Translation of "Aktif" in German

0.005 sec.

Examples of using "Aktif" in a sentence and their german translations:

David çok aktif.

David ist sehr aktiv.

O sürekli aktif.

Er ist ständig auf Achse.

Tom hâlâ aktif.

Tom ist noch aktiv.

Biz aktif değiliz.

Wir sind nicht aktiv.

Tom aktif değil.

Tom ist nicht aktiv.

Onu aktif olarak beslemeliyiz.

aktiv zu kultivieren.

Nasıl aktif olarak besleyebiliriz?

diesen beständigen inneren Frieden,

Burayı aktif şekilde kullandılar

sie haben hier aktiv genutzt

O her zaman aktif.

Er ist immer beschäftigt.

O aktif ve zinde.

- Er ist aktiv und fit.
- Er ist aktiv und gut in Form.
- Er ist aktiv und hat eine gute Kondition.
- Er ist aktiv und in guter physischer Verfassung.
- Er ist aktiv und in ausgezeichneter körperlicher Verfassung.

O aktif ve formda.

- Sie ist aktiv und fit.
- Sie ist aktiv und in guter körperlicher Verfassung.
- Sie ist aktiv und hat eine gute physischer Konstitution.
- Sie ist aktiv und leistungsfähig.
- Sie ist aktiv und gut in Form.

Tom aktif bir kişi.

Tom ist ein aktiver Mensch.

Tom çok aktif değil.

Tom ist nicht sehr aktiv.

O öğrenci çok aktif.

Der Student ist sehr aktiv.

O aktif bir kişidir.

- Er ist eine lebhafte Person.
- Er ist ein aktiver Mensch.

Bir milyar aktif kullanıcı var.

Es gibt eine Milliarde aktive Benutzer.

Acaba geceleri daha mı aktif?

War er nachts aktiver?

Volkan tekrar aktif hale geldi.

Der Vulkan ist wieder aktiv.

Aso dağı aktif bir yanardağdır.

Der Aso ist ein aktiver Vulkan.

Tom yaşına göre çok aktif.

Tom ist sehr aktiv für sein Alter.

Mary bir arı kadar aktif.

Maria ist fleißig wie eine Biene.

Tom eskisi kadar aktif değil.

Tom ist nicht so aktiv wie früher.

Tom, Mary kadar aktif değil.

Tom ist nicht so lebhaft wie Mary.

Tom çok aktif, değil mi?

Tom ist sehr aktiv, nicht wahr?

Yetmiş yaşındaki babam hala çok aktif.

Mit siebzig ist mein Vater noch sehr aktiv.

Japonya'da çok sayıda aktif volkan vardır.

Es gibt viele aktive Vulkane in Japan.

Mary kız kardeşi kadar aktif değil.

Mary ist nicht so aktiv wie ihre Schwester.

Büyükannem seksen beş yaşında hâlâ çok aktif.

Meine Großmutter ist mit fünfundachtzig Jahren noch sehr aktiv.

Bu normal bir his değildi, ama aktif uyarıcıyla

Es fühlte sich nicht normal an,

Birlik, Lannes'ın cesur ve aktif bir subay olduğu

Die Einheit wurde geschickt, um die Spanier an der Front der Ostpyrenäen zu bekämpfen,

Bayan Smith aktif olarak gönüllü bir işle meşgul.

Frau Smith beschäftigt sich aktiv mit ehrenamtlicher Arbeit.

Japonya'daki Sakurajima volkanı dünyadaki en aktif volkanlardan biridir.

Der Vulkan Sakurajima in Japan ist einer der aktivsten der Welt.

Vahşi düz kürklü su samurları gündüz aktif olsa da...

In freier Wildbahn sind Indische Fischotter tagaktiv.

İngilizlerin % 60'ından fazlası aktif bir facebook profiline sahip.

Über 60 % der Briten haben ein aktives Facebook-Profil.

Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.

Frau Klein ist über 80, aber sie ist noch sehr aktiv.

Jüpiter'in uydularından biri olan İo, üzerinde aktif volkanlara sahiptir.

Auf Io, einem der Monde des Jupiter, befinden sich aktive Vulkane.

- Hesabınız aktif edildikten sonra bir yöneticiden onaylama e-postası alacaksınız.
- Bir yönetici hesabınızı aktif ettikten sonra onay e-postası alacaksınız.

Sie erhalten eine Bestätigung, sobald Ihr Benutzerkonto durch einen Administrator aktiviert worden ist.

Raporları, Ney'i aktif, cesur ve yetenekli bir taktikçi olarak tanımladı.

seinen Berichten wurde Ney als aktiv, mutig und ein geschickter Taktiker beschrieben.

- Tom bizim bir numaralı katkıda bulunanımız.
- Tom en aktif katılımcımız.

Tom ist unser Mitarbeiter Nr. 1.

Bilim insanlarının hesaplarına göre memeliler, insanların etrafındayken geceleri yüzde 30 daha aktif oluyorlar.

Wissenschaftler haben berechnet, dass Säugetiere nachts 30 % aktiver sind, wenn sie in Menschennähe leben.

Gibi aktif, saldırgan ve zekiydi. Saalfeld'de, Prens Louis Ferdinand'ın komuta ettiği bir Prusya tümenini bozguna uğratarak

aggressiv und brillant wie immer. In Saalfeld führte er den ersten großen Kampf des Krieges und leitete

Bir zamanlar bir kral ve kraliçe ve de Sigurd adında çok güçlü ve aktif ve de yakışıklı oğulları varmış.

Es waren einmal ein König und eine Königin, die hatten einen Sohn mit Namen Siegfried; der war munter und stark und hübsch anzusehen.