Translation of "Kocasının" in German

0.005 sec.

Examples of using "Kocasının" in a sentence and their german translations:

- Kocasının ölümünü hazmedemedi.
- Kocasının ölümünün üstesinden gelemedi.
- Kocasının ölümünü atlatamadı.

Sie konnte den Tod ihres Mannes nicht verkraften.

O, kocasının şapkasını fırçaladı.

Sie hat den Hut ihres Mannes gebürstet.

O, kocasının psikolojisini biliyor.

- Sie weiß, was in ihrem Mann vorgeht.
- Sie kennt die Psyche ihres Mannes.

Mary'nin kocasının adı ne?

Wie heißt Marias Mann?

Kocasının sağlığı için çok endişeliydi.

Sie hat sich um die Gesundheit ihres Mannes große Sorgen gemacht.

Mary kocasının eve gelmesini bekliyor.

Maria wartet darauf, dass ihr Ehemann nach Hause kommt.

Teyzemin kocasının yeğeni ile evlenebilir miyim?

Kann ich den Neffen des Ehemanns meiner Tante heiraten?

Tom Maria'nın kocasının en iyi arkadaşı.

Tom ist der beste Freund des Ehemanns Marias.

Tom Mary'nin kocasının en iyi arkadaşı.

Tom ist der beste Freund von Marys Ehemann.

Kocasının kazandığının yarısı kadar çok para kazanır.

Sie verdient halb so viel Geld wie ihr Mann.

Kocasının boynuna kollarını attı ve onu öptü.

Sie umarmte ihren Mann und küsste ihn.

43 yaşındaki bir kadın kocasının vurularak öldürüldüğünden şüphelendi.

- 43jährige steht im Verdacht, ihren Ehemann erschossen zu haben.
- 43jährige Frau wird verdächtigt, ihren Ehemann erschossen zu haben.

Yeni kocasının kötü bir kişi olduğu ortaya çıktı.

Ihr neuer Ehemann entpuppte sich als übler Mensch.

O her zaman kocasının düşük maaşından şikayet ediyor.

Sie beklagt sich immer über das niedrige Gehalt ihres Mannes.

Onlar Bayan Lincoln'a kocasının nereye gömülmesini istediğini sordu.

Sie fragten Frau Lincoln, wo sie wünsche, dass ihr Mann begraben werde.

O, kocasının ölümünden sonra dört çocuğu tek başına yetiştirdi.

Nach dem Tod ihres Mannes zog sie die vier Kinder allein auf.

Peki ya kocasının bebeğiyle zaten ilgilenmesi gerektiğini ve bunun gayet

Was, wenn sie es als völlig normal ansehen würde,

Tom eski eşinin ve onun yeni kocasının nasıl geçindiğini merak ediyordu.

Tom wollte gerne wissen, wie seine Exfrau und ihr neuer Ehemann miteinander auskommen.

Mary makul bir kadındı ve o onun kocasının isteklerini yerine getirmesini kolaylaştırdı.

Maria war eine vernünftige Frau, und das machte es ihrem Gatten leicht, ihre Wünsche zu erfüllen.

- İş arkadaşım ve kocasının ikisi de Amerikalı.
- Hem iş arkadaşım hem de onun kocası Amerikalı.

Meine Kollegin und ihr Mann sind beide Amerikaner.

1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.

In den späten Fünfzigern wollte meine Mutter eine Flasche Rum kaufen, und der Verkäufer im Spirituosenladen in Ontario fragte sie, ob sie eine Bescheinigung von ihrem Mann habe.