Translation of "Muhafaza" in German

0.004 sec.

Examples of using "Muhafaza" in a sentence and their german translations:

Enerjisini muhafaza etmeli.

Er muss Energie sparen.

Bu valizi muhafaza eder misiniz?

Würden Sie bitte dieses Gepäck aufbewahren?

- Serin tut!
- Serin muhafaza et!

Kühl aufbewahren!

- Ukrayna'nın birliğini koruyun!
- Ukrayna'nın birliğini muhafaza edin!

Bewahrt die Einheit der Ukraine!

Eti uzun süre muhafaza etmek isterseniz, dondurun.

- Wenn Sie Fleisch lange aufbewahren möchten, frieren Sie es ein.
- Wenn du Fleisch länger haltbar machen willst, dann frier es ein.

- Çocukların ulaşamayacağı yerde saklayınız!
- Çocukların ulaşamayacağı yerde muhafaza ediniz!

Außer Reichweite von Kindern aufbewahren!

- Süt düşük sıcaklıkta muhafaza edilmelidir.
- Süt düşük sıcaklıkta saklanmalıdır.

Man muss Milch bei relativ niedriger Temperatur aufbewahren.

Ev o kadar eskiydi ki, içinde hâlâ 1956 yılının takvimini muhafaza ediyordu.

Das Haus war so alt, dass darin noch ein Kalender von 1956 hing.

- Değerli şeylerini güvenli bir yerde muhafaza etmelisin.
- Değerli eşyalarını güvenli bir yerde saklamalısın.

- Du solltest deine Wertsachen an einem sicheren Ort verwahren.
- Sie sollten Ihre Wertsachen an einem sicheren Ort aufbewahren.
- Du solltest deine Wertsachen an einem sicheren Ort aufbewahren.

- Sen tekrar gelene kadar her şeyi muhafaza edeceğim.
- Sen tekrar gelene kadar her şeyi saklayacağım.

Ich werde alles aufbewahren, bis du wiederkommst.

- Yazın et çabuk kötü olur, eti buzdolabında saklamalısın.
- Yazın et çok çabuk bozulur; dolapta muhafaza etmelisin.

Im Sommer wird Fleisch schnell schlecht; du musst es im Kühlschrank aufbewahren.

- Kışa saklamak istediğimiz balıkları tuzlamalı ya da kurutmalıyız.
- Kışa kadar muhafaza etmek istediğimiz balıkları tuzlamalı ya da kurutmalıyız.

Wir müssen die Fische, die wir für den Winter aufbewahren wollen, salzen oder trocknen.

Her tür yaşamın değerini anladığında, geçmişi kafana takmakla daha fazla uğraşmazsın artık, bilakis geleceğini muhafaza etmek için kendini ona konsantre edersin.

Wenn du einmal den Wert allen Lebens erkannt hast, wirst du dich weniger mit der Vergangenheit beschäftigen, sondern dich vor allem darauf konzentrieren, die Zukunft zu erhalten.