Translation of "çiçek" in German

0.010 sec.

Examples of using "çiçek" in a sentence and their german translations:

Çiçek kırmızı.

Die Blume ist rot.

Çiçek sarıdır.

Die Blume ist gelb.

Çiçek güzel.

Die Blume ist schön.

Çiçek satarım.

Ich verkaufe Blumen.

Çiçek mavidir.

Die Blume ist blau.

- O çiçek satar.
- O, çiçek satar.

Sie verkauft Blumen.

Çiçek bahçesi sulanmalı.

Das Blumenbeet muss gegossen werden.

Birkaç çiçek toplamalıyım.

Ich muss ein paar Blumen pflücken.

Çiçek yetiştirmeyi seviyorum.

Ich züchte gerne Blumen.

Çiçek siyah değil.

Die Blume ist nicht schwarz.

Yüz çiçek açsın!

Lasst hundert Blumen blühen!

O, çiçek satar.

Sie verkauft Blumen.

Bahçede çiçek dikiyor.

Sie pflanzt im Garten Blumen.

Mavi çiçek küçüktür.

Die blaue Blume ist klein.

Çiçek evin içinde.

Die Blume ist im Haus.

Küçük çiçek beyaz.

Die kleine Blume ist weiß.

Büyük çiçek mavi.

Die große Blume ist blau.

Mary çiçek topluyor.

Maria pflückt Blumen.

Bu çiçek mavi.

Diese Blume ist blau.

O çiçek nedir?

Was für eine Blume ist das?

O çiçek satar.

Sie verkauft Blumen.

Tom çiçek dikti.

Tom pflanzte Blumen.

- O çiçek güzel kokuyor.
- Bu çiçek tatlı kokuyor.

- Diese Blume riecht gut.
- Diese Blume riecht süß.

Arı, çiçek üzerine indi.

Die Biene landete auf der Blume.

Güller ilkbaharda çiçek açar.

Die Rosen blühen im Frühling.

Ne güzel bir çiçek!

Was für eine schöne Blume!

Bu çiçek güzel kokuyor.

Diese Blume riecht gut.

Elinde bir çiçek vardı.

Sie hielt eine Blume in der Hand.

Çocuklar bahçede çiçek topluyor.

Die Kinder pflücken Blumen im Garten.

Çiçek saksısı kaldırıma düştü.

Der Blumentopf krachte auf den Gehsteig.

Ne zavallı bir çiçek!

Was für ein armes Blümchen!

Hobisi çiçek resimleri yapmaktır.

- Sein Hobby ist Blumenbilder zu malen.
- Er malt hobbymäßig Blumenbilder.

Bana kim çiçek gönderir?

Wer würde mir denn Blumen schicken?

Bu bir çiçek mi?

- Ist das eine Blume?
- Dies ist eine Blume?

Birkaç çiçek aldın mı?

Hast du Blumen gekauft?

Bu çiçek tatlı kokuyor.

Diese Blume riecht süß.

Hiçbir çiçek plastikten yapılmamıştır.

Keine der Blumen ist aus Kunststoff gemacht.

Tom bahçeye çiçek ekiyor.

Tom pflanzt Blumen im Garten an.

Kaç tane çiçek aldın?

- Wie viel Blumen hast du gekauft?
- Wie viele Blumen hast du gekauft?

Sana birkaç çiçek topladım.

Ich habe dir ein paar Blumen gepflückt.

Bana birkaç çiçek gönderdi.

Er schickte mir Blumen.

Çiçekler yakında çiçek açacaklar.

Die Blumen werden bald blühen.

Çiçek açan kiraz güzeldir.

Die Kirschbaumblüte ist sehr schön.

Annem çiçek düzenleme öğretir.

Meine Mutter lehrt Blumensteckkunst.

Laleler yakında çiçek açacaklar.

Tulpen werden bald blühen.

Çiçek hastalığına bağışıklığım var.

Ich bin gegen Pocken immun.

Bu güzel bir çiçek.

- Dies ist eine wunderschöne Blume.
- Diese Blume ist wunderschön.
- Das hier ist eine schöne Blume.

Mary ormanda çiçek topluyor.

Maria sammelt im Wald Blumen.

Her yerde çiçek vardı.

Überall waren Blumen.

Tom bahçede çiçek topluyor.

Tom ist im Garten und pflückt Blumen.

Véronique çiçek buketlerini sever.

Véronique liebt Blumensträuße.

Çiçek vazosunu suyla doldur.

Füll Wasser in die Blumenvase.

Bu çiçek ne renk?

Welche Farbe hat diese Blume?

Bu çiçek çok güzel.

Diese Blume ist sehr schön.

Çiçek Kızılderililer tarafından bilinmiyordu.

Die Pocken waren den amerikanischen Ureinwohnern unbekannt.

Bahçede çok çiçek var.

Es gibt viel Blumen im Garten.

Tom, Mary'ye çiçek verdi.

Tom schenkte Maria Blumen.

Tom annesine çiçek aldı.

Tom schenkte seiner Mutter Blumen.

- Tom çiçek aranjmanına hayran kaldı.
- Tom çiçek düzenlemesine hayran kaldı.

- Tom bewunderte das Gesteck.
- Tom bewunderte das Blumengesteck.

- Masanın üzerinde bir çiçek görüyorum.
- Çalışma masasının üzerinde bir çiçek görüyorum.

Ich sehe eine Blume auf dem Tisch.

- Kiraz ağacı Nisandadır.
- Kirazların çiçek açması nisandadır.
- Kirazlar nisanda çiçek açar.

Die Kirschblüte ist im April.

Yoksul insanlara çiçek yetiştirmeyi öğretmeliyiz.

Es ist gut, den Armen das Blumenpflanzen beizubringen.

Güller şimdi tam çiçek açmıştır.

Die Rosen stehen jetzt in voller Blüte.

- Güller açıyor.
- Güller çiçek açmışlar.

Die Rosen sind in der Blüte.

Masanın üstünde bir çiçek var.

- Da steht eine Blume auf dem Tisch.
- Es liegt eine Blume auf dem Tisch.
- Auf dem Tisch befindet sich eine Blume.
- Auf dem Tisch ist eine Blume.

Mart ayında birçok çiçek açar.

Im März blühen viele Blumen.

O, onun için çiçek topladı.

Er pflückte Blumen für sie.

Kaç tane çiçek satın alıyorsun?

Wie viele Blumen kaufst du?

Bizim elma ağacı çiçek açıyor.

Unser Apfelbaum blüht.

Alice'in saçında bir çiçek var.

- Alice hat eine Blume im Haar.
- Alice hat eine Blume in ihrem Haar.

Annem bahçeye çiçek ekmekle meşgul.

Meine Mutter ist damit beschäftigt, im Garten Blumen zu pflanzen.

O, çiçek yataklarında saman yayıyordu.

Er verteilte Mulch in den Blumenbeeten.

O, elinde bir çiçek tutuyordu.

Sie hielt eine Blume in der Hand.

Arkadaşıma bir demet çiçek veririm.

Ich gebe meiner Freundin einen Blumenstrauß.

Mary'nin saçında bir çiçek var.

Mary hat eine Blume im Haar.

Bahçede birçok kırmızı çiçek var.

Es sind viele rote Blumen in dem Garten.

O yerel çiçek dükkanında çalışıyor.

Sie arbeitet im hiesigen Blumenladen.

O çiçek bana saldırmaya çalıştı.

Die Blume da versuchte mich anzugreifen.

Kiraz ağaçları çiçek açmaya hazırlanıyor.

Die Kirschbäume stehen kurz vor der Blüte.

Mary'nin elinde bir çiçek var.

Mary hat eine Blume in der Hand.

O ona biraz çiçek gönderdi.

Er schickte ihr Blumen.

Onun elinde bir çiçek var.

- Sie hat eine Blume in der Hand.
- Sie hat eine Blume in ihrer Hand.

Çocuk ziyaretçiye bir çiçek sundu.

Das Kind bot dem Besucher eine Blume an.

Bu çiçekler ilkbaharda çiçek açar.

Diese Blumen blühen im Frühjahr.

Ben masada bir çiçek gördüm.

Ich sah eine Blume auf dem Tisch stehen.

Bu güzel bir çiçek aranjmanı.

Das ist ein hübsches Blumengesteck.