Translation of "Takmış" in English

0.003 sec.

Examples of using "Takmış" in a sentence and their english translations:

O kafayı takmış.

He's obsessed.

O, kitaplara kafayı takmış.

She's obsessed with books.

Başına fes takmış kişiler anlatır

tells people wearing a fez

Arkadaşım buna kafayı takmış durumda.

My friend is obsessed with this.

Mary kafayı tamamen Eski Mısır'a takmış.

Mary is completely obsessed with Ancient Egypt.

Tom'a hastalık derecesinde kafayı takmış durumda.

She has an unhealthy obsession with Tom.

Mary hayvanlara kafayı takmış ve özellikle sincaplara.

Mary is obsessed with animals, and especially squirrels.

İzinsiz giren kişi bir kayak maskesi takmış.

The intruder wore a ski mask.

Tom, emniyet kemerini takmış olsaydı muhtemelen ölmezdi.

Tom probably wouldn't have died if he'd been wearing his seatbelt.

Tom yeni bir şapka takmış, değil mi?

Tom is wearing a new hat, isn't he?

Cinselliğe kafayı takmış gibi görünen bir kültürde yaşıyoruz.

We live in a culture that seems obsessed with sex.

Buna kesinlikle kafayı takmış ve kendimi kaptırmış durumdayım.

and am absolutely obsessed and fascinated by it.

Kadın elbisesi giyip peruk takmış bir adam o.

That guy is a man in women's clothing with a wig.

- Eldiven giyiyor.
- Eldiven giymiş.
- Eldiven takmış.
- Elinde eldiven var.

He is wearing gloves.

- Tom açıkçası sana karşı saplantılı.
- Tom açıkçası kafayı sana takmış.

Tom is obviously obsessed with you.

- Tom, Mary'nin verdiği kravatı takmış.
- Tom'un boynunda Mary'nin ona aldığı kravat var.

- Tom is wearing the tie Mary gave him.
- Tom is wearing the tie that Mary gave him.

- Maskeli bir grup adam Tom'a saldırdı.
- Maske takmış bir grup adam Tom'a saldırdı.

A group of men wearing masks attacked Tom.