Translation of "Hâline" in Italian

0.008 sec.

Examples of using "Hâline" in a sentence and their italian translations:

Bir nevi takıntı hâline gelmişti.

Era diventata un po' un'ossessione.

Adeta kutsal aşkın nişanı hâline geldi.

è diventato emblema dell'amore monastico.

Gözümü ayırmak istemiyorum, sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

Non devo perderlo d'occhio, si è arrotolato.

Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

Non devo distogliere lo sguardo, si sta arrotolando,

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri

quando arretrano la testa e si arrotolano

Sarmal hâline gelip kafalarını böyle geriye çekmeleri

Quando arretrano la testa e si arrotolano,

19. yüzyılın büyük ticari çeşitliliği hâline geliyor.

perché ha un sapore veramente buono.

Ve bu benim gibi doktorların konusu hâline geliyor,

e più terreno per medici come me,

En bolluk içinde yüzen sularından biri hâline getiriyor.

che riforniscono alcune delle acque più ricche del pianeta.

Ve sadece etrafında olarak bile onun taşıyıcısı hâline geliriz.

e diventiamo i suoi portatori solo standole vicino.

Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.

Grande, muscoloso e arancione: è il tipico orango asiatico.

Bu muhtemelen akıllıca. Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

Mi sembra intelligente. Non devo distogliere lo sguardo. Si sta arrotolando.

Öyle ki bu adeta kişisel ve profesyonel kimliğim hâline geldi,

fino al punto di diventare parte della mia vita personale e professionale

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

Sfruttano le difficoltà dell'inverno a proprio vantaggio e sono diventati i padroni assoluti di queste lunghe notti artiche.

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri, saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

Quando arretrano la testa e si arrotolano, sono pronti a scattare e a colpire.