Translation of "Tanımaz" in English

Yahudiler İsa'yı tanımaz. Protestanlar Papa'yı tanımaz. Baptistler içki dükkânında birbirini tanımaz.

Jews don't accept Jesus. Protestants don't accept the pope. Baptists don't recognise each other in a wine store.

Aşk mesafe tanımaz.

Love overcomes any distance.

O, hiçbirimizi tanımaz.

He knows neither of us.

Aşk sınır tanımaz.

Love knows no limits.

Müzik sınırları tanımaz.

Music doesn't know borders.

Açlık hiçbir yasayı tanımaz.

Hunger knows no law.

Doğa hiçbir sınır tanımaz.

Nature knows no boundaries.

Aptallık hiçbir sınır tanımaz.

Stupidity knows no bounds.

İnsanın aptallığı hiçbir sınır tanımaz.

Human's stupidity doesn't know any limits.

- O, hiçbirimizi tanımaz.
- Hiçbirimizi tanımıyor.

- He knows none of us.
- He doesn't know any of us.

Tom Mary'nin arkadaşlarından hiçbirini tanımaz.

Tom doesn't know any of Mary's friends.

Hiç kimse onu bu maskeyle tanımaz.

No one will recognize her in this mask.

Bu peruk, bu bıyık ve gözlükle kimse beni tanımaz.

With the wig, the mustache and the glasses, nobody recognizes me.

- Tom benim kim olduğumu bile bilmiyor.
- Tom beni tanımaz bile.

Tom doesn't even know who I am.

Matematik hiçbir ırk veya coğrafi sınır tanımaz; matematik için, kültürel dünya tek ülkedir.

Mathematics knows no races or geographic boundaries; for mathematics, the cultural world is one country.