Translation of "Olasılıkla" in French

0.004 sec.

Examples of using "Olasılıkla" in a sentence and their french translations:

Büyük olasılıkla gelecek.

Il est assez probable qu'il vienne.

O, büyük olasılıkla başaracak.

Il est celui qui a le plus de chances de réussir.

Tom büyük olasılıkla haklıydı.

Tom avait probablement raison.

O, büyük olasılıkla seçilecek.

- Il est très probable qu'il sera choisi.
- Il est hautement probable qu'il sera choisi.

O, büyük olasılıkla gelecektir.

Il est très probable qu'il vienne.

Büyük olasılıkla geç kalacak.

Il est assez probable qu'il soit en retard.

Tom büyük olasılıkla başaracak.

- Tom a toutes les chances de réussir.
- Tom va très probablement réussir.

Büyük olasılıkla, onlardan önce varacağız.

Selon toute probabilité, nous arriverons avant eux.

Büyük olasılıkla o geç kalacak.

- Il est très probable qu'il soit en retard.
- Il est hautement probable qu'il soit en retard.

Büyük olasılıkla haklı olduğunu düşünüyorum.

- Je pense que vous avez probablement raison.
- Je pense que tu as probablement raison.

Büyük olasılıkla toplantı iptal edildi.

La rencontre sera probablement annulée.

Büyük olasılıkla o hâlâ yataktadır.

Il est sans doute encore en train de dormir.

Büyük olasılıkla, onlar varmadan önce varırız.

Selon toute probabilité, nous arriverons avant eux.

Ancak büyük olasılıkla dünyadaki diğer teknoloji merkezlerindeki

Mais il n'a jamais atteint une telle ampleur de transformation

Onların büyük olasılıkla önümüzdeki hafta geleceklerini düşünüyorum.

Je pense qu'il est hautement probable qu'ils arrivent la semaine prochaine.

Büyük olasılıkla birisi bizim için bekliyor olacak.

Il est très probable que quelqu'un sera en train de nous attendre.

Bence tüm çabalara, koruma çabalarına rağmen yüksek olasılıkla

Je pense qu'il y a une forte probabilité que l'on perde ces espèces,

Büyük olasılıkla basit bir kazaydı, ancak bazıları kendini

C'était très probablement un simple accident, bien que certains pensent qu'il s'est suicidé

Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.

Tu devines probablement ce qui va arriver.

Sanırım Tom büyük olasılıkla zaten onun hakkında biliyor.

Je pense que Tom est probablement déjà au courant.

Sanırım Tom büyük olasılıkla seninle aynı fikirde olmayacaktı.

Je pense que Tom ne serait probablement pas d'accord avec vous.

- Büyük olasılıkla, devlet başkanı bir dönem daha görev yapacak.
- Büyük olasılıkla, devlet başkanı ikinci bir dönem hizmet edecek.

En toute probabilité, le président exercera un second mandat.

Yangının nasıl başladığı kesin olarak belirlenemedi: ama büyük olasılıkla

La manière précise dont le feu s'est déclenché n'a jamais été déterminée: mais il s'agissait probablement d'une étincelle d'un câblage

Tatoeba'da Türkçe ve Estonca cümle yaratıyorsanız, büyük olasılıkla boracaslı'sınızdır.

Si tu crées des phrases en turc et en estonien sur Tatoeba, il y a de grandes chances que tu sois boracasli.

Davout'un 26.000 adamı ikiye birden fazla olasılıkla karşı karşıya kaldı.

les 26 000 hommes de Davout ont fait face à des chances de plus de deux contre un.

Eğer bir şey gerçek olacak kadar çok iyi görünüyorsa, büyük olasılıkla gerçektir.

Lorsque quelque chose semble trop beau pour être vrai, alors c'est probablement le cas.

- Tom büyük olasılıkla sana karşı tanıklık yapacaktır.
- Tom muhtemelen aleyhine şahitlik edecektir.

Tom va probablement témoigner contre toi.

Eğer kahvaltı yapmazsanız, büyük olasılıkla sabah acıkırsınız ve işinizde önceki gibi verimli olmazsınız.

- Si tu ne petit-déjeunes pas, tu auras probablement faim au cours de la matinée et tu ne seras pas aussi efficace au travail que tu pourrais l'être.
- Si vous ne petit-déjeunez pas, vous aurez probablement faim au cours de la matinée et vous ne serez pas aussi efficace au travail que vous pourriez l'être.

Ana dilini konuşan biri olarak geçmeye çalışan bir ajan olsan ve o şekilde konuşsan, büyük olasılıkla yakalanırsın.

Si tu étais un espion essayant de te faire passer pour un natif et que tu le disais de cette manière, il est probable que tu te ferais prendre.