Translation of "Gelecekte" in German

0.010 sec.

Examples of using "Gelecekte" in a sentence and their german translations:

Gelecekte ne olacaksın?

Was willst du künftig einmal werden?

Gelecekte ebeveynlerime bakacağım.

Ich werde mich zukünftig um meine Eltern kümmern.

Gelecekte ne yapmak istiyorsun?

Was möchtest du zukünftig machen?

İsteğiniz yakın gelecekte gerçekleşecek.

- Dein Wunsch wird sich bald erfüllen.
- Dein Wunsch wird in naher Zukunft in Erfüllung gehen.

Yakın gelecekte tekrar görüşebiliriz.

Vielleicht sehen wir uns in naher Zukunft wieder.

Yakın gelecekte plan uygulanacak.

Der Plan wird in nächster Zukunft ausgeführt werden.

Gelecekte daha çok çalışacağım.

Zukünftig werde ich stärker lernen.

Gelecekte ne yapacağını şaşırdım.

Ich war verwirrt, was als nächstes zu tun wäre.

Gelecekte arabalar kendilerini sürecekler.

In der Zukunft werden Autos von allein fahren.

- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
- Gelecekte ne olacağını kimse söyleyemez.

Niemand kann erzählen, was die Zukunft bringt.

- Gelecekte ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
- Gelecekte ne olacağını kimse bilmiyor.
- Gelecekte ne olacağını kimse bilmez.

- Niemand weiß, was die Zukunft bringt.
- Niemand wird wissen, was in der Zukunft geschehen wird.

- Gelecekte birçok işçiler robotlarla değiştirilecekler.
- Gelecekte, birçok işçinin yerini robotlar alacak.

In der Zukunft wird man viele Arbeiter durch Roboter ersetzen.

Gelecekte ne olacağını asla söyleyemezsin.

Man weiß nie, was die Zukunft bringt.

Yakın gelecekte seni ziyaret edeceğim.

Ich werde dich irgendwann in der nahen Zukunft besuchen.

Gelecekte ne olacağını bilmek olanaksızdır.

Man kann nicht wissen, was in Zukunft passiert.

Gelecekte bu sorunu önlemek istiyorum.

Ich möchte dieses Problem in Zukunft gerne vermeiden.

Gelecekte ne olacağını kimse bilmiyor.

- Niemand weiß, was die Zukunft bringt.
- Keiner weiß, was in der Zukunft passieren wird.

Gelecekte bir pilot olmak istiyorum.

Ich möchte einmal Pilot werden.

Gelecekte bir dişçi olmak istiyorum.

In Zukunft möchte ich Zahnarzt werden.

Gelecekte bir doktor olmak istiyor.

Er will später einmal Arzt werden.

Gelecekte, zamanında burada almak zorunda.

In Zukunft hast du pünktlich hier zu sein.

Gelecekte bir dişçi olmayı istiyorum.

In Zukunft möchte ich Zahnarzt werden.

Bunu gelecekte kullanmak için saklayacağız.

Ich behalte das für zukünftigen Gebrauch.

Gelecekte ne olacağını kim söyleyebilir?

Wer kann schon sagen, was die Zukunft bringen wird?

Gelecekte ünlü bir sanatçı olacak.

Sie wird in Zukunft eine berühmte Künstlerin sein.

Yakın gelecekte bir enerji krizi olacak.

Es wird in naher Zukunft eine Energiekrise geben.

Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.

Diese Probleme werden in naher Zukunft gelöst werden.

Gelecekte babamın işini devralmak zorunda kalacağım.

Ich werde einmal das Geschäft meines Vaters übernehmen müssen.

Gelecekte, parana daha çok dikkat et.

Geh in Zukunft sorgsamer mit deinem Geld um.

Gelecekte daha iyisini yapmak için çalış.

Gib dir in Zukunft mehr Mühe!

Gelecekte daha iyi çalışmaya karar verdi.

Er beschloss, in Zukunft besser zu arbeiten.

Yakın gelecekte çok ilginç biriyle tanışacaksın.

Ihre Stimme wird demnächst von einer interessanten Person entdeckt.

Gelecekte herkes elektrikli bir araba kullanacak.

In der Zukunft wird jeder ein Elektroauto fahren.

Gelecekte burada bir metro istasyonu olacağını umuyorum.

Ich gehe davon aus, dass es hier zukünftig einen U-Bahnhof geben wird.

Yakın gelecekte büyük bir deprem olacağı söyleniyor.

Man sagt, in naher Zukunft wird es ein starkes Erdbeben geben.

Tom ve Mary'nin yakın gelecekte evlenmesi muhtemel.

Tom und Maria werden wahrscheinlich in naher Zukunft heiraten.

Tom gelecekte daha dikkatli olacağına söz verdi.

Tom versprach, fortan vorsichtiger zu sein.

Yakın bir gelecekte, Japonya'da büyük bir deprem olabilir.

In der nahen Zukunft könnte es in Japan zu einem großen Erdbeben kommen.

O bana gelecekte daha dikkatli olacağına söz verdi

Er versprach mir, in Zukunft vorsichtiger zu sein.

Bizim gelecekte ton balığı yememizin mümkün olmaması mümkündür.

Möglicherweise werden wir in der Zukunft keinen Thunfisch mehr essen können.

Bizim gelecekte ton balığı yememizin mümkün olmayacağı mümkündür.

Möglicherweise werden wir in der Zukunft keinen Thunfisch mehr essen können.

Bunun gelecekte tekrar olmasını engelleyebileceğimiz yollar hakkında konuşalım.

Sprechen wir darüber, wie wir das in Zukunft vermeiden können!

Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

Mein Interesse gilt der Zukunft, denn in ihr werde ich den Rest meines Lebens verbringen.

Yakın gelecekte uzay yolculuğu artık sadece bir hayal olmayacak.

In naher Zukunft werden Weltraumreisen nicht mehr nur ein Traum sein.

- Gelecekte bir polis olmak istiyor.
- İleride polis olmak istiyor.

Er möchte in Zukunft gerne Polizist werden.

Şimdiki eğilimler devam ederse, dil muhtemelen yakın gelecekte ölecektir.

Wenn sich der jetzige Trend fortsetzt, wird die Sprache in nächster Zukunft wahrscheinlich aussterben.

Bununla da gelecekte program ayıklama işlemi yapılıyormuş yani öyle söylüyor

Damit wird in Zukunft die Programmextraktion durchgeführt, heißt es

Bizim burada asıl sormamız gereken şey şu biz geçmişte miyiz gelecekte miyiz?

Was wir hier fragen müssen, ist, ob wir in der Vergangenheit oder in der Zukunft sind?

O artık iyi bir adam, bu yüzden gelecekte iyi bir koca olacak.

Er ist jetzt schon ein Guter; dann wird er in Zukunft auch ein guter Gatte sein.

Gelecekte, insanlar ışıktan daha hızlı hızlarda galaksi etrafında seyahat etmek için uzay gemileri kullanacaktır.

In der Zukunft werden Menschen in Raumschiffen mit Überlichtgeschwindigkeit durch die Galaxis reisen.

Gelecekte ben tırnak işaretli cümlelerden kaçınmayı tercih ediyorum. Bu cümleler için ve benim için daha iyi olacak.

In Zukunft werde ich Sätze mit Anführungszeichen lieber meiden. Das wird für die Sätze und für mich besser sein.

Tom; uzak gelecekte Dünya'ya edilen bir istilada uzaylı bir kıza aşık olan genç bir adamla ilgili bir kitap yazdı.

Tom schrieb ein Buch über einen jungen Mann, der sich in ferner Zukunft, während einer Invasion der Erde, in ein außerirdisches Mädchen verliebt.

Bir zamanlar genç bir muhabir, emekliliği yaklaşan yaşlı Eisenhower'a ''Gelecekte ne yapacaksınız?'' diye sordu. Bunun üzerine Eisenhower:'' Ah! Genç adam, acele yok! Öncelikle verandaya sallanan bir koltuk koyacağım. Ondan sonra altı ay boyunca sakince oturacağım. Sonra da çok yavaşça sallanmaya başlayacağım.''

„Was machen Sie in Zukunft?“, hat einmal ein junger Reporter den alten Eisenhower gefragt, als dieser in Pension ging. Darauf Eisenhower: „Ach, junger Mann, nur keine Hektik! Ich werde erst einmal einen Schaukelstuhl auf die Veranda stellen. Darin werde ich sechs Monate lang ruhig sitzen. Und dann werde ich ganz langsam anfangen zu schaukeln.“