Translation of "Kağıt" in Finnish

0.003 sec.

Examples of using "Kağıt" in a sentence and their finnish translations:

Bu kağıt beyaz.

- Tämä paperi on valkoista.
- Tämä paperi on valkoinen.

Taş, Kağıt, Makas

- Kivi, paperi, sakset.
- Kivi, paperi ja sakset.

Kağıt tüketimi arttı.

- Paperinkulutus on kasvanut.
- Paperia käytetään enemmän.

Çok az kağıt kaldı.

Paperi on tosi vähissä.

Kağıt bir Çin icadıdır.

Paperi on kiinalainen keksintö.

Bu sadece bir kağıt ağırlığı.

- Tämä on vain paperipaino.
- Tämä on pelkkä paperipaino.

Kağıt Çinliler tarafından icat edildi.

Kiinalaiset keksivät paperin.

Ben bir kağıt uçak yaptım.

Tein paperilennokin.

Bana bir kağıt verir misin?

Voisitko antaa minulle yhden paperin?

Kağıt haritalarına olan ihtiyacı ortadan kaldırdı.

merellä tai ilmassa.

Bunu bir kağıt ağırlığı olarak kullanabilirsin.

Sitä voi käyttää paperipainona.

Kağıt mendili olan biri var mı?

Onko kenelläkään nenäliinoja?

Kağıt ilk kez Çin'de icat edildi.

Paperi keksittiin alunperin Kiinassa.

Tom cebinden bir parça kağıt çıkardı.

Tom veti paperilapun ulos taskustaan.

Lütfen bana bir yaprak kağıt verin.

Ole hyvä ja anna minulle paperiarkki.

Yazmak için bana bir parça kağıt ver.

Anna minulle paperinpala, johon voin kirjoittaa!

Hiçbir hükümet arazisi kağıt para ile satın alınamıyordu.

Yhtään valtionmaata ei voinut ostaa ilman käteistä.

Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.

Tom otti paitansa taskusta taitellun paperin.

Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.

Kivi särkee sakset. Sakset leikkaavat paperin. Paperi tukahduttaa kiven.

Yazıcının içinde bir kağıt parçası sıkıştı ve artık çalışmıyor.

Paperi jäi jumiin printterin sisälle ja nyt se ei toimi.

- Panoyu kim icat etti?
- Mandallı kağıt altlığını kim icat etti?

- Kuka keksi leikepöydän?
- Kuka keksi kannettavan kirjoitusalustan?

Kağıt üretimi uzun bir süre için devlet sırrı olarak kaldı.

Paperin valmistaminen pysyi pitkään valtionsalaisuutena.

- Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.
- Onun telefon numarasını bir kâğıt parçasına yazdım.

Kirjoitin hänen puhelinnumeronsa paperipalaselle.

Sırası gelmişken, bu odada klimaya benzer bir şey yok. Onun sahip olduğu tek şey elle tutulan kağıt yelpaze.

Muuten, tässä huoneessa ei ole mitään ilmastointiin viittaavaakaan. Täällä on vain paperiviuhka, ei muuta.