Translation of "Telefon" in Finnish

0.010 sec.

Examples of using "Telefon" in a sentence and their finnish translations:

Telefon çalıyor.

Puhelin soi.

Telefon çaldı.

Puhelin soi.

Telefon çalıyor!

Puhelin soi!

Sizin için telefon.

Puhelu sinulle.

Bu telefon çalışmıyor.

Tämä puhelin ei toimi.

Telefon masanın üstünde.

Puhelin on pöydällä.

Telefon numaran nedir?

Mikä sinun puhelinnumerosi on?

Telefon numaralarımızı değiştik.

Vaihdoimme keskenämme puhelinnumeroita.

Telefon çaldığında banyodaydım.

- Kun puhelin soi, olin kylvyssä.
- Olin kylvyssä, kun puhelin soi.
- Olin juuri kylvyssä, kun puhelin pirisi.

Ona telefon edelim.

Soitetaan hänelle.

Bu telefon bozuk.

- Tämä puhelin on rikki.
- Tämä puhelin on epäkunnossa.
- Tämä puhelin ei toimi.

Telefon numaranı unuttum.

Unohdin puhelinnumerosi.

Telefon mu çalıyor?

Soiko puhelin?

- "Telefon çalıyor." "Ben bakarım."
- " Telefon çalıyor. " "Ben cevap veririm."

”Puhelin soi.” ”Minä vastaan.”

Telefon bozuk, Bay Tamori.

Herra Tamori, puhelin on epäkunnossa.

Telefon çaldığında banyo yapıyordum.

- Kun puhelin soi, olin kylvyssä.
- Olin kylvyssä, kun puhelin soi.
- Olin juuri kylvyssä, kun puhelin pirisi.

Telefon bir iletişim aracıdır.

- Puhelin on kommunikaatiokeino.
- Puhelin on yhteydenpitokeino.

Ondan telefon numarasını istedim.

Kysyin häneltä hänen puhelinnumeroaan.

Bu telefon düzgün çalışmıyor.

Tämä puhelin ei toimi.

Mavi telefon masanın üstünde.

Sininen puhelin on pöydällä.

Telefon harika bir alettir.

Puhelin se vaan on mahtava laite.

Telefon numaram 789'dur.

Puhelinnumeroni on 789.

Telefon kodunu biliyor musun?

Tiedätkö hänen suuntanumeronsa?

Ann'e kim telefon etti?

Kuka Annille soitti?

Bana telefon numaranı ver.

Anna minulle puhelinnumerosi.

Telefon numaranı biliyor mu?

Onko hänellä sinun numerosi?

Bana Tokyo'dan telefon açtı.

Hän soitti Tokiosta.

Telefon şarj cihazını bulamıyorum.

- En löydä puhelimeni laturia.
- Minä en löydä puhelimeni laturia.

Tom'un telefon numarası değişti.

Tomin puhelinnumero on vaihtunut.

Burada bir telefon var.

Täällä on puhelin.

- Tom'un telefon numarasına sahip misin?
- Sende Tom'un telefon numarası var mı?

Onko sinulla Tomin puhelinnumeroa?

- Telefon numaranızı alabilir miyim, lütfen?
- Sizin telefon numaranızı alabilir miyim, lütfen?

- Saisinko puhelinnumerosi?
- Voisinko saada puhelinnumerosi?
- Voisitko antaa puhelinnumerosi?

Telefon çaldığında yatmaya gitmek üzereydim.

Olin juuri menossa nukkumaan kun puhelin soi.

Telefon rehberinde numarayı kontrol edin.

Katso numero puhelinluettelosta!

Telefon numaranızı alabilir miyim, lütfen?

Saisinko puhelinnumerosi?

Telefon çaldığında dışarı çıkmak üzereydim.

Olin juuri menossa ulos kun puhelin soi.

Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.

Olin katsomassa televisiota, kun puhelin soi.

Bana telefon numaranı verir misin?

Antaisitko minulle puhelinnumerosi?

Tom'a Mary'nin telefon numarasını verdim.

Annoin Tomille Marin puhelinnumeron.

Profesör bir telefon görüşmesi yapıyor.

Professori soittaa puhelun.

Bir sabit telefon hattım yok.

Minulla ei ole lankapuhelinta.

Daha sonra sana telefon edeceğim.

Soitan sinulle myöhemmin.

Telefon, Bell'in birçok icatlarından biridir.

Puhelin on yksi Bellin lukuisista keksinnöistä.

- Tom telefon etti.
- Tom aradı.

Tom soitti.

Tom Mary'den telefon numarasını istedi.

Tom pyysi Marylta hänen puhelinnumeroaan.

Yeni bir akıllı telefon istiyorum!

- Haluan uuden älypuhelimen!
- Mä haluun uuden älypuhelimen!

Yakında bir telefon var mı?

Onko lähellä puhelinta?

Havaalanına varır varmaz sana telefon edeceğim.

Soitan sinulle heti kun olen lentokentällä.

Karım için bir akıllı telefon aldım.

Ostin vaimolleni älypuhelimen.

Telefon çalıyor ama hiç kimse yanıtlamıyor.

Puhelin soi, mutta kukaan ei vastaa.

Marika'ya telefon edemem. O Finlandiya'da yaşıyor!

En voi soittaa Marikalle. Hän asuu Suomessa!

Tom Mary'nin telefon numarasına sahip değildi.

Tomilla ei ollut Marin puhelinnumeroa.

Tom Mary'nin telefon numarasını bilmek istiyordu.

Tom halusi saada tietää Marin puhelinnumeron.

Telefon çaldığında evi terk etmek üzereydim.

Olin juuri lähdössä talosta, kun puhelin soi.

O senin telefon numaranı biliyor mu?

Tietääkö hän sinun puhelinnumeroasi.

Peter sürekli annesiyle telefon görüşmesi yapıyor.

Peter soittaa jatkuvasti äidilleen.

- Karım bana sıklıkla telefon eder yurtdışında olduğumda.
- Ben yurtdışındayken karım bana sıklıkla telefon eder.

Vaimoni soittaa minulle usein, kun olen ulkomailla.

- Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.
- Onun telefon numarasını bir kâğıt parçasına yazdım.

Kirjoitin hänen puhelinnumeronsa paperipalaselle.

Bu akşam bir adam bana telefon etti.

Mies soitti minulle tänä iltana.

Tom Mary'nin telefon numarasının ne olduğunu bilebilir.

Tomi saattaa tietää Marin puhelinnumeron.

- Tom'u aradın mı?
- Tom'a telefon açtın mı?

Soititko Tomille?

- Lucy telefon etti mi?
- Lucy aradı mı?

Onko Lucy vielä soittanut?

Tom'un listeye yazılmamış bir telefon numarası var.

Tomilla on salainen puhelinnumero.

Bir saat önce telefon eden adam Frank idi.

Mies, joka soitti tunti sitten, oli Frank.

Tom yaşamının en önemli telefon görüşmesini yapmak üzereydi.

Tom oli juuri aikeissa soittaa elämänsä tärkeimmän puhelun.

Az önce Tom'dan bir telefon çağrısı daha aldım.

Sain juuri toisen puhelun Tomilta.

- Döndüğünüzde bana bir telefon açın.
- Döndüğünüzde beni arayın.

Soita minulle kun tulet takaisin.

Bir telefon için ne kadar büyük çok fazla büyüktür?

Kuinka suuri on liian suuri puhelimeksi?

Yarın Tom'a telefon etmeye ve ondan yardım istemeye niyetim var.

Aion pyytää Tomia huomenna puhelimella apuun.

- Tom bir komşunun evinden aradı.
- Tom bir komşunun evinden telefon etti.

Tom soitti naapurin talosta.

Bir gece yarısı telefon konuşması bize hem şok hem de hoşnutsuzluk verir.

Keskiöinen puhelinsoitto sekä järkyttää että aiheuttaa epämukavuutta.

- Paul az önce telefon etti.
- Paul demin aradı.
- Paul az önce aradı.

Paul soitti juuri äsken.

- Tom'a telefonu almasını söyle.
- Tom'a telefon açmasını söyle.
- Tom'a telefonu açmasını söyle.

- Käske Tomin nostaa puhelin.
- Käske Tomin vastata puhelimeen.
- Käske Tomia vastaamaan puhelimeen.
- Käske Tomia nostamaan luuri.
- Sano Tomille, että hänen pitäisi vastata puhelimeen.
- Sano Tomille, että hänen pitäisi nostaa luuri.

- Bu telefonun dört çekirdekli işlemcisi var.
- Bu telefon dört çekirdekli işlemciye sahip.

Tässä puhelimessa on neliydinprosessori.

Telefon hattını keserek iletişimi yeterince sekteye uğratmış olduk. En dramatik tarafı da birkaç polis memurunun bizimle gelmesiydi.

Valtaamalla tämän paikan vähensimme viestintää tuntuvasti. Dramaattisinta oli, että osa poliiseista liittyi meihin.