un uomo selvaggio.

Vahşi yaşama düşman, betondan ormanlar.

Giungle di cemento, ostili alla fauna selvatica.

Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.

In natura, si appollaiano nelle cavità degli alberi.

Tom vahşi hayvanlar tarafından öldürüldü.

- Tom è stato ucciso da degli animali selvatici.
- Tom fu ucciso da degli animali selvatici.
- Tom venne ucciso da degli animali selvatici.

Alaska'da milyonlarca vahşi hayvan yaşıyor.

Millioni di animali selvaggi vivono in Alaska.

Vahşi Jaguarlar hakkında rüya gördü.

- Lei ha sognato dei giaguari selvatici.
- Ha sognato dei giaguari selvatici.
- Sognò dei giaguari selvatici.
- Lei sognò dei giaguari selvatici.

- Bu ormanda çok vahşi hayvan var.
- Bu ormanda birçok vahşi hayvan var.

Ci sono molti animali selvatici in questa foresta.

Hindistan Vahşi Yaşamı Koruma Derneğine göre

Secondo la Società Indiana per la Protezione della Fauna Selvatica,

Vahşi doğada sadece 14.000 pars kaldı.

Non ne restano che 14,000 in natura.

Vahşi doğada, her zaman teknolojiye güvenemezsiniz.

In natura non si può sempre dipendere dalla tecnologia.

Vahşi doğada gireceğiniz mücadeleleri dikkatli seçin.

Scegli bene, nella natura.

Vahşi hayatta kaynaklar bulmalı ve değerlendirmelisiniz.

Sopravvivere in natura dipende anche dall'ingegno

Vahşi doğada yiyecek ararken seçiçi olamazsınız!

Quando cerchi il cibo nella natura non puoi fare lo schizzinoso!

Vahşi doğada yiyecek ararken seçici olamazsınız!

Quando cerchi il cibo nella natura non puoi fare lo schizzinoso!

Vahşi istilacı sonunda veterinerler tarafından yatıştırılıyor

Il predatore viene sedato dai veterinari

Güneş vahşi bir renk aleviyle batıyor.

Il sole sta tramontando in una fiamma selvaggia di colore.

Bazen vahşi doğada işler beklenmedik şekilde sonuçlanabilir.

A volte nella natura le cose prendono pieghe inaspettate.

Dördüncü nesil bir vahşi yaşam izcisi olarak

Quarto di una tradizione familiare di esperti,

Kış yaklaştıkça vahşi doğada yiyecek iyice azalıyor.

In natura, il cibo diventa più scarso con l'arrivo dell'inverno.

Vahşi doğadayken unutmamanız gereken iki şey vardır.

Due cose ricordo sempre, quando vado nella natura.

Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek

Sentirsi accettare da un animale libero, selvaggio

O adada hâlâ bazı vahşi kabileler var.

Su quell'isola ci sono ancora delle tribù selvagge.

Tom vahşi bir su aygırı tarafından ezildi.

- Tom è stato calpestato da un ippopotamo selvatico.
- Tom fu calpestato da un ippopotamo selvatico.

Şehirler genişleyip vahşi yaşam alanları daralırsa ne olur?

Che succede quando le città si espandono a danno della fauna selvatica?

Insanlar artık adım adım vahşi alanlara girmeye başladı.

gli abitanti iniziano a occupare i territori selvaggi.

Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.

Ma di notte sono sorprendentemente ostili.

Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.

Mi aveva fatto capire quanto fossero preziosi i luoghi selvaggi.

Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.

Sei in contatto con questo posto selvaggio e ti sta parlando.

Ama bu vahşi kediden sonra diğer finalistimiz kim olacak?

Chi si unirà al feroce felino nella battaglia finale?

Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.

Sono bestie nate per essere selvagge. Predatori di prima qualità, brutali ma magnifici.

Vahşi hayatta iyi bir sığınak hayatta kalmanın tek yoludur.

Un buon riparo è il solo modo per sopravvivere agli elementi.

Vahşi yaşam size bir besin fırsatı sunarsa onu değerlendirirsiniz!

Quando la natura ti offre la possibilità di mangiare, coglila!

Kimin en vahşi, erkeğin mi dişinin mi olduğunu görüyoruz.

chi risulta essere il più feroce, il maschio o la femmina?

Vahşi manzaraları ve kalabalık şehirlerinde epik bir savaş veriliyor.

Tra paesaggi selvaggi e città tentacolari, si combatte una lotta epica.

Vahşi düz kürklü su samurları gündüz aktif olsa da...

Anche se le lontre lisce sono attive durante il giorno,

Hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

offre l'ambiente perfetto per far tornare gli animali alla natura...

Vahşi hayat çok basit ve toplumlarımız çok karmaşık makine!

La vita selvaggia è così semplice, e le nostre società sono tali macchinari complessi!

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

Gli ambientalisti si impegnano per salvare i rinoceronti selvaggi rimasti.

Singapur şu anda dünyanın vahşi yaşama en dost şehirlerinden biri.

Singapore è tra le città più accessibili alla fauna selvatica al mondo.

Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.

Capisci quanto siano vulnerabili le vite di questi animali selvatici.

Küresel ısınma, vahşi hayvanlar için de ciddi sorunlara neden olabilir.

Anche il riscaldamento globale può causare seri problemi per gli animali selvatici.

Vahşi yaşam size bir yiyecek fırsatı sunarsa, onu değerlendirirsiniz! Ne yemeliyiz?

Quando la natura ti offre l'opportunità di mangiare, coglila! Allora, che mangiamo?

Birim, 1793'te Prusyalılara karşı harekete geçti: vahşi bir ateş vaftizinde,

L'unità entrò in azione contro i prussiani nel 1793: in un brutale battesimo di fuoco, metà

Vahşi doğada bir şey yemek her zaman risklidir ve şimdi başımız belada.

Mangiare nella natura è sempre rischioso e adesso siamo nei guai.

Ama ince farkları ancak öyle görebiliyorsun. Vahşi doğayı işte o zaman tanıyorsun.

Ma è allora che vedi le sottili differenze. Ed è allora che conosci la natura.

Ama bunun sizi yıldırmasın. Vahşi doğa şaşırtıcıdır. Artık hangi yönün batı olduğunu biliyoruz,

Ma non scoraggiarti. La natura può essere ingannevole. Ora che sappiamo dov'è l'ovest,

Içeride Gubbi ve diğer vahşi yaşam görevlileri büyük ağlar gererek kaçağı tuzağa düşürmeyi umuyor.

all'interno, Gubbi e i suoi colleghi tendevano grosse reti nella speranza di catturare il fuggiasco.

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

In tutto il mondo, gli animali selvatici diventano sempre più abili a rubare un pasto.

Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?

Perché un animale selvatico che si fa le sue cose, ottenere qualcosa da questa strana creatura umana che va a trovarlo?

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.

All'inizio, è difficile entrare in acqua. È uno dei posti più selvaggi e spaventosi per nuotare sul pianeta.

Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.

Il biologo esperto della fauna selvatica Dr. Wong Siew Te dice che il rinoceronte è pericoloso se si sente minacciato.

Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.

Un futuro in cui le città offrono riparo alla fauna selvatica non solo di notte, ma anche di giorno?