Translation of "Thomas" in French

Thomas yüzdü.

Thomas nageait.

Thomas balık yemez.

Thomas ne mange pas de poisson.

Thomas, ne yapıyorsun?

Thomas, que fais-tu ?

Thomas neredeyse kaymıştı.

Thomas a failli glisser.

- Thomas kısa mesajıma cevap vermedi.
- Thomas kısa mesajımı yanıtlamadı.

Thomas ne répondait pas à mes textos.

Ve Thomas Jefferson parkında,

Dans le paysage de Thomas Jefferson,

Thomas bir film izliyor.

Thomas est en train de regarder un film.

Thomas pek tutumlu değil.

Thomas n’est pas très économe.

Thomas bir eylem adamıdır.

Thomas est un homme d'action.

Thomas tam aradığım adam.

Tom est justement l'homme que je cherchais.

Thomas, bence sana âşığım.

Thomas, je crois que je suis amoureuse de toi.

Thomas bir gömlek giymiyor.

Thomas ne porte pas de chemise.

Thomas baş ağrısıyla uyandı.

Thomas se réveilla avec un mal de tête.

Thomas bütün gece kusuyordu.

Thomas a vomi toute la nuit.

Thomas sorgulamadan kabul etti.

Thomas accepta sans se poser de question.

Thomas ıstakoz gibi kırmızıydı.

Thomas était rouge comme un homard.

Thomas Maria'yı parmağıyla gösterdi.

Tom a montré Marie du doigt.

Thomas sabit vites bisiklet sürer.

Thomas conduit un vélo à pignon fixe.

Thomas erotik bir rüya gördü.

Thomas a fait un rêve érotique.

Thomas, Brezilya'daki Sao Paulo'da doğdu.

Thomas est né à São Paulo au Brésil.

Dedesine hürmeten ona Thomas adını koyduk.

Nous l'avons appelé Thomas comme son grand-père.

Thomas, Fransa'da yaşar ama Belçika'da çalışır.

Thomas habite en France, mais travaille en Belgique.

Şair ve mutasavvıf Thomas Merton der ki:

Le poète et mystique Thomas Merton disait :

Bana doğruyu söyle, Thomas. Bana yalan söyleme.

Dis-moi la vérité, Thomas. Ne me mens pas.

Thomas ve Marie evlerini tümüyle restore ediyorlar.

Thomas et Marie ont entièrement rénové leur maison.

Thomas kendisini dünyanın merkezi zannediyor. O, çok ben merkezci.

Thomas croit qu'il est le centre du monde. Il est très égocentrique.

Thomas Jefferson 1809'un Mart ayında Beyaz Saray'dan ayrıldı.

Thomas Jefferson a quitté la Maison Blanche en mars 1809.

Thomas ebeveynlerinden ona daha hızlı bir bilgisayar satın almalarını rica etti.

Thomas a demandé à ses parents de lui acheter un ordinateur plus puissant.

Thomas A. Edison işini öylesine sever ki ortalama olarak 24 saatte 4 saatten daha az uyur.

Thomas Edison adore tellement son travail qu'il dort en moyenne moins de quatre heures toutes les vingt-quatre heures.