Translation of "şişman" in Finnish

- Şişman değilsin.
- Şişman değilsiniz.

- Et ole lihava.
- Sinä et ole lihava.
- Sä et oo läski.

Şişman görünüyorsun.

- Näytät lihavalta.
- Näytät läskiltä.

Şişman mıyım ?

- Olenko minä lihava?
- Oonks mä läski?

Çocuklarımız şişman.

- Meiän muksut on läskejä.
- Meidän lapset ovat lihavia.

Çocukken şişman değildim.

Lapsena minä en ollut ylipainoinen.

Şişman olduğumu düşünüyorum.

- Mielestäni olen lihava.
- Mun mielestä mä oon kyllä pullukka.

Ben şişman değilim!

En ole lihava!

Onlar çok şişman.

He ovat liian lihavia.

Senin kedin şişman.

Sinun kissasi on lihava.

Köpeğin çok şişman.

Koirasi on hyvin lihava.

Tom şişman bir adam.

- Tom on lihava mies.
- Tom on paksukainen.

- Tom şişman.
- Tom şişmandır.

Tom on lihava.

Sen lisedeyken şişman mıydın.

Olitko sinä lukioaikana lihava?

Bana şişman mı diyorsun?

Sanoitko minua lihavaksi?

O kedi oldukça şişman.

Tuo kissa on melko lihava.

Küçük şişman adam gülmedi.

Pieni lihava mies ei nauranut.

Tom'un şişman olduğunu düşünüyorum.

Minusta Tom on lihava.

Biraz şişman olduğu için diyette.

- Hän on dieetillä, koska hän on vähän ylipainoinen.
- Hän on laihdutuskuurilla, koska hänellä on hieman ylipainoa.

Çok daha şişman olacağını düşündüm.

Ajattelin, että olisit paljon lihavampi.

Annem bana şişman olduğumu söyledi.

- Äitini sanoi minulle, että olen lihava.
- Äitini sanoi minua lihavaksi.

Ben eskisi kadar şişman değilim.

En ole enää niin lihava kuin ennen.

Kendinizin şişman olmasına izin vermeyin.

Älä anna itsesi lihoa.

Tom her zaman şişman mıydı?

Onko Tomi ollut aina lihava?

- Sen şişman değilsin. Sen kıvrımlı hatlara sahipsin.
- Sen şişman değilsin. Sen düzgün vücutlusun.

- Sinä et ole lihava. Sinä olet muodokas.
- Sinä et ole lihava. Sinä olet kurvikas.

Tom'un daha da şişman olacağını düşündüm.

Luulin, että Tom olisi paljon lihavampi.

Bu elbise beni şişman gösterir mi?

Saako tämä mekko minut näyttämään lihavalta?

- Sanırım Tom obez.
- Tom'un şişman olduğunu tefekkür ediyorum.

Minusta Tom on ylipainoinen.

Bu pastanın neredeyse hepsini yiyen çocuk çok şişman olmalı.

Lapsen joka melkein söi koko tämän kakun täytyy olla hyvin lihava.

Şişman beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onların ikisini uykulu gözlerle izledi.

Lihava valkoinen kissa istui muurin päällä ja katseli heitä kahta raukein silmin.

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.

Jane on lihava, töykeä ja polttaa liikaa. Mutta Kenistä hän on ihana ja hurmaava. Siksi rakkautta sanotaankin sokeaksi.