Translation of "Arabalar" in English

0.007 sec.

Examples of using "Arabalar" in a sentence and their english translations:

Arabalar

Cars

Arabalar pahalı.

Cars are expensive.

Arabalar pahalanıyor.

Cars are getting expensive.

Arabalar yükleniyordu.

The carts were being loaded.

Arabalar gereklidir.

Cars are necessary.

Elektrikli arabalar alımı.

purchase of electric cars.

Arabalar birbirlerine çarptılar.

The cars crashed into each other.

Bu arabalar bizimdir.

These cars are ours.

Bu arabalar büyük.

These cars are big.

Arabalar çok kirletir.

Cars pollute a lot.

Boston'da arabalar satıyorum.

I sell cars in Boston.

Uçan arabalar nerede?

Where are the flying cars?

- Sami güzel arabalar sürdü.
- Sami güzel arabalar kullanıyordu.

Sami drove nice cars.

- Çalıntı arabalar burada sona eriyor.
- Çalıntı arabalar burayı boyluyor.

All stolen cars end up here.

Benim işim arabalar satmaktır.

- Selling motorcars is my business.
- Selling cars is my job.
- Selling cars is my business.

Arabalar kafa kafaya çarpıştı.

The cars collided head on.

Bisikletlerin yerini arabalar aldı.

Cars took the place of bicycles.

Otoparkta bazı arabalar gördüm.

I saw some cars in the parking lot.

Gelecekte arabalar kendilerini sürecekler.

In the future, cars will drive themselves.

Dizel arabalar Avrupa'da popülerdir.

- Diesels are popular in Europe.
- Diesel cars are popular in Europe.

Arabalar satmak benim işim.

Selling motorcars is my business.

Elektrikli arabalar popüler oluyor.

Electric cars are getting popular.

Bu yeni arabalar satılık.

These new cars are on sale.

Tom Boston'da arabalar satar.

Tom sells cars in Boston.

Gıcırdayan arabalar uzağa ulaşır.

Creaking cars reach the furthest.

Bu arabalar aynı tipte.

These cars are the same type.

Elektrikli arabalar dünyayı değiştirecek.

Electric cars will change the world.

Bütün uçan arabalar nerede?

Where are all the flying cars?

Benzinli arabalar Şeytan'ın aracıdır.

Gas-powered cars are the Devil's vehicle.

Yol arabalar için çok dar.

The road is too narrow for cars.

Bu yeni model arabalar piyasada.

Those new model cars are on the market.

Elektrikli arabalar aslında yeşil değildir.

Electric cars are not actually green.

Büyük arabalar çok yakıt kullanırlar.

Large cars use lots of gas.

Bu arabalar Almanya'dan ithal edildi.

These cars were imported from Germany.

Arabalar banliyö hayatı için kaçınılmazdır.

Cars are unavoidable for suburban life.

Arabalar hakkında her şeyi biliyorum.

I know all about cars.

Sokaklar sadece arabalar için değildir.

Streets are not just for cars.

Ekonomik arabalar size tasarruf sağlar.

Economy cars save you money.

Dan model arabalar yapmayı sever.

Dan likes to make model cars.

Garajdaki tüm arabalar Tom'a ait.

All the cars in this garage belong to Tom.

Arabalar banliyö hayatı için vazgeçilmezdir.

Cars are indispensable to suburban life.

Elektrikli arabalar evde şarj edilebilir.

Electric cars can be recharged at home.

Bütün bu arabalar nereden geldi?

Where did all these cars come from?

Tom, ikinci el arabalar satardı.

Tom used to sell used cars.

Arabalar hakkında çok şey biliyorum.

I know a lot about cars.

Arabalar hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

I don't know anything about cars.

Büyük arabalar çok benzin yakar.

Big cars burn a lot of gas.

- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafından giderler.

In America, cars drive on the right side of the road.

- Tom, arabalar hakkında çok şey biliyor.
- Tom arabalar hakkında çok şey biliyor.

Tom knows a lot about cars.

Aynı bölge de arabalar da çalınıyordu

Cars were stolen in the same area

arabalar alanında büyük bir devrimin eşiğinde ...

on the verge of a great revolution in the realm of cars…

Arabalar gözlerimizin önünde birbiri ardına çalışıyorlar.

Cars are running one after another before our eyes.

Şehre gelen tüm yollar arabalar dolu.

All the roads leading into the city are full of cars.

Firma bazı yeni arabalar satın aldı.

The firm has bought some new cars.

Japonya'da yapılan arabalar tüm dünyada kullanılmaktadır.

Cars made in Japan are used all over the world.

Elektrikli arabalar soğuk havalarda da çalışmazlar.

Electric cars don't function as well in cold weather.

ABD'de arabalar yolun sağ kısmından gider.

- In the United States, cars drive on the right‐hand side of the road.
- In the United States, cars drive on the right side of the road.

Arabalar, otobüsler, kamyonlar; hepsi birer araçtır.

Cars, buses, and trucks are all vehicles.

- Onlar bizim arabalarımız.
- Bu arabalar bizim.

These cars are ours.

Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.

In America, cars drive on the right side of the road.

Alman otomobil endüstrisi mükemmel arabalar üretir.

The German auto industry produces excellent cars.

Arabalar hakkında bir şey biliyor musun?

Do you know anything about cars?

Tom arabalar hakkında her şeyi biliyor.

Tom knows everything about cars.

Sürücüsüz arabalar artık yaygın olarak kullanımda.

Driverless cars are now widely in use.

İnsanlar kaldırımda yürür. Arabalar caddeleri geçer.

People walk on the sidewalk. Cars cross the streets.

Jimmy arabalar hakkında her şeyi biliyor.

Jimmy knows everything about cars.

Tom'un işi ikinci-el arabalar satmaktır.

Tom's work is selling second-hand cars.

Onlar arabalar ve takılar satın aldılar.

They bought cars and jewelry.

Kendi kendine giden arabalar kendileri götürürler.

Self-driving cars drive themselves.

- Bu, arabalarla ilgili.
- Bu, arabalar hakkında.

This is about cars.

Bana gelecekte uçan arabalar olacağı söylendi.

- I was told there would be flying cars in the future.
- I was told the future would have flying cars.

Sami arabalar hakkında çok şey biliyordu.

Sami knew a lot about cars.

Evler ve arabalar gökyüzünden bakınca küçücük görünüyorlardı.

The houses and cars looked tiny from the sky.

Avrupa'nın çoğu ülkesinde arabalar sağdan gitmek zorundadır.

In most of the countries in Europe, cars have to keep to the right.

2012 yılında her yerde uçan arabalar olacak.

In the year 2012, there will be flying cars everywhere.

"Bu arabalar senin mi?" "Evet onlar benim.

"Are these cars yours?" "Yes, they are mine."

Trafik çok yoğundu. Arabalar tampon tampona dizilmişti.

The traffic was very heavy. The cars were lined up bumper to bumper.

Tom'un arabalar hakkında bilmediği şeyler bilmeye değmez.

What Tom doesn't know about cars isn't worth knowing.

Şehir arabalar tarafından üretilen siyah dumanla kirletilmiş.

The city is contaminated with that black smoke produced by engines with wheels.

Onlar bütün geceyi arabalar hakkında konuşarak geçirebilirler.

They can spend the whole night talking about cars.

Sence yol arabalar için yeterince geniş mi?

- Do you think the road is wide enough for cars?
- Do you think the track is wide enough for cars?

"Bu arabalar senin mi?" "Evet, onlar benim."

"These cars are yours?" "Yes, they're mine."

"Bu arabalar senin mi?" "Evet onlar benim."

"Are these cars yours?" "Yes they are."

Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.

Modern cars differ from the early ones in many ways.

En iyi arabalar bile karbon dioksit yayar.

Even the best cars emit carbon dioxide.

Tom, ikinci el arabalar alır ve satar.

Tom buys and sells used cars.

Sami arabalar hakkında çok fazla şey bilmiyor.

Sami doesn't know very much about cars.

Veya bir iki milyon dolarlık arabalar yapmak yerine

or making one or two million-dollar cars.

Muhtemelen mini mini arabalar ve büyük hükümetler yerine

I probably prefer big proper cars and small government

Uçan arabalar istedik, bunun yerine 140 karakter bulduk

“We wanted flying cars, instead we got 140 characters.”

Küçük arabalar, düşük yakıt tüketimi nedeniyle çok ekonomiktir.

Small cars are very economical because of their low fuel consumption.

Dört çekerli arabalar kaygan ve ıslak düzeylerde direnebilir.

Cars with AWD stand out on slippery and wet surfaces.

Yolun arabalar için yeterince geniş olduğunu düşünüyor musun?

Do you think the track is wide enough for cars?

Amerika Birleşik Devletlerinde arabalar yolun sağ tarafından gider.

In the United States, cars drive on the right side of the road.