Translation of "Aya" in French

0.004 sec.

Examples of using "Aya" in a sentence and their french translations:

Aya yolculuk başladı

Le voyage vers la lune a commencé

Ben aya uçacağım.

Je volerai vers la Lune.

Yarın, aya inecek.

- Demain, il va alunir.
- Demain, il va se poser sur la lune.

Gece, o aya baktı.

La nuit, elle regardait la lune.

Dördüncü aya nisan denilir.

Le quatrième mois s'appelle avril.

Uzay aracı yakında aya ulaşacak.

Le vaisseau spatial atteindra bientôt la Lune.

Kanatlarımız olsaydı, aya uçabilir miydik?

Si nous avions des ailes, pourrions-nous voler vers la Lune ?

Armstrong aya ulaşan ilk insandı.

Armstrong fut le premier homme à atteindre la lune.

Yakın gelecekte aya varabilir miyiz?

Pourrons-nous aller sur la lune dans un futur proche ?

Ben aya seyahat etmek istiyorum.

Je veux voyager sur la Lune.

aya çarpabilir veya uzayın derinliklerine fırlatılabilir.

s'écraser sur la lune ou être projeté dans l'espace lointain.

Roket şimdiye kadar aya varmış olacak.

La fusée devrait avoir atteint la Lune maintenant.

Aya yolculuk artık bir hayal değil.

Un voyage jusqu'à la lune n'est plus un rêve.

Bunu gelecek aya kadar yapabilecegimizi sanmiyorum.

Je ne pense pas que nous devrions faire cela avant le mois prochain.

Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.

Il a repoussé son départ pour Hokkaido au mois prochain.

6 aydan 12 aya kadar olan kısa sürede,

Entre l'âge de 6 et 12 mois, une petite fenêtre temporelle,

En son aya gittiğimizde, ben daha doğmamıştım bile

La dernière fois que nous y sommes allés, je n'étais pas encore né

'aya' kelimesi kutsal 'sofya' kelimesi bilgelik anlamına geliyor

Le mot «aya» signifie le mot sacré «sofia» signifie la sagesse

Bir uzay gemisinde aya yolculuk artık bir rüya değil.

Un voyage sur la lune dans un vaisseau spatial n'est plus un rêve.

İkinci uzay aracı, ay gezi modülü veya 'lem' - aya inecekti.

Le deuxième vaisseau spatial, le module d'excursion lunaire ou «lem» - atterrirait sur la lune.

Sadece dokuz yılda bir aya inişin mümkün olup olmadığını kimse bilmiyordu.

Personne ne savait si un atterrissage sur la lune était même possible, et encore moins en neuf ans seulement.

Aya gitmek için NASA'nın şimdiye kadar tasarladığı en büyük roket gerekiyordu.

Voyager sur la Lune nécessitait la plus grosse fusée jamais conçue par la NASA.

Ve on yılın sonundan önce aya bir astronot indirmeleri mümkün görünüyordu .

atterrissent un astronaute sur la lune avant la fin de la décennie.

Ancak ay modülü hala test edilmemişti ve aya iniş birçok bilinmeyeni barındırıyordu.

Mais le module lunaire n'avait toujours pas été testé et l'atterrissage sur la lune comportait de nombreuses inconnues.

- Amerika Birleşik Devletleri, aya yarışı kazandı.
- Amerika Birleşik Devletleri ay yarışını kazandı.

Les États-Unis avaient gagné la course à la lune.

Aya gidip gelirken üç astronot için yakıt, güç, kaynak ve yaşam alanı sağlayacaktı

Il fournirait du carburant, de l'énergie, des fournitures et un espace de vie à trois astronautes alors qu'ils se

Son söze sahipti . Apollo 8 aya ulaştığında, mürettebat yavaşlamak ve Ay'ın yerçekimi tarafından ele geçirilmek

Quand Apollo 8 a atteint la lune, l'équipage a dû déclencher son gros moteur SPS, ralentir

Bir insan aya indi. Berlinde bir duvar yıkıldı. Bir dünya kendi bilimimizle ve hayal gücümüzle bağlandı.

Un homme a atterri sur la lune. Un mur a été abattu à Berlin. Un monde a été connecté par notre propre science et notre imagination.

- Bir yıl on iki aya sahiptir.
- Bir yılda on iki ay vardır.
- Bir yılın on iki ayı vardır.

- Il y a douze mois dans une année.
- Une année a douze mois.
- Une année compte douze mois.