Translation of "Sıraya" in English

0.008 sec.

Examples of using "Sıraya" in a sentence and their english translations:

Sıraya girin.

- Get in line.
- Get in the queue.

Sıraya girdiler.

They got in line.

- Niçin sıraya giriyorsun.
- Ne için sıraya giriyorsun?

What are you lining up for?

- Tom ilk sıraya çıktı.
- Tom ilk sıraya yükseldi.
- Tom birinci sıraya yükseldi.

Tom moved up to first place.

İşlerini sıraya koy.

Put your affairs in order.

Tom'u sıraya aldım.

I've got Tom on the line.

Tom sıraya oturdu.

Tom sat down on the desk.

Tom sıraya girdi.

Tom got in line.

Sandalyeyi sıraya yaklaştırın.

Move the chair nearer to the desk.

Ben sıraya girdim.

I got in line.

Sıraya girmek istemiyorum.

I don't want to stand in line.

Hey, sıraya gir.

Hey, get in line.

O, işlerini sıraya koydu.

He put his affairs in order.

Sözcükleri alfabetik sıraya koyun.

Put the words in alphabetical order.

Ön sıraya oturmak istiyorum.

I want to sit in the front row.

Bunu kaçıncı sıraya koyuyorsun?

How do you rank that?

Tom ön sıraya oturdu.

Tom sat in the front row.

Tom düşüncelerini sıraya koyamadı.

Tom couldn't put his thoughts in order.

Sıraya girmek zorunda mıyım?

Do I have to stand in line?

Çocuklara sıraya geçmelerini söyledi.

She told the children to line up.

Çocuklara sıraya girmelerini söyledi.

He told the boys to line up.

- Öğle yemeği için sıraya geç.
- Öğle yemeği için sıraya geçin.

Line up for lunch.

Lütfen art arda sıraya girin.

Please line up in a row.

Kağıtları sıraya koymayı denemekten vazgeçti.

He has given up trying to put the papers in order.

Bu listeyi alfabetik sıraya koy.

Put this list in alphabetical order.

Çocuklar otobüs için sıraya girdiler.

The children are lined up for the bus.

Lütfen bunu ön sıraya ilet.

Please hand this in at the front desk.

İsimler alfabetik sıraya göre listelenmiş.

Names are listed in alphabetical order.

Tom çocuklara sıraya girmelerini söyledi.

Tom told the boys to line up.

Biz otobüs için sıraya girdik.

We queued up for the bus.

İnsanlar mağazanın önünde sıraya girdi.

People lined up outside the store.

Öğrencilerin isimlerini alfabetik sıraya göre sınıflandırmalıyız.

We should sort the students' names alphabetically.

İnsanlar bilet almak için sıraya girdiler.

People were lined up to buy tickets.

Önceden babasına ait olan sıraya bakıyordu.

He is looking at what used to be my father's desk.

Yaklaşan Macarları yavaşlatmak için sıraya girmelerini emretti.

line in order to slow down the incoming Hungarians,

Biz konsere bilet almak için sıraya girdik.

We queued up to get tickets for the concert.

Bütün çocuklar yüzlerini boyatmak için sıraya girdiler.

All the kids lined up to have their faces painted.

Öğretmen boy sırasına göre çocukları sıraya dizdi.

The teacher lined the children up in order of height.

O duyguyu düşün, zihninde sıraya soktuğum o duygu.

So think about that emotion, the one I had you file away in your mental Rolodex.

Savaştan sonra, Jomsviking mahkumları idam için sıraya alındı.

After the battle, the Jomsviking prisoners were lined up for execution.

Sıraya gir ve kapıya doğru düzenli olarak yürü.

Line up and walk to the door in order.

İnsanlar, Devlet Başkanı'nın imzasını almak için sıraya girdiler.

The people were in a line to get the signature of the president.

Bütün bunlar toplanıp sıralama yapıldığında da 45. sıraya düşüyoruz.

When calculated, put in order, our rank goes down to 45th.

Pek çok hastanede klinik kayıtları alfabetik sıraya göre tutulur.

The clinical records in most hospitals are kept in alphabetical order.

Bankaya gittim ve neyse ki sıraya girmek zorunda kalmadım.

I got to the bank and luckily didn't have to get in line.

Öyleyse ... bu kadar çekici düşünebilirsin şartlar, insanlar borç vermek için sıraya girerdi

So... you can imagine that with such attractive conditions, people would be queueing to lend

"Çocuklar belli bir sıraya göre mi durmak zorundalar?" - "Evet, yaşa göre, lütfen."

"Do the kids get in line in a specific order?" - "Yes, by age please."

- Tom araya kaynak yaptı.
- Tom sıra kaptı.
- Tom sıraya kaynak yaptı.
- Tom sırayı bozdu.

- Tom jumped the queue.
- Tom cut the line.

- İşleri daha etkili çözebilmek için faaliyetlerini daha iyi düzenle.
- İlerleme kaydetmek için faaliyetlerini organize et, sıraya koy, düzenle.

Get your act together.