Translation of "Bağımsız" in German

0.015 sec.

Examples of using "Bağımsız" in a sentence and their german translations:

Sen bağımsız mısın?

Bist du unabhängig?

Bağımsız olmak istiyorum.

Ich möchte unabhängig sein.

Dış koşullardan bağımsız olarak

auf den wir uns immer verlassen können,

Böylece bağımsız olarak çalışabilirler.

und sie so unabhängig arbeiten können.

O bağımsız bir düşünür.

Er ist ein unabhängiger Denker.

O bir bağımsız düşünürdür.

Sie ist eine unabhängige Denkerin.

O dışa bağımsız yaşamaktadır.

Er lebt unabhängig von den öffentlichen Versorgungsnetzen.

Vatikan bağımsız bir ülkedir.

Der Vatikan ist ein souveräner Staat.

Tom mali olarak bağımsız.

Tom ist finanziell unabhängig.

Tom bir bağımsız yazar.

Tom ist freischaffender Schriftsteller.

O bağımsız bir düşünürdür.

Er ist ein unabhängiger Denker.

Mali açıdan bağımsız oldu.

Er ist finanziell unabhängig geworden.

- Ebeveynlerinden bağımsız olmasını tavsiye ettim.
- Ona ailesinden bağımsız olmasını tavsiye ettim.

Ich habe ihm geraten, unabhängig von seinen Eltern zu sein.

Siyasi meseleler tamamen bağımsız olmalı.

Politisches muss man strikt vom Privaten trennen.

Gençler ailelerinden bağımsız olmak istiyorlar.

Jugendliche wollen von ihren Eltern unabhängig sein.

Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.

Mit dem Vertrag wurde Texas unabhängig.

Demokrasilerde, basının bağımsız olması önemlidir.

In einer Demokratie ist es wichtig, dass die Presse unabhängig ist.

O daha bağımsız olmak istiyor.

- Er will unabhängiger sein.
- Er will unabhängiger werden.

Bahamalar 1973'te bağımsız oldu.

- Die Bahamas wurden im Jahre 1973 unabhängig.
- Die Bahamas wurden 1973 unabhängig.

Angola 1975'te bağımsız oldu.

- Angola wurde 1975 unabhängig.
- Angola wurde im Jahre 1975 unabhängig.
- Angola erlangte die Unabhängigkeit im Jahre 1975.

Bangladeş 1971'de bağımsız oldu.

Bangladesch wurde 1971 unabhängig.

Tom bağımsız bir film yapıcısı.

Tom ist ein unabhängiger Filmemacher.

Örneğin, annem bağımsız olarak yaşıyor.

wie meine Mutter zum Beispiel, die alleine lebt...

Mary güçlü, bağımsız bir kadın.

Maria ist eine starke, unabhängige Frau.

Kosova artık bağımsız bir ülkedir.

Kosovo ist jetzt ein unabhängiger Staat.

Mary çok bağımsız bir kızdır.

Maria ist ein sehr selbständiges Mädchen.

Insan ve koşullardan bağımsız hale getirmektir.

auf die Menschen und die Umstände um uns herum auszulagern.

Antigua ve Barbuda bağımsız bir ülkedir.

Antigua und Barbuda ist ein unabhängiges Land.

Porto Riko bağımsız bir devlet değildir.

Puerto Rico ist kein souveräner Staat.

İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı?

Sollte Schottland ein unabhängiges Land sein?

Aachen kenti bağımsız bölge olarak yönetilmiş.

Aachen ist eine kreisfreie Stadt.

Amerika İngiltere'den ne zaman bağımsız oldu?

Wann wurde Amerika unabhängig von England?

Anne babasından ekonomik olarak bağımsız değildir.

Er ist wirtschaftlich nicht unabhängig von seinen Eltern.

Belli bir fikir üzerinde bağımsız olarak çalışıyorum.

wobei Kohlendioxid aus der Luft entfernt wird.

O Napolyon büyük, bağımsız bir komuta güvenebilirdi

Dennoch war er einer der wenigen Marschälle, die dies taten Napoleon konnte mit einem großen, unabhängigen Befehl vertrauen

O günlerde, Amerika Birleşik Krallık'tan bağımsız değildi.

Zu jener Zeit war Nordamerika noch nicht unabhängig vom Vereinigten Königreich.

O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

Mexiko war damals noch nicht unabhängig von Spanien.

1847 yılında, onlar kendilerini bağımsız ilan ettiler.

1847 erklärten sie ihre Unabhängigkeit.

önemli, bağımsız bir komuta. Suchet, Napolyon'un Waterloo'daki yenilgisine

Kommando, für das nur wenige Männer besser geeignet waren.

2.000 tane vantuzu var ve hepsini bağımsız kullanıyor.

Er hat 2.000 Saugnäpfe und benutzt sie alle unabhängig.

Tom ve Bill birbirlerinden bağımsız olarak karara vardılar.

Tom und Bill gelangten unabhängig voneinander zur selben Schlussfolgerung.

2006'dan beri Karadağ tekrar bağımsız bir devlet.

Seit 2006 ist Montenegro wieder ein unabhängiger Staat.

Parlak bir bağımsız kampanyada, Avusturyalıları Nice yakınlarında tuttu, sonra onları

In einer brillanten unabhängigen Kampagne hielt er die Österreicher in der Nähe von Nizza fest und jagte sie

Aynı zamanda bağımsız komuta sorumluluğuyla gelişen az sayıdaki kişiden biriydi.

Er war auch einer der wenigen, die mit der Verantwortung eines unabhängigen Kommandos gedieh.

- Kenya 1963'te bağımsız oldu.
- Kenya 1963'te bağımsızlığını kazandı.

Kenia wurde 1963 unabhängig.

- O ekonomik yönden ebeveynlerinden bağımsız.
- Kendisi maddi yönden anne-babasına bağımlı değil.

Er ist von seinen Eltern finanziell unabhängig.