Translation of "Vermezdi" in English

Emir vermezdi.

He would not give the order.

Tom kimseye zarar vermezdi.

Tom wouldn't hurt anyone.

Tom gitmeme izin vermezdi.

Tom wouldn't allow me to leave.

Tom buna izin vermezdi.

Tom wouldn't allow it.

Tom bana istediğimi vermezdi.

Tom wouldn't give me what I wanted.

Bunu yapmak zarar vermezdi.

It wouldn't hurt to do that.

Tom gitmemize izin vermezdi.

Tom wouldn't let us leave.

Tom konuşmama izin vermezdi.

Tom wouldn't let me talk.

Tom ödememe izin vermezdi.

- Tom wouldn't let me pay.
- Tom wouldn't allow me to pay.

Tom bana cevap vermezdi.

Tom wouldn't answer me.

Tom onun gitmesine izin vermezdi.

Tom wouldn't let it go.

Tom asla Mary'ye zarar vermezdi.

Tom would never hurt Mary.

O, arabasını sürmeme izin vermezdi.

He wouldn't allow me to drive his car.

Tom asla kimseye zarar vermezdi.

- Tom would never hurt anyone.
- Tom would never hurt anybody.

Tom sana asla zarar vermezdi.

Tom would never hurt you.

Tom buna asla izin vermezdi.

Tom would never allow it.

Tom ona asla izin vermezdi.

Tom would never have allowed that.

O sana bir şey vermezdi.

He wouldn't give you anything.

Tom onun olmasına izin vermezdi.

- Tom wouldn't let that happen.
- Tom wouldn't allow that to happen.

Babam arkadaşlarımı görmeme izin vermezdi.

My father wouldn't allow me to see my friends.

Tom odasına girmeme izin vermezdi.

Tom wouldn't let me in his room.

O, ona bir hediye vermezdi.

She wouldn't give him a gift.

Tom onu yapmama izin vermezdi.

Tom wouldn't let me do that.

Tom, Mary'nin gitmesine izin vermezdi.

- Tom wouldn't allow Mary to leave.
- Tom wouldn't allow Mary to go.

Tom onu yapmamana izin vermezdi.

Tom wouldn't let you not do that.

Leyla evinde kimseye izin vermezdi.

Layla wouldn't let anyone in her home.

Tom evinde kimseye izin vermezdi.

- Tom wouldn't let anyone in his house.
- Tom wouldn't let anybody in his house.

Tom bunu yapmana izin vermezdi.

- Tom wouldn't have let you do that.
- Tom wouldn't have allowed you to do that.

Tom bunu yapmamıza izin vermezdi.

Tom wouldn't let us do that.

Bunu yapmak kesinlikle zarar vermezdi.

Doing that definitely wouldn't hurt.

Tom bana ihtiyacım olanı vermezdi.

Tom wouldn't give me what I needed.

Tom şarkı söylememize izin vermezdi.

Tom wouldn't let us sing.

Tom şarkı söylememe izin vermezdi.

Tom wouldn't let me sing.

Tom evde kimseye izin vermezdi.

- Tom wouldn't let anyone in the house.
- Tom wouldn't let anybody in the house.

Tom, sorularımın hiçbirine cevap vermezdi.

Tom wouldn't answer any of my questions.

Ton araba sürmene izin vermezdi.

Tom would never let you drive.

Tom araba sürmeme izin vermezdi.

Tom wouldn't let me drive.

Tom seninle konuşmama izin vermezdi.

Tom wouldn't let me talk to you.

Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.

My father would not permit me to go on to college.

O, onun içeri girmesine izin vermezdi.

She wouldn't let him in.

Tom asla bunun olmasına izin vermezdi.

Tom would never have let that happen.

Tom Mary'nin onu yapmasına izin vermezdi.

- Tom wouldn't let Mary do that.
- Tom wouldn't allow Mary to do that.

Babam onu yapmama asla izin vermezdi.

My father would never allow me to do that.

Tom kimsenin odasına girmesine izin vermezdi.

Tom wouldn't let anyone in his room.

Tom Mary'nin onu korumasına izin vermezdi.

Tom wouldn't let Mary keep it.

Tom bana herhangi bir detay vermezdi.

Tom wouldn't give me any details.

Ebeveynlerim erkeklerle dışarı çıkmama izin vermezdi.

My parents would not let me go out with boys.

Ona günün belirli bir saatini vermezdi.

She wouldn't give him the time of day.

Tom Mary'nin içeri girmesine izin vermezdi.

Tom wouldn't let Mary in.

Tom onun olmasına asla izin vermezdi.

Tom would never let that happen.

O, kimsenin bizi ayırmasına izin vermezdi.

He wouldn't let anyone separate us.

Ailem onu yapmama asla izin vermezdi.

- My parents would never allow me to do that.
- My parents would never let me do that.

Tom, Mary'nin eve girmesine izin vermezdi.

Tom wouldn't allow Mary to enter the house.

Tom Mary'nin eve girmesine izin vermezdi.

Tom wouldn't let Mary enter the house.

Tom, Mary'nin araba sürmesine izin vermezdi.

Tom wouldn't allow Mary to drive.

Tom Mary'nin araba kullanmasına izin vermezdi.

Tom wouldn't let Mary drive.

Tom onu yapmama asla izin vermezdi.

- Tom would never allow me to do that.
- Tom would never let me do that.

Tom bunu yapmana asla izin vermezdi.

- Tom would never let you do that.
- Tom would never allow you to do that.

Tom Mary'nin bunu yapmasına izin vermezdi.

Tom would never permit Mary to do that.

Tom, Mary bunu yapmasına izin vermezdi.

Tom wouldn't have let Mary do that.

Tom Mary'nin şarkı söylemesine izin vermezdi.

Tom wouldn't let Mary sing.

Tom, grubuyla şarkı söylememize izin vermezdi.

Tom wouldn't let us sing with his band.

Tom Mary'nin yanına oturmasına izin vermezdi.

Tom wouldn't let Mary sit next to him.

Tom Mary'ye yardım etmemize izin vermezdi.

- Tom wouldn't allow us to help Mary.
- Tom wouldn't let us help Mary.

Tom Mary'ye yardım etmeme izin vermezdi.

Tom wouldn't allow me to help Mary.

Tom bir şey söylememe izin vermezdi.

Tom wouldn't let me say anything.

Tom senin araba sürmene izin vermezdi.

Tom wouldn't have let you drive.

Tom asla araba sürmeme izin vermezdi.

Tom would never let me drive.

- Tom, Mary'nin Tom'un arabasını sürmesine izin vermezdi.
- Tom, Mary'nin, onun arabasını sürmesine izin vermezdi.

Tom wouldn't allow Mary to drive his car.

Ne olursa olsun odaya girmesine izin vermezdi.

She wouldn't let him in the room no matter what.

Ebeveynlerim seninle Boston'a gitmeme asla izin vermezdi.

My parents would never allow me to go to Boston with you.

Tom kimsenin kendisine yardım etmesine izin vermezdi.

- Tom wouldn't let anybody help him.
- Tom wouldn't let anyone help him.

Tom çocuklarının elektrikli aletlerini kullanmasına izin vermezdi.

Tom wouldn't let his children use his power tools.

Ebeveynlerim senin yaşındayken onu yapmama izin vermezdi.

My parents wouldn't allow me to do that when I was your age.

Tom, Mary'nin pasaport fotoğrafını görmesine izin vermezdi.

Tom wouldn't allow Mary to see his passport photo.

Tom, Mary'nin bir şey yapmasına izin vermezdi.

Tom wouldn't allow Mary to do anything.

Tom, Mary'nin onu yapmasına asla izin vermezdi.

Tom would never let Mary do that.

Annem lisede bir tane giymeme izin vermezdi.

My mother wouldn't let me wear one in high school.

Tom bana Fransızca konuşmam için izin vermezdi.

Tom wouldn't let me speak French.

Tom, kimsenin Mary'ye yardım etmesine izin vermezdi.

- Tom wouldn't let anyone help Mary.
- Tom wouldn't let anybody help Mary.

Tom'a sarılmaya çalışırdım, ama bana izin vermezdi.

I tried to hug Tom, but he wouldn't let me.

Tom oraya tek başına gitmenize izin vermezdi.

Tom wouldn't let you go there by yourself.

Tom, Mary'nin grubuyla şarkı söylemesine izin vermezdi.

Tom wouldn't let Mary sing with his band.

Tom sana hiçbir şey olmasına izin vermezdi.

Tom wouldn't let anything happen to you.

Tom, siz arkadaşların bunu yapmasına izin vermezdi.

Tom wouldn't let you guys do that.

Tom, Mary'nin araba sürmesine asla izin vermezdi.

Tom would never let Mary drive.

Tom evine hiç kimsenin girmesine izin vermezdi.

- Tom wouldn't let anyone into his house.
- Tom wouldn't let anybody into his house.

Tom odasına hiç kimsenin girmesine izin vermezdi.

- Tom wouldn't let anyone into his room.
- Tom wouldn't let anybody into his room.

Ailem, daha gençken bunu yapmama izin vermezdi.

My parents wouldn't allow me to do that when I was younger.