Translation of "Ağaçlar" in French

0.008 sec.

Examples of using "Ağaçlar" in a sentence and their french translations:

Ağaçlar yeşil.

Les arbres sont verts.

Ağaçlar bitkilerdir.

Les arbres sont des plantes.

Ağaçlar büyük.

Les arbres sont grands.

Ağaçlar canlıdır.

Les arbres sont vivants.

Ağaçlar tomurcuklanmaya başlıyor.

Les arbres commencent à bourgeonner.

Dağlarda ağaçlar keser.

Il abat les arbres dans la montagne.

Ağaçlar çok nadirdi.

- Les arbres étaient très rares.
- Les arbres étaient fort peu abondants.

Ağaçlar zaten yapraksız.

Les arbres sont déjà dénudés.

Ağaçlar kuşlarla doluydu.

Les arbres étaient emplis d'oiseaux.

Ağaçlar karla kaplıydı.

Les arbres étaient couverts de neige.

Ağaçlar bozkırlarda yetişmez.

Les arbres ne poussent pas dans les prairies.

Bu ağaçlar güzel.

Ces arbres sont magnifiques.

Sözümona yapay ağaçlar yapabiliriz.

capables d'extraire le CO2 de l'air.

Ağaçlar yakında yapraksız olacak.

- Les arbres seront vite dénudés.
- Les arbres seront bientôt dénudés.

Ağaçlar cadde boyunca ekilir.

Des arbres sont plantés le long de la rue.

Cadde boyunca ağaçlar ekili.

Des arbres sont plantés le long de la rue.

Bahçıvana bazı ağaçlar diktirdim.

J'ai fait planter quelques arbres par le jardinier.

Şatonun etrafında ağaçlar var.

Il y a des arbres autour du château.

Ağaçlar bir sıra halindeydi.

Les arbres se tenaient sur une ligne.

Ağaçlar yapraklarını çabucak kaybeder.

Les arbres perdent rapidement leurs feuilles.

Okulun önünde bazı ağaçlar görürsün.

Tu vois quelques arbres devant l'école.

Evimin etrafında büyük ağaçlar vardı.

Il y avait autrefois de grands arbres autour de ma maison.

Yol düşen ağaçlar tarafından tıkalıydı.

La route a été bouchée par des arbres qui sont tombés.

Bu ağaçlar onlar tarafından dikildi.

Ce sont eux qui ont planté ces arbres.

Bu ağaçlar ne zaman dikildi?

Quand ces arbres ont-ils été plantés ?

Havuzun etrafında bazı büyük ağaçlar vardı.

Avant, il y avait de grands arbres autour de l'étang.

Üstelik ağaçlar arasında 150 metreye kadar süzülebiliyor.

Et il peut planer sur 150 m à travers la canopée.

O, bitkiler ve ağaçlar hakkında yazı yazdı.

Il a écrit à propos des plantes et des arbres.

- Kentindeki caddelerde ne çiçek ne de ağaçlar vardı.
- Onun şehrinin sokaklarında ne çiçekler nede ağaçlar vardı.

Il n'y avait ni fleurs ni arbres dans les rues de sa ville.

- O da ağaçlar hakkında daha çok şey öğrenmek istedi.
- O da ağaçlar hakkında daha çok şey öğrenmek istiyordu.

Il voulait aussi en savoir davantage sur les arbres.

Sıcaklık ne kadar artarsa ağaçlar atmosfere o kadar su salıyor.

Plus il fait chaud, plus les arbres rejettent d'eau dans l'atmosphère.

O tepedeki ağaçlar kesilirse, oldukça çabuk bir şekilde erozyonu görürsün.

Si les arbres sur la colline sont coupés, vous verrez assez rapidement l'érosion.

İz süren biri için ağaçlar bu yüzden iyidir. Çünkü genelde işaret barındırırlar.

Les arbres sont super pour les pisteurs, car on s'y accroche souvent.

- Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır.
- Çiçek ve ağaçlar temiz hava ve taze suya ihtiyaç duyarlar.
- Çiçekler ve ağaçlar, temiz hava ve tatlı suya ihtiyaç duyarlar.

Les fleurs et les arbres ont besoin d'air pur et d'eau fraîche.