Translation of "Vahşi" in Hungarian

0.006 sec.

Examples of using "Vahşi" in a sentence and their hungarian translations:

Vahşi hayvanlardan korkarım.

Félek a vadállatoktól.

- Vahşi Batı'ya hoş geldiniz.
- Vahşi Batı'ya hoş geldin.

Isten hozott a Vadnyugaton!

Özellikle vahşi hayvanlara karşı.

Különösen a vadállatok iránt.

Tilki vahşi bir hayvandır.

A róka vadállat.

- Bazı vahşi hayvanlar yok olma eşiğinde.
- Bazı vahşi hayvanlar tükenme eşiğinde.

Némelyik vadállat a kihalás szélén áll.

Vahşi yaşama düşman, betondan ormanlar.

A vadon élő állatokkal szemben ellenséges betondzsungelek.

Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.

A vadonban fák odvaiban éjszakáznak.

Kovboy kostümlü o vahşi adam...

A bőrnadrágos vadember:

Tom vahşi hayvanlar tarafından öldürüldü.

Tomot vadállatok ölték meg.

- O vahşi hayvanlar hakkında çok şey bilir.
- Vahşi hayvanlar konusunda bilgisi çoktur.

Sokat tud a vadállatokról.

- Vahşi hayvanlardan korkarım.
- Yabani hayvanlardan korkarım.

Félek a vadállatoktól.

Kış yaklaştıkça vahşi doğada yiyecek iyice azalıyor.

A vadonban a tél közeledtével fogytán van az élelem.

Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek

Ahogyan egy vad, szabad állat teljes egészében befogad.

Tom vahşi bir su aygırı tarafından ezildi.

Tomot eltaposta egy vad víziló.

Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.

Ám éjjel meglepően baljós dolgok történhetnek itt.

Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.

Rádöbbentett, hogy milyen értékes a vadon.

Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.

Ha kapcsolatba lépsz ezzel a vadonnal, az beszélni kezd hozzád.

Ender vahşi hayvanların bu ülkeye ithalatı kesinlikle yasaklanmıştır.

A ritka vadállatok behozatala ebbe az országba szigorúan tilos.

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

Az erdőben vadállatok élnek.

Kimin en vahşi, erkeğin mi dişinin mi olduğunu görüyoruz.

ki a vadabb: a nőstény vagy a hím?

Vahşi bir kadın, asi bir şarkıcı ve bir elçiyim.

Vad asszony, lázadó énekes, közvetítő vagyok.

Vahşi düz kürklü su samurları gündüz aktif olsa da...

Noha a vadon élő simaszőrű vidra napközben aktív,

Hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

tökéletes feltételeket nyújt az állatoknak vadonbeli életmódjuk rekonstruálásához.

27 yıllık vahşi bir sivil savaş sonrası toparlanan bir ülke.

brutális polgárháborúból kilábaló ország volt.

Singapur şu anda dünyanın vahşi yaşama en dost şehirlerinden biri.

Szingapúr ma a világ egyik leginkább állatbarát városa.

Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.

Észreveszed, milyen sebezhető ezen vadállatok élete.

Ama ince farkları ancak öyle görebiliyorsun. Vahşi doğayı işte o zaman tanıyorsun.

De csak így láthatod meg a finom különbségeket. És csak így ismerheted meg a vadont.

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

A világ minden táján, a vadon élő állatok egyre jobban megtanulják az étellopás művészetét.

Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?

Mit nyerhetne egy dolgát végző vadállat egy furcsa emberi lénnyel való érintkezésből?

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.

A vízbe elindulni eleinte nem könnyű. A bolygó egyik legvadabb, legfélelmetesebb helye ez, ahol úszhat az ember.

Esaret altındaki hayvanlar uzun, korunaklı, canlı yaşarlar, oysa vahşi halde onlar canlı olarak yenilme tehlikesindedirler.

A fogságban élő állatok sokáig élnek, védve, míg a vadonban folyamatos veszélynek vannak kitéve, hogy zsákmányul ejtik őket.

Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.

Ahol majd városaink a vadvilág minden formájának életteret biztosítanak nem csak éjszaka, hanem napközben is?

Yağmur ormanları dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına karşın; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.

Bár a Föld felületének csupán két százalékát borítják őserdők, ott él a világon fellelhető állat-, növény- és rovarfaj fele.