Translation of "Yakalanmak" in English

Yakalanmak istemedim.

I didn't want to be caught.

Yakalanmak istemiyorum.

I don't want to be caught.

Tom yakalanmak istemiyor.

Tom doesn't want to be caught.

Yakalanmak eğlenceli değil.

Getting busted isn't fun.

Tom yakalanmak istemedi.

Tom didn't want get caught.

Böyle bir durumda yakalanmak istemem.

I wouldn't want to get caught up in a situation like that.

Bir soğuk algınlığına yakalanmak kolaydır.

It's easy to catch a cold.

Sami bir cesetle yakalanmak istemiyordu.

Sami didn't want to get caught with a body.

İş çıkışındaki yoğun trafiğe yakalanmak korkunçtur.

It's horrible to get caught in rush hour traffic.

Yakalanmak hakkında hiç endişe eder misin?

Do you ever worry about getting caught?

Tom polis tarafından yakalanmak istemediği için dağlarda saklandı.

Tom hid in the mountains because he didn't want to get caught by the police.

Soğuk algınlığına yakalanmak istemiyordum, bu yüzden sokağa çıkmadım.

I didn't want to catch a cold, so I didn't go out onto the street.

"Klozet kapakları yoluyla AIDS'e yakalanmak mümkün mü?" "Hayır, değil."

"Is it possible to catch AIDS from toilet seats?" "No, it isn't."

Sıcaklık artışları soğuk algınlığına yakalanmak için ideal koşulları yaratır.

Rises in temperature create the ideal conditions for catching colds.

Scipio açık alanda yakalanmak istemeyerek tekrardan güneye doğru hareket ediyor.

Scipio again moves south, not wanting to risk being caught in the open.

O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.

- She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.