Translation of "Yakıt" in German

0.003 sec.

Examples of using "Yakıt" in a sentence and their german translations:

Yakıt sıkıntısı vardı.

Es herrschte Treibstoffmangel.

Makineye yakıt koymalıyız.

Man muss die Maschine mit Treibstoff versorgen.

Arabadaki yakıt tankı dolu.

Der Benzintank des Autos ist voll.

Asla alevlere yakıt eklemeyin.

Gieße nie Öl ins Feuer.

Benzin yakıt için kullanılır.

Benzin wird als Treibstoff verwendet.

O, sadece ateşe yakıt ekler.

Das gießt nur Öl ins Feuer.

Fosil yakıt fiyatları tavana vurdu.

Die Preise fossiler Brennstoffe gingen durch die Decke.

Yeni bir yakıt tankeri denize indirildi.

Ein neuer Öltanker stach in See.

Bu yakıt firmaları, yeni rezervler bulmasında

Diese Ölunternehmen bezahlen Informatiker

Bu makinede ne tür yakıt kullanıyorsunuz?

Mit was für Treibstoff läuft diese Maschine?

Bu araba yakıt olarak çok ekonomiktir.

Dieses Auto hat einen sehr geringen Benzinverbrauch.

Tom arabasına haftada iki kez yakıt alır.

Tom tankt zweimal pro Woche.

İçten yanmalı motorlar, yakıt ve hava karışımını yakarlar.

In Verbrennungsmotoren wird ein Treibstoff-Luft-Gemisch verbrannt.

Origen Elektrik Süreci doğal gazı bir yakıt deposuna gönderiyor.

Der Origen-Power-Process leitet Erdgas in eine Brennstoffzelle.

Hava yolları, jet yakıtı için yakıt firmalarına ödeme yapar.

Fluggesellschaften bezahlen Ölunternehmen für Kerosin.

- O, daha az yakıt kullanan yeni bir motor icat etti.
- O, daha az yakıt tüketen yeni bir motor icat etti.

- Er erfand einen neuen Motor, um weniger Treibstoff zu verbrauchen.
- Er erfand einen neuen Motor, der weniger Treibstoff verbrauchte.

Deniz blokajları kıtlığa neden olmaya başlamıştı. Avrupa'da yiyecek ve yakıt ...

Flottenblockaden begannen, Engpässe zu verursachen von Essen und Treibstoff in ganz Europa ...

Bir uçuş sırasında uçak yakıt tüketirken uçağın ağırlığı sürekli değişir.

Während eines Fluges ändert sich das Gewicht eines Flugzeuges durch den Treibstoffverbrauch beständig.

Tom yakıt tasarrufu yapmak için otoyolda saatte 60 mil hızla sürer.

Tom fährt mit 100 km/h auf der Autobahn, um Sprit zu sparen.

Aya gidip gelirken üç astronot için yakıt, güç, kaynak ve yaşam alanı sağlayacaktı

Es würde drei Astronauten auf ihrem Weg zum und vom Mond