Translation of "Spordan" in English

Spordan nefret eder.

He hates sports.

Onlar spordan bahsediyor.

They're talking about sports.

Spordan nefret ederim.

I hate sports.

Çocuklar spordan bahsetti.

The boys talked about sports.

Bir süre spordan vazgeçmelisin.

You have to give up sports for a while.

Her türlü spordan hoşlanmıyorum.

- I do not like any kind of sports.
- I don't like any kind of sports.

Tom spordan nefret eder.

Tom hates sports.

Spordan konuşmuşken, hangi sporu oynuyorsunuz?

Talking of sports, what sports do you play?

Müziği spordan daha çok severim.

I like music better than sports.

Tom spordan bahsetmekle ilgili görünmüyor.

Tom never seems interested in talking about sports.

Tom ve Mary spordan konuştular.

Tom and Mary talked about sports.

Tom spordan hoşlanır, değil mi?

Tom likes sports, doesn't he?

"Spordan hoşlanır mısın?" "Evet, özellikle beyzboldan hoşlanırım.

"Do you like sports?" "Yes, I especially like baseball."

Spordan nefret ederim ve sen de etmelisin.

I hate sports, and so should you.

Spordan hiç anlamazdı -sağolsun- o nedenle müzik oldu.

He didn't know anything about sports -- bless him -- so it was music.