Translation of "Kafayı" in English

0.006 sec.

Examples of using "Kafayı" in a sentence and their english translations:

Kafayı yeriz be

We'll be crazy

Kafayı vurup yatalım.

Let's hit the sack.

Ben kafayı yedim.

- I'm frantic!
- I'm frantic.

Tom kafayı yedi.

Tom went haywire.

Tom kafayı yemiş.

- Tom was outraged.
- Tom went berserk.
- Tom went ballistic.
- Tom is off his rocker.

Kafayı bulmaya gidelim.

Let's go get drunk.

O kafayı takmış.

He's obsessed.

Tom'a kafayı takmamalıydım.

I should never have hung up on Tom.

Siz kafayı yemişsiniz!

You're nuts!

Size kafayı yiyenleri hatırlatabilir.

You might think of going crazy,

Abi sen kafayı yedin

bro you have gone crazy

Kafayı mı yedin sen?

You have to be crazy to do something like that!

Sen kafayı yemiş olmalısın!

You're nuts!

O, kitaplara kafayı takmış.

She's obsessed with books.

Kafayı vurup yatmam lazım.

I need to hit the sack.

Tom kafayı Meryem'e takmıştı.

Tom was obsessed with Mary.

Tom arkadaşlarıyla kafayı çekti.

Tom got drunk with his friends.

Hepiniz kafayı mı yediniz?

Are you all out of your minds?

Ben Tom'a kafayı taktım.

I hung up on Tom.

- Sen delisin!
- Kafayı yemişsin sen!
- Sizler delisiniz!
- Siz kafayı yemişsiniz!

- You're nuts!
- You're nuts.
- You're mad!

- Onlar delirdiler.
- Onlar çıldırdı.
- Onlar kafayı yedi.
- Çıldırdılar.
- Kafayı yediler.
- Delirdiler.

They went crazy.

- Tom yaşlandıkça iyice kafayı yedi.
- Yaşı ilerledikçe Tom, iyice kafayı sıyırdı.

In his old age, Tom completely lost his mind.

Kafayı şıhlara şeyhlere hocalara taktı

he's obsessed with shrihs, sheikhs, teachers

- Deli misin?
- Kafayı mı yedin?

Are you nuts?

- Tom delirdi.
- Tom kafayı yedi.

Tom went nuts.

Arkadaşım buna kafayı takmış durumda.

My friend is obsessed with this.

Tom her zaman kafayı üşütmüş.

Tom is always bananas.

- Dünya delirdi.
- Dünya kafayı yedi.

- The world has gone nuts.
- The world has gone mad.

- Tom'la parlattık.
- Tom'la kafayı çektik.

I got drunk with Tom.

Kafayı çeken kocasını evden kovdu.

She booted her boozing husband out of the house.

Kafayı bulmuş bir hali vardı.

He looked like he was stoned.

- Aklımı oynatacağım.
- Keçileri kaçıracağım.
- Kafayı sıyıracağım.

I'm going out of my mind.

Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.

Tom is a conspiracy nut.

- Ben fazla içmem.
- Ben kafayı çekmem.

I don't drink much.

- Tom keçileri kaçırdı.
- Tom kafayı sıyırdı.

- Tom went bonkers.
- Tom went ballistic.

Tom kafayı uzay ve astronomiye taktı.

Tom became obsessed with space and astronomy.

Mary kafayı tamamen Eski Mısır'a takmış.

Mary is completely obsessed with Ancient Egypt.

Tom iddiayı kaybedince kafayı sıfıra vurdu.

Tom shaved his head when he lost the bet.

Tom'a hastalık derecesinde kafayı takmış durumda.

She has an unhealthy obsession with Tom.

"Skura'dan boşanacağım." "Kafayı mı yedin sen?"

"I'm going to divorce Skura." "Are you sick in the head?"

Uçmaya kafayı taktım, en büyük umudum uçmak.

I set my head to fly, my biggest hope was to fly.

Hiç bir şeye kafayı takmıyor moralini bozmuyor

he does not get mad at anything

Tom bu gece kafayı çekmeyi düşündüğünü söyledi.

- Tom said he was planning to get smashed tonight.
- Tom said that he was planning to get smashed tonight.

Mary hayvanlara kafayı takmış ve özellikle sincaplara.

Mary is obsessed with animals, and especially squirrels.

Cinselliğe kafayı takmış gibi görünen bir kültürde yaşıyoruz.

We live in a culture that seems obsessed with sex.

Ama Uruguay'ın, turistlerin kafayı bulmak için ziyaret edeceği

But don't think that Uruguay is going to be a tourist destination

Eski Türklerde su içerken kafayı böyle elle desteklemek

Supporting the head by hand while drinking water in ancient Turks

şuanda hepiniz bana bu adam kafayı yedi diyorsunuz

right now all of you call me this guy is crazy

Harold, karısı onu terk ettikten sonra kafayı yedi.

After his wife left him, Harold went nuts.

- Onların hepsi deli mi?
- Hepsi kafayı mı yemiş?

Are they all nuts?

Buna kesinlikle kafayı takmış ve kendimi kaptırmış durumdayım.

and am absolutely obsessed and fascinated by it.

Tom oldum olası sağlıklı yaşam konusuna kafayı takmıştır.

Tom has always been a health nut.

Bayan, bir milyon dolar kazandığını öğrendiğinde gerçekten kafayı yedi.

The lady really flipped out when she learned she had won a million dollars.

- Tom çıldırdı.
- Tom delirdi.
- Tom kafayı yedi.
- Tom deli oldu.

Tom went crazy.

- Tom kafayı sağlıklı yaşamla bozmuş biri.
- Tom sağlığına çok düşkündür.

Tom is a health nut.

- Tom açıkçası sana karşı saplantılı.
- Tom açıkçası kafayı sana takmış.

Tom is obviously obsessed with you.

- Tom sarhoş.
- Tom kafayı bulmuş.
- Tom'un kafası güzel.
- Tom uyuşturucu almış.

Tom is high.

- Tom, Mary'ye kafayı taktı.
- Tom, Mary'yi kafasına taktı.
- Tom, Mary'ye abayı yaktı.

Tom was hung up on Mary.

Tom çabuk kafayı bulan birisidir ve genellikle 2-3 atımlık votkadan sonra iptal olur.

Tom can't hold his drink and is usually legless after two or three.

- Tom çocukken, onun karşısındaki caddede yaşayan kıza saplantılı oldu.
- Tom çocukken, sokağın karşı tarafında yaşayan kıza kafayı takmıştı.

When Tom was a kid, he became obsessed with the girl who lived across the street from him.

- Tom her gün içer.
- Tom her gün parlatır.
- Tom her gün içki içer.
- Tom her gün kafayı çeker.

Tom drinks every day.

- Tom'un belli ki kafası güzel.
- Tom tamamen high.
- Tom komple uçmuş.
- Tom belli ki pilot olmuş durumda.
- Tom besbelli kafayı bulmuş.
- Tom belli ki high olmuş.

Tom is obviously high.