Translation of "Başının" in Italian

Tom bize başının ağrıdığını söyledi.

Tom ci disse che aveva mal di testa.

Tom'un başının dertte olduğunu düşündüm.

- Pensavo che Tom fosse nei guai.
- Io pensavo che Tom fosse nei guai.

Tom'un başının belada olabileceğini düşünüyoruz.

- Pensiamo che Tom possa essere nei guai.
- Noi pensiamo che Tom possa essere nei guai.

Tom başının dertte olduğunu biliyor.

- Tom sa che è nei guai.
- Tom sa di essere nei guai.

Tom başının belada olduğunu biliyordu.

Tom sapeva essere nei guai.

Tom'a başının dertte olduğunu söyledim.

- Ho detto a Tom che era nei guai.
- Dissi a Tom che era nei guai.

Tom şimdi başının dertte olduğunu biliyor.

- Tom sa di essere nei guai ora.
- Tom sa di essere nei guai adesso.

Mary Tom'un başının belada olduğunu düşündü.

Mary pensava che Tom fosse nei guai.

Mary Tom'un başının dertte olduğunu söyledi.

- Mary ha detto che Tom era nei guai.
- Mary disse che Tom era nei guai.

Neden onların başının dertte olduğunu biliyorum.

- So perché sono nei guai.
- So perché loro sono nei guai.
- Io so perché sono nei guai.
- Io so perché loro sono nei guai.

Tom'un başının belada olduğunu düşünüyor musun?

- Pensi che Tom sia nei guai?
- Tu pensi che Tom sia nei guai?
- Pensa che Tom sia nei guai?
- Lei pensa che Tom sia nei guai?
- Pensate che Tom sia nei guai?
- Voi pensate che Tom sia nei guai?

Sami kendisinin başının belada olduğunu biliyordu.

- Sami sapeva che era nei guai.
- Sami sapeva di essere nei guai.

O, başının çok fazla ağrıdığını söyledi.

Disse che stava soffrendo di un forte mal di testa.

Tom ve Mary'nin başının belada olduğunu düşünüyorum.

Penso che Tom e Mary siano nei guai.

Annesi balık avlarken kendi başının çaresine bakması gerek.

Lei dovrà cavarsela da sola mentre la madre è a pesca.

Tom Mary'nin başının belada olduğunu anladı ve ona yardım etmek için gitti.

Tom seppe che Mary era nei guai e andò ad aiutarla.

Tom'un başının belada olduğunu hepimiz biliyorduk fakat hiçbirimiz yardım etmek için bir şey yapmadı.

Tutti noi sapevamo che Tom era nei guai, ma nessuno ha fatto niente per aiutarlo.

Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.

Una tale abbondanza di prede rende questo posto perfetto per insegnare a un giovane giaguaro a cavarsela da solo.