Translation of "Sakladığı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Sakladığı" in a sentence and their english translations:

O Tom'un sakladığı şey.

That's what Tom was hiding.

Tom'un sakladığı bir sırrı vardı.

Tom had a secret he was hiding.

Babamın 30 yıldır sakladığı günlüğünü buldum.

I found my father's diary which he kept for 30 years.

Babamın 30 yıldır sakladığı günlüğü buldum.

- I found the diary that my father kept for 30 years.
- I found my father's diary that he kept for 30 years.

O bir şey sakladığı için yalan söyledi.

She lied because she's hiding something.

Tom bir şey sakladığı için yalan söyledi.

Tom lied because he's hiding something.

- Tom'un anahtarı nerede sakladığı hakkında hiçbir fikrim yok.
- Tom'un anahtarı nereye sakladığı hakkında hiçbir fikrim yok.

I have no idea where Tom hid the key.

Tom'un pasaportunu nereye sakladığı hakkında hiçbir fikrim yok.

I have no idea where Tom keeps his passport.

Tom Mary'nin ondan bir şey sakladığı hissini atlatamadı.

Tom couldn't shake the feeling that Mary was hiding something from him.

Pekala, Çinli bankaların 2 trilyon doları sakladığı tahmin ediliyor.

Well, it is estimated that Chinese banks have hidden more than $2 trillion.

O, özel bir durum için sakladığı şampanya şişesini çıkardı.

She got out the bottle of champagne she'd been saving for a special occasion.

Tom Mary ile genellikle kendine sakladığı şeyler hakkında konuştu.

Tom talked to Mary about things he usually kept to himself.

Tom çaldığıı parayı, dolabının arkasına sakladığı bir kutuya koydu.

Tom put the money he stole in a box that he hid in the back of his closet.

- Tom bir sır saklıyor.
- Tom'un sakladığı bir sır var.

Tom is keeping a secret.

- Tom'un anahtarı nerede sakladığını bilmiyorum.
- Tom'un anahtarı sakladığı yeri bilmiyorum.

I don't know where Tom hid the key.

Bizans'ın altınlarını da buraya sakladığı rivayet edilir fakat henüz buna rastlanılmadı

It is rumored that Byzantine also hid its gold here, but it has not been found yet.

- Tom'un anahtarı nereye sakladığını bilmek istiyorum.
- Tom'un anahtarı sakladığı yeri bilmek istiyorum.

I'd like to know where Tom hid the key.

- Tom'un anahtarı nerede sakladığını biliyor musun?
- Tom'un anahtarı sakladığı yeri biliyor musun?

Do you know where Tom hid the key?