Translation of "Kanadalı" in German

0.014 sec.

Examples of using "Kanadalı" in a sentence and their german translations:

- Kanadalı değilim.
- Ben Kanadalı değilim.

Ich bin kein Kanadier.

- Sen Kanadalı değilsin.
- Kanadalı değilsiniz.

- Du bist kein Kanadier.
- Du bist keine Kanadierin.
- Sie sind kein Kanadier.
- Sie sind keine Kanadierin.
- Sie sind keine Kanadier.
- Sie sind keine Kanadierinnen.
- Ihr seid keine Kanadier.
- Ihr seid keine Kanadierinnen.

Tom Kanadalı.

Tom ist Kanadier.

Onlar Kanadalı.

Sie sind Kanadier.

Kanadalı değilim.

Ich bin kein Kanadier.

Patronum Kanadalı.

- Mein Chef ist Kanadier.
- Meine Chefin ist Kanadierin.

- Kanadalı değilim.
- Ben bir Kanadalı değilim.

Ich bin kein Kanadier.

- Tom Kanadalı mı?
- Tom bir Kanadalı mı?

Ist Tom Kanadier?

Sen Kanadalı mısın?

Bist du Kanadier?

Kanadalı olduğunu bilmiyordum.

Ich wusste gar nicht, dass du Kanadier bist.

Keşke Kanadalı olmasam.

Ich wünschte, ich wäre keine Kanadierin.

Onların hepsi Kanadalı.

Das sind alles Kanadier.

Sen Kanadalı değilsin.

- Du bist kein Kanadier.
- Du bist keine Kanadierin.
- Sie sind kein Kanadier.
- Sie sind keine Kanadierin.
- Sie sind keine Kanadier.
- Sie sind keine Kanadierinnen.
- Ihr seid keine Kanadier.
- Ihr seid keine Kanadierinnen.

Tom Kanadalı değil.

Tom ist kein Kanadier.

Tom Kanadalı mı?

Ist Tom Kanadier?

Onlar Kanadalı mı?

Sind das Kanadier?

Keşke Kanadalı doğsaydım.

- Ich wäre gerne als Kanadier geboren worden.
- Ich wäre gerne als Kanadierin geboren worden.
- Ich wünschte, ich wäre als Kanadier geboren worden.
- Ich wünschte, ich wäre als Kanadierin geboren worden.

Birkaç Kanadalı tanıyorum.

Ich kenne mehrere Kanadier.

Gerçekten Kanadalı mısın?

- Bist du wirklich Kanadier?
- Bist du wirklich Kanadierin?

Kanadalı değilim ki.

- Ich bin kein Kanadier.
- Ich bin nicht einmal Kanadierin.
- Ich bin nicht einmal Kanadier.

Tom Kanadalı olabilir.

Tom könnte Kanadier sein.

Tom bir Kanadalı.

Tom ist Kanadier.

- O Kanadalı.
- Kanadalıdır.

Sie ist Kanadierin.

Onların çoğu Kanadalı.

Die meisten sind Kanadier.

Biz Kanadalı değiliz.

Wir sind keine Kanadier.

Kanadalı değil misin?

- Seid ihr nicht Kanadier?
- Bist du nicht Kanadier?

Kanadalı olduğunu sanıyorum.

- Ich nehme an, dass du Kanadier bist.
- Ich nehme an, dass Sie Kanadier sind.
- Ich vermute, dass Sie Kanadier sind.

Tom'un annesi Kanadalı.

Toms Mutter ist Kanadierin.

Fransızca öğretmenimiz Kanadalı.

- Unser Französischlehrer ist Kanadier.
- Unsere Französischlehrerin ist Kanadierin.

- Tom Kanadalı olduğumu bilmiyor.
- Tom benim Kanadalı olduğumu bilmiyor.

Tom weiß nicht, dass ich Kanadier bin.

O, Kanadalı biriyle evlendi.

Er hat eine Kanadierin geheiratet.

Bu Kanadalı parası mı?

Ist das kanadisches Geld?

Ben bir Kanadalı değilim.

Ich bin kein Kanadier.

Tom'un Kanadalı olduğunu düşündüm.

Ich dachte, Tom wäre Kanadier.

Senin Kanadalı olduğunu düşündüm.

- Ich dachte, du bist Kanadier.
- Ich dachte, du bist Kanadierin.
- Ich dachte, Sie sind Kanadier.
- Ich dachte, Sie sind Kanadierin.

Hiç Kanadalı arkadaşım yok.

Ich habe keine kanadischen Freunde.

Kanadalı olmaktan gurur duyuyorum.

- Ich bin stolz, Kanadier zu sein.
- Ich bin stolz, Kanadierin zu sein.

Beyefendi Kanadalı bir ekonomist.

Der Herr ist ist ein kanadischer Wirtschaftswissenschaftler.

Tom Kanadalı olduğumu biliyor.

- Tom weiß, dass ich Kanadier bin.
- Tom weiß, dass ich Kanadierin bin.

Tom'un Kanadalı olduğunu sanmıyorum.

Ich glaube nicht, dass Tom Kanadier ist.

Bir Kanadalı ile evlendim.

- Ich habe einen Kanadier geheiratet.
- Ich habe eine Kanadierin geheiratet.

Tom Kanadalı olduğunu söyledi.

Tom sagte, er sei Kanadier.

Tom gerçekten Kanadalı değil.

Tom ist nicht wirklich Kanadier.

Hiçbir Kanadalı yaralı değildi.

Es wurden keine Kanadier verletzt.

Birkaç Kanadalı arkadaşım var.

Ich habe mehrere kanadische Freunde.

Tom gerçekten Kanadalı mı?

Ist Tom wirklich Kanadier?

Kanadalı olduğumuzu asla söylemedik.

Wir haben nie behauptet, dass wir Kanadier wären.

Tom ve Mary Kanadalı.

Tom und Maria sind Kanadier.

Kanadalı pastırma sever misin?

Schmeckt dir kanadischer Speck?

Onlar Kanadalı, değil mi?

Sie sind Kanadier, oder?

Tom Kanadalı olduğunu söylüyor.

Tom sagt, er ist Kanadier.

Kanadalı olduğumu nasıl bildin?

- Woher wusstest du, dass ich Kanadier bin?
- Woher wusstest du, dass ich Kanadierin bin?
- Woher wusstet ihr, dass ich Kanadierin bin?
- Woher wussten Sie, dass ich Kanadierin bin?
- Woher wussten Sie, dass ich Kanadier bin?
- Woher wusstet ihr, dass ich Kanadier bin?

Tom tipik bir Kanadalı.

Tom ist ein typischer Kanadier.

Tom bir Kanadalı değil.

Tom ist kein Kanadier.

Tom'un kız arkadaşı Kanadalı.

Toms Freundin ist Kanadierin.

Kanadalı olduklarını nereden biliyorsun?

Woher weißt du, dass sie Kanadier sind?

Kanadalı olduğumu biliyor muydun?

Weisst Du, dass ich Kanadier bin?

Kanadalı bir arkadaşım var.

- Ich habe einen kanadischen Freund.
- Ich habe eine kanadische Freundin.

Fransız öğretmenim Kanadalı değil.

- Mein Französischlehrer ist kein Kanadier.
- Meine Französischlehrerin ist keine Kanadierin.

Tom Kanadalı, değil mi?

Tom ist Kanadier, nicht wahr?

Tom'un Kanadalı olduğunu biliyorum.

Ich weiß, dass Tom Kanadier ist.

Eşiniz de Kanadalı mı?

- Ist deine Frau auch Kanadierin?
- Ist Ihre Frau auch Kanadierin?

- Kaç tane Kanadalı arkadaşın var?
- Kaç tane Kanadalı arkadaşınız var?

- Wie viele kanadische Freunde hast du?
- Wie viele kanadische Freunde haben Sie?
- Wie viele kanadische Freunde habt ihr?

Fransızca öğretmenimiz Kanadalı, değil mi?

Unser Französischlehrer ist Kanadier, nicht wahr?

Buradaki tek Kanadalı sen değilsin.

- Du bist hier nicht der einzige Kanadier.
- Du bist hier nicht die einzige Kanadierin.

Tom ve ben Kanadalı değiliz.

Tom und ich sind keine Kanadier.

Tom, Mary'nin Kanadalı olduğunu bilmiyor.

Tom weiß nicht, dass Maria Kanadierin ist.

Tom, Mary'nin Kanadalı olduğunu söyledi.

Tom sagte, dass Maria Kanadierin sei.

Tom tipik bir Kanadalı adam.

Tom ist ein typischer Kanadier.

Buradaki tek Kanadalı biz değiliz.

Wir sind hier nicht die einzigen Kanadier.

Tom'un Kanadalı olmadığını mı söylüyorsun?

Willst du damit sagen, Tom wäre gar kein Kanadier?

Keşke bir Kanadalı olarak doğsaydım.

- Ich wäre gerne als Kanadier geboren worden.
- Ich wäre gerne als Kanadierin geboren worden.
- Ich wünschte, ich wäre als Kanadier geboren worden.
- Ich wünschte, ich wäre als Kanadierin geboren worden.

Tom gerçekten de Kanadalı mı?

Ist Tom wirklich Kanadier?

Benim en iyi arkadaşım Kanadalı.

- Mein bester Freund kommt aus Kanada.
- Meine beste Freundin kommt aus Kanada.

Tom'un bir Kanadalı olduğunu düşündüm.

Ich dachte, Tom wäre Kanadier.

O, Kanadalı bir kızla evlendi.

Er hat eine Kanadierin geheiratet.

Tom bir Kanadalı gibi görünmüyor.

Tom scheint kein Kanadier zu sein.

Tom ve Mary Kanadalı değildir.

Tom und Mary sind keine Kanadier.

Tom'un Kanadalı bir eşi var.

Tom hat eine kanadische Ehefrau.

Tom Kanadalı bir kızla evlendi.

Tom hat eine Kanadierin geheiratet.

Bir hayli Kanadalı arkadaşım var.

Ich habe viele kanadische Freunde.

Tom Kanadalı siyasetten nefret ediyordu.

Tom hasste die kanadische Politik.

Tom'un Kanadalı olduğumu bildiğini sanmıyorum.

Ich glaube nicht, dass Tom weiß, dass ich Kanadierin bin.

Sen Kanadalı değilsin, değil mi?

Du bist kein Kanadier, richtig?

Tom bir Kanadalı, değil mi?

Tom ist Kanadier, nicht wahr?

Kanadalı bir kız arkadaşım var.

Meine Freundin ist Kanadierin.

Tom Kanadalı değil, değil mi?

Tom ist kein Kanadier, nicht wahr?

En sevdiğin Kanadalı şarkıcı kim?

- Welchen kanadischen Sänger hörst du am liebsten?
- Welche kanadische Sängerin hörst du am liebsten?

En sevdiğiniz Kanadalı şarkıcı kimdir?

Welchen kanadischen Sänger oder welche Sängerin hörst du am liebsten?

En sevdiğiniz Kanadalı yazar kimdir?

Welchen kanadischen Schriftsteller liest du am liebsten?

Aslında Tom'un bir Kanadalı olduğuna inanmadım.

Ich habe niemals ehrlich geglaubt, dass Tom Kanadier sei.

Kanadalı olan bir İngilizce öğretmeni tanıyorum.

Ich kenne einen Englischlehrer, der aus Kanada kommt.