Translation of "çalışkan" in German

0.004 sec.

Examples of using "çalışkan" in a sentence and their german translations:

Tom çalışkan.

Tom ist fleißig.

Tom çalışkan değil, ama Mary çalışkan.

Tom ist nicht fleißig, aber Mary schon.

O çok çalışkan.

Sie ist sehr fleißig.

Tom çok çalışkan.

Tom ist sehr fleißig.

Tom işinde çalışkan.

Tom ist bei seiner Arbeit fleißig.

Adam akıllı ve çalışkan.

Der Mann ist intelligent und fleißig.

O çalışkan bir adamdır.

Er ist ein fleißiger Mann.

Çocukların çalışkan olmaları iyidir.

Es ist gut, dass Kinder fleißig sind.

Tom çalışkan ve güvenilir.

Tom ist arbeitsam und verlässlich.

O, zeki ve çalışkan.

- Sie ist klug und arbeitsam.
- Sie ist klug und fleißig.

Tom akıllı ve çalışkan.

- Tom ist klug und arbeitsam.
- Tom ist fleißig und klug.

Tom çok çalışkan değil.

Tom ist nicht sehr fleißig.

Tom çok çalışkan biri.

- Tom ist sehr fleißig.
- Tom arbeitet hart.

Sen çok çalışkan olamazsın.

Man kann nicht fleißig genug sein.

Buradaki öğrencilerin çoğunluğu çalışkan.

Der Großteil der Schüler hier ist fleißig.

Tom azimli ve çalışkan.

Tom ist entschlossen und eifrig.

Yinede etmiyorlar çalışkan yaratıklar sonuçta

sie arbeiten immer noch nicht hart an Kreaturen

O, çalışkan bir öğrenci mi?

Ist er ein fleißiger Student?

Tom çok çalışkan bir öğrencidir.

- Tom ist ein sehr fleißiger Schüler.
- Tom ist ein sehr fleißiger Student.

Tom çalışkan bir öğrenci değildir.

Tom ist kein fleißiger Student.

Bu çok çalışkan midyeler resif yapıcılar,

Die vielseitigen Muscheln bauen Riffe,

O ondan daha az çalışkan değil.

Er ist nicht weniger fleißig als sie.

Tom gruptaki diğer herkes kadar çalışkan.

Tom ist so fleißig wie alle anderen in der Gruppe.

Çalışkan bir işçi olmasına rağmen fakir kaldı.

Er blieb arm, obwohl er ein fleißiger Arbeiter war.

Erkek kardeşim ne kadar çalışkan olduğumu öğrendi.

Mein Bruder lernt genauso fleißig wie ich.

- Tom çok azimli ve çalışkan.
- Tom çok istekli.

Tom ist ein Arbeitstier.

- Beni sık sık iyi ve çalışkan olmam için teşvik edersin.
- Beni sık sık iyi ve çalışkan olmam için cesaretlendirirsin.

Oft ermuntern Sie mich, gut und fleißig zu sein.

Bizim sınıfta başka hiçbir çocuk Jack'ten daha çalışkan değil.

In unserer Klasse gibt es keinen fleißigeren Jungen als Jack.

Nasıl yani yahu? az önce o kadar anlattık çalışkan dedik

Wie ist das? Wir haben nur so viel erzählt, dass wir fleißig gesagt haben

Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.

Der Grund, weshalb ich es bevorzuge, nach Japan zu gehen, ist der, dass die Leute in Japan fleißig und von ehrlichem Charakter sind.