Translation of "Konuşuyordu" in Italian

O konuşuyordu.

- Stava parlando.
- Lui stava parlando.

Tom konuşuyordu.

Tom stava parlando.

Biri Tom'la konuşuyordu.

Qualcuno stava parlando con Tom.

Tom uykusunda konuşuyordu.

Tom stava parlando nel sonno.

Tom benimle konuşuyordu.

Tom stava parlando con me.

Biri onlarla konuşuyordu.

Qualcuno stava parlando con loro.

Biri onunla konuşuyordu.

Qualcuno stava parlando con lui.

Tom kimle konuşuyordu?

- Tom con chi stava parlando?
- Con chi stava parlando Tom?

O, yürürken konuşuyordu.

Parlava mentre camminava.

İmam Arapça konuşuyordu.

L'imam stava parlando in arabo.

Sanırım Tom Fransızca konuşuyordu.

- Penso che Tom stesse parlando in francese.
- Io penso che Tom stesse parlando in francese.

O bir kızla konuşuyordu.

- Stava parlando con una ragazza.
- Lui stava parlando con una ragazza.

Tom sadece açık konuşuyordu.

Tom stava semplicemente dichiarando l'ovvio.

Herkes onun hakkında konuşuyordu.

- Ne stavano parlando tutti.
- Tutti ne stavano parlando.

Tom bazı komşularla konuşuyordu.

Tom stava parlando ad alcuni vicini.

Tom senin hakkında konuşuyordu.

- Tom stava parlando di te.
- Tom stava parlando di voi.
- Tom stava parlando di lei.

Tom bile Fransızca konuşuyordu.

- Pure Tom stava parlando in francese.
- Persino Tom stava parlando in francese.

Sanırım o adam Fransızca konuşuyordu.

Penso che quell'uomo stesse parlando in francese.

Tom ve Mary çocukları hakkında konuşuyordu.

- Tom e Mary stavano parlando dei loro figli.
- Tom e Mary stavano parlando dei loro bambini.

Tom her zamankinden daha hızlı konuşuyordu.

Tom stava parlando più velocemente del solito.

O adamlar İngilizce mi Fransızca mı konuşuyordu?

Quegli uomini stavano parlando in francese o in inglese?

İki yıl sonra, o çoktan akıcı Almanca konuşuyordu.

Dopo due anni parlava già correntemente il tedesco.

Tom ve Mary de ikisi de Fransızca konuşuyordu.

Tom e Mary parlavano entrambi in francese.

Tom konferans masasının etrafında toplanmış bir grup erkekle konuşuyordu.

Tom stava parlando con un gruppo di uomini riuniti intorno al tavolo della conferenza.

Kleopatra çok akıllıydı. O en az dokuz dil konuşuyordu.

- Cleopatra era molto intelligente. Parlava almeno nove lingue.
- Cleopatra era molto intelligente. Lei parlava almeno nove lingue.

- Tom ve Mary her ikisi de aynı zamanda konuşuyordu.
- Hem Tom hem de Mary aynı zamanda konuşuyorlardı.

Tom e Mary stavano parlando in contemporanea.