Translation of "Bakış" in French

0.042 sec.

Examples of using "Bakış" in a sentence and their french translations:

Bakış açınızı anlayabiliyorum.

- Je peux comprendre votre point de vue.
- Je peux comprendre ton point de vue.

Mizah anlayışım, bakış açım...

mon humour, ma vision de la vie.

Bu benim bakış açım.

C'est mon point de vue.

Onun bakış açısı sınırlıdır.

Son point de vue est étroit.

Farklı bakış noktalarımız var.

Nous avons des points de vue différents.

Bu bizim bakış açımız.

C'est l'objectif qui est le nôtre.

Bakış açın çok iyimser.

Votre point de vue est trop optimiste.

O zaman bakış açınız değişmez --

votre point de vue ne changera pas --

Ve bu yeni bakış açısıyla

De ce nouveau point de vue privilégié,

çok değişik bakış açılarından yararlandın.

concernant la création des algorithmes intelligents de Netflix.

Gerçeklik sadece bir bakış açısıdır.

La réalité n’est qu’un point de vue.

Herkesin kendi bakış açısı vardır.

Chacun a son propre point de vue.

Bize bakış açını verebilir misin?

- Peux-tu nous donner ton point de vue ?
- Pouvez-vous nous donner votre point de vue ?
- Pouvez-vous nous donner vos points de vue ?

Benim bakış açım sizinkine benzer.

Mon point de vue est similaire au vôtre.

- Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.
- O, çok fazla iyimser bir bakış.

C'est une vision trop optimiste.

En azından bir komedyenin bakış açısından.

du point de vue du comédien.

Okullarımızı yeni bir bakış açısıyla görelim.

Je vous invite à regarder nos écoles sous un nouveau jour.

Yeni bir bakış açısı edinmemiz lazım,

Nous devrons adopter un nouveau paradigme

Önemli olarak TSSB bakış açısından bakarsak

Dans la perspective du TSPT,

Tamamen ekonomik bir bakış açısından bakarsak

Donc, d'un point de vue purement économique :

O anda tüm bakış açım değişiyor

Ma perspective change à cet instant

Bakış açım bilişsel bir dönüşüm geçiriyor,

Ma perspective cognitive a changé

Kendi bakış açılarını da iyi sunmuyorlar.

sans avoir une vision du monde complète.

O bana etkili bir bakış verdi.

Il me lança un regard pénétrant.

O, çok fazla iyimser bir bakış.

C'est une vision trop optimiste.

Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.

Nous devrions considérer le problème du point de vue d'un enfant.

O sizin bakış açınıza bağlı olabilir.

- Ça pourrait dépendre de votre point de vue.
- Ça pourrait dépendre de ton point de vue.

Bunu onların bakış açısından görmeye çalışın.

Essaye de voir ça de leur point de vue.

- Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.
- O, çok fazla iyimser bir bakış.
- Pollyannacılık bu.

C'est une vision trop optimiste.

Alıştığımız ilerlemeyi devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.

pour continuer à faire le genre de progrès auquel nous sommes habitués.

İlki aktif olarak farklı bakış açıları aramaktır.

Le premier est de chercher activement d'autres points de vue.

Yaptığınız çalışmaya okuyucunun bakış açısıyla bakmanız lazım.

et regarder votre travail du point de vue du lecteur.

Biz konuyu eğitimsel bir bakış açısından tartıştık.

Nous avons discuté la question d'un point de vue éducatif.

O, Kate'in bakış açısına göre çok çalışıyor.

Du point de vue de Kate, il travaille trop.

Bakış açını anlıyorum, fakat aynı fikirde değilim.

Je comprends ton point de vue, mais je ne le partage pas.

O benim bakış açımı destekleyen bir konuşma yaptı.

Il a fait un discours dans lequel il a soutenu mon point de vue.

Onun hayata çok materyalist bir bakış açısı vardır.

Il a une vision de la vie très matérialiste.

Size sunduğum şu bakış açısını en azından dikkate alırsınız,

vous penserez à mon point de vue

Çünkü güzellik ve sevgiye olan ilk bakış açıları bu.

C'est leur première perception de la beauté et de l'amour.

Fakat ilk bakış her zaman ikinci bir bakışı gerektirir.

Mais un premier regard en justifie toujours un deuxième.

Biliyorum ki bu onların bakış açısını ve yaklaşımını değiştirecektir.

ça remet en question leur perspective, ça change leur attitude.

Alıcının bakış açısından, bu CD çalarların fiyatları çok yüksek.

Du point de vue de l'acheteur, le prix de ces lecteurs de CD est trop élevé.

Ve farklı fikir ve bakış açılarını bir araya getirdikten sonra,

et développer de nouvelles idées et perspectives,

Teorik bir bakış açısından, Peterson'un tartışması bizim tartışmayla doğrudan alakalıdır.

D'un point de vue théorique, l'argument de Peterson est en rapport direct avec notre discussion.

Hayata karşı bakış açısı umarım bizler için de bir ilham kaynağı olmuştur

J'espère que la perspective de la vie nous a aussi inspiré

Şimdiye kadar olan hayatımı düşündükten sonra, bakış açımı değiştirmeye ihtiyacım olduğuna karar verdim.

Après avoir réfléchi sur ma vie jusqu'à présent, j'ai décidé que j'avais besoin de changer mes objectifs.

Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.

La culture joue un rôle actif dans la formation chez un individu du caractère, de l'attitude et du regard sur la vie.

- Bana göre, Avustralya, dünyanın en iyi ülkelerden biridir.
- Benim bakış açıma göre, Avustralya dünyadaki en iyi ülkelerden biridir.

- Selon moi, l'Australie est l'un des meilleurs pays du monde.
- Pour moi, l'Australie est l'un des meilleurs pays au monde.