Translation of "İlkbaharda" in German

0.004 sec.

Examples of using "İlkbaharda" in a sentence and their german translations:

İlkbaharda günler uzar.

Im Frühling werden die Tage länger.

Kırsal İlkbaharda güzeldir.

Im Frühling ist es schön auf dem Land.

Okul ilkbaharda başlıyor.

Die Schule beginnt im Frühling.

Kar ilkbaharda erir.

Der Schnee schmilzt im Frühling.

İlkbaharda kuşlar döner.

Die Vögel kehren im Frühling zurück.

Güller ilkbaharda çiçek açar.

Die Rosen blühen im Frühling.

İlkbaharda herkes erken kalkar.

Im Frühling wacht jeder früh auf.

İlkbaharda her yer güzel görünüyor.

Überall schaut es im Frühling schön aus.

Her İlkbaharda nehir burada taşar.

Jeden Frühling tritt der Fluss hier über die Ufer.

Bu çiçekler ilkbaharda çiçek açar.

Diese Blumen blühen im Frühjahr.

Bizim bahçemiz ilkbaharda zambaklarla doludur.

Unser Garten ist im Frühling voller Lilien.

Bu çiçekler İlkbaharda çiçek açarlar.

Diese Blumen blühen im Frühjahr.

İlkbaharda burada çok yağmur yağar.

Im Frühling regnet es hier viel.

Birçok bitki ilkbaharda çiçek açar.

Viele Pflanzen blühen im Frühling.

Birçok güzel çiçekler İlkbaharda çiçek açar.

- Viele schöne Blumen blühen im Frühjahr.
- Viele schöne Blumen blühen im Frühling.

Birçok turist İlkbaharda Kyoto'yu ziyaret eder.

Im Frühling besuchen viele Touristen Kyōto.

Tom ve Mary gelecek ilkbaharda evlenecekler.

Tom und Maria heiraten im nächsten Frühjahr.

Tom geçen ilkbaharda üniversiteden mezun oldu.

Tom ist im letzten Frühling mit dem Studium fertig geworden.

Guguk kuşları burayı ilkbaharda ziyaret ederler.

Der Kuckuck kommt im Frühling hierher.

- İlkbaharda günler uzar.
- Baharda günler uzar.

- Im Frühling werden die Tage länger.
- Im Frühling längen sich die Tage.

Şeftali ağaçları genellikle ilkbaharda çiçek açar.

Pfirsichbäume blühen gewöhnlich im Frühling.

Çilekler normalde ilkbaharda yenen küçük, kırmızı meyvelerdir.

Erdbeeren sind kleine, rote Früchte, die gewöhnlich im Frühling gegessen werden.

Bazı çiçekler ilkbaharda ve diğerleri sonbaharda açarlar.

Einige Blumen blühen im Frühling und andere im Herbst.

İlkbaharda pencereleri temizledim ama onlar yine kirleniyorlar.

Ich habe die Fenster im Frühling geputzt, aber die sind schon wieder dreckig.

İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.

Im Frühling, als die Tage länger wurden und die Sonne wärmer schien, hat sie das erste Rotkehlchen erwartet, das aus dem Süden zurückkam.