Translation of "Yürür" in English

0.007 sec.

Examples of using "Yürür" in a sentence and their english translations:

O yürür.

She walks.

Tom yürür.

Tom walks.

- O, yavaşça yürüyor.
- Ağır yürür.
- Yavaş yürür.

He walks slowly.

Tom yavaşça yürür.

Tom walks slowly.

O, hızlı yürür.

He walks fast.

Tom hızla yürür.

Tom walks quickly.

Tom hızlı yürür.

Tom walks fast.

Günaşırı yürür müsün?

Do you walk every other day?

Maria yavaş yürür.

Maria walks slowly.

O çabucak yürür.

He walks quickly.

Okula yürür müsün?

Do you walk to school?

Tom topallayarak yürür.

Tom walks with a limp.

O okula yürür.

She walks to school.

Tom eve yürür.

Tom walks home.

O hızlı yürür.

He is a quick walker.

Tom çok yürür.

Tom walks a lot.

- O, her zaman okula yürür.
- Okula her zaman yürür.

She always walks to school.

Lütfen buradan yürür müsünüz?

- Will you step this way, please?
- Please come this way.

İt ürür, kervan yürür.

The dogs bark, but the caravan moves on.

O, genellikle okula yürür.

She usually walks to school.

O, her sabah yürür.

He takes a walk every morning.

İnsanlar doğal olarak yürür.

People walk naturally.

Tom genellikle okula yürür.

Tom usually walks to school.

Tom bir sopayla yürür.

Tom walks with a cane.

Tom çok yavaş yürür.

Tom walks very slowly.

Yaşlı insanlar yavaş yürür.

Old people walk slowly.

Dedem her sabah yürür.

My grandfather takes a walk every morning.

Tom bazen okula yürür.

Tom sometimes walks to school.

Burada işler böyle yürür.

Here's the way it works.

Onlar çok yavaş yürür.

They walk too slow.

Bu işler böyle yürür.

That's how it works.

Tom bazen uykusunda yürür.

Tom sometimes walks in his sleep.

Tom genellikle eve yürür.

Tom usually walks home.

- Her gün okula yürür musun?
- Okula her gün yürür müsün?

Do you walk to school every day?

- Tom nadiren her yere yürür.
- Tom herhangi bir yere nadiren yürür.

Tom rarely walks anywhere.

Benimle okula kadar yürür müsün?

Will you walk down to the school with me?

Bir ordu midesi üzerinde yürür.

An army travels on its stomach.

Onlar birbirleriyle kol kola yürür.

They walk arm in arm with each other.

O, her sabah parkta yürür.

He walks in the park every morning.

Tom okula sık sık yürür.

Tom often walks to school.

Tom Mary'den daha hızlı yürür.

Tom walks faster than Mary.

Sık sık elleri cebinde yürür.

He often walks with his hand in his pocket.

O sık sık okula yürür.

He often walks to school.

Kız kardeşim genellikle okula yürür.

My sister usually walks to school.

Kate'in babası istasyondan eve yürür.

Kate's dad walks home from the bus stop.

Tom genellikle işten eve yürür.

Tom usually walks home from work.

Tom genellikle okuldan eve yürür.

Tom usually walks home from school.

O bazen koşar, bazen yürür.

Sometimes he runs, sometimes he walks.

Amy her sabah istasyona yürür.

Amy walks to the station every morning.

Tom nadiren her yere yürür.

Tom seldom walks anywhere.

Tom bazen işten eve yürür.

Tom sometimes walks home from work.

Günde yaklaşık on kilometre yürür.

He walks about ten kilometers a day.

O, günde ortalama yedi mil yürür.

He walks seven miles a day on an average.

İnsanlar kaldırımda yürür. Arabalar caddeleri geçer.

People walk on the sidewalk. Cars cross the streets.

Tom yağmur yağmıyorsa genellikle okula yürür.

- Tom usually walks to school if it's not raining.
- Tom usually walks to school if it isn't raining.

Tom hafif bir topallama ile yürür.

Tom walks with a slight limp.

Farklı bir trompetçinin ritmine göre yürür.

He marches to the beat of a different drummer.

Tom çok nadiren bir yere yürür.

- Tom very seldom walks anywhere.
- Tom very rarely walks anywhere.

Muhalefetsiz bir şekilde Eflak başkenti Targovişte'ye yürür.

to the Wallachian capital of Targoviste.

O, her zaman bir tüfek ile yürür.

He always walks with a rifle.

Tom, Mary'yle sık sık okuldan eve yürür.

Tom often walks Mary home from school.

O, sabah kahvaltısından önce köpeğiyle parka yürür.

- She takes her dog to the park before breakfast.
- She walks her dog to the park before breakfast.

Tom genellikle Mary ile birlikte okula yürür.

Tom usually walks to school with Mary.

Yağmur yağmıyorsa Tom her zaman okula yürür.

Tom always walks to school when it isn't raining.

Piyasa arasındaki bu işbirliği diğer ülkelerde yürür mü?

crossover between hierarchy and free market could ever work in other countries? What’s

Yağmur yağmıyorsa, Tom her zaman okula kadar yürür.

Tom always walks to school if it isn't raining.

Tom neredeyse her gün Mary ile eve yürür.

Tom walks home with Mary almost every day.

Tom otobüsle okula gider, ancak genellikle eve yürür.

Tom goes to school by bus, but he usually walks home.

Tom okuldan eve giderken çok klas bir mahalleden yürür.

Tom walks through a very classy neighborhood on his way home from school.

- Tom günde üç mil yürüyor.
- Tom günde üç mil yürür.

Tom walks three miles a day.

Tom üzerinde herhangi bir elbise olmadan sık sık evin etrafında yürür.

Tom often walks around the house without any clothes on.

Büyükannem benden daha hızlı yürür, ve benim oynadığımdan daha iyi tenis oynar.

My grandmother walks faster than me, and plays tennis better than I do.

- Biz bu şekilde yapıyoruz.
- Bizde işler böyle yürür.
- Bu şekilde yapıyoruz.
- İşte böyle yapıyoruz.

- This is how we do it.
- Here's how we do it.
- That's how we do things.
- That's how we do it.