Translation of "Poker" in English

Poker oynayalım.

Let's play poker.

- Onlarla poker oynuyor.
- Onlarla poker oynar.

She plays poker with them.

Onlarla poker oynuyor.

She plays poker with them.

Tom'la poker oynama.

Don't play Tom at poker.

Onlarla poker oynama.

Don't play poker with them.

Onunla poker oynama.

Don't play poker with him.

Nasıl poker oynarsın?

How do you play poker?

Poker oynamayı severim.

I like to play poker.

Poker oynamak istemiyorum.

I don't want to play poker.

Poker oynamaktan hoşlanmam.

I don't like to play poker.

Poker oynamayı biliyorum.

I know how to play poker.

Neden poker oynamıyoruz?

Why don't we play poker?

O poker oynamayı biliyor.

He knows how to play poker.

Hiç poker oynadın mı?

Have you ever played poker?

Tom poker oynamak istemedi.

Tom didn't want to play poker.

Tom ile poker oynama.

Don't play poker with Tom.

Sadece poker oynamayı öğrendim.

I just learned to play poker.

O, bizimle poker oynardı.

He used to play poker with us.

Tom bizimle poker oynardı.

Tom used to play poker with us.

Tom bizimle poker oynadı.

Tom played poker with us.

O onlarla poker oynar.

He plays poker with them.

O onlarla poker oynuyor.

- She is playing poker with them.
- He is playing poker with them.

Tom poker oynamayı biliyor.

Tom knows how to play poker.

Sadece poker oynamak istedim.

I just wanted to play poker.

Tom'la hiç poker oynamadım.

I've never played poker with Tom.

Tom poker oynamaktan hoşlanıyordu.

Tom liked to play poker.

- Tom'la hiçbir koşulda poker oynama.
- Ne olursa olsun, Tom'la poker oynama.

Don't, under any circumstances, play poker with Tom.

- Hiç Tom ile poker oynadın mı?
- Tom'la hiç poker oynadın mı?

Have you ever played poker with Tom?

O, onun poker oynamasını istemedi.

She didn't want him to play poker.

Tom ve Mary poker oynuyorlar.

Tom and Mary are playing poker.

Bizimle poker oynamayacaksan burada oturamazsın.

You can't sit here if you're not going to play poker with us.

Tom arkadaşlarının bazılarıyla poker oynuyor.

Tom is playing poker with some of his friends.

Bir poker oyuncusu olduğunu duyuyorum.

I hear you're a poker player.

Tom bizimle hiç poker oynamadı.

Tom has never played poker with us.

Tom bizimle poker oynamayı reddetti.

Tom refused to play poker with us.

Biz bütün gün poker oynadık.

We played poker the entire day.

Tom arkadaşları ile poker oynuyor.

Tom is playing poker with his friends.

Tom ve arkadaşları poker oynuyorlar.

Tom and his friends are playing poker.

Bizimle poker oynamayacaksan buraya oturma.

Don't sit here if you're not going to play poker with us.

Tom nasıl poker oynayacağını bilmiyor.

Tom doesn't know how to play poker.

Tom arkadaşlarıyla poker oynamayı sever.

Tom likes to play poker with his friends.

Tom ve ben poker oynuyoruz.

Tom and I are playing poker.

Poker en sevdiğim kart oyunudur.

Poker is my favorite card game.

Nasıl poker oynanacağını biliyor musun?

Do you know how to poker?

- Tom bana poker oynamayı öğreten kişidir.
- Nasıl poker oynayacağımı bana öğreten kişi Tom'dur.

Tom is the one who taught me how to play poker.

Tom çok iyi bir poker oyuncusu.

Tom is a very good poker player.

Eğer iskambil kağıdımız yoksa poker oynayamayız.

We can't play poker if we don't have any cards.

Ne yaparsan yap, Tom'la poker oynama.

No matter what you do, don't play poker with Tom.

Tom bizimle poker oynamak istediğini söyledi.

- Tom said he wanted to play poker with us.
- Tom said that he wanted to play poker with us.

Poker oynadığım çevrimiçi kullanıcıların çoğu yeniler.

Most of the online users I play poker with have been newbies.

Tom bu gece arkadaşlarıyla poker oynuyor.

Tom is playing poker with his friends tonight.

Tom iyi bir poker oyuncusu değil.

Tom isn't a good poker player.

Tom bana nasıl poker oynayacağımı öğretti.

Tom taught me how to play poker.

Tom poker oynayarak çok para kaybetti.

Tom lost a lot of money playing poker.

Daha önce hiç poker oynamadığın doğru mu?

- Is it true that you've never played poker before?
- Is it true you've never played poker before?

Tom bize bizimle poker oynamak istemediğini söyledi.

Tom told us he didn't want to play poker with us.

Tom yarın akşam bizimle poker oynamayı planlıyor.

Tom plans to play poker with us tomorrow evening.

Tom tanıdığım en iyi poker oyuncularından biridir.

Tom is one of the best poker players I know.

Tom her cuma gecesi arkadaşlarıyla poker oynar.

Tom plays poker with his friends every Friday night.

Tom her pazartesi akşamı arkadaşlarıyla poker oynar.

Tom plays poker with his friends every Monday evening.

Tom her pazartesi gecesiı arkadaşlarıyla poker oynar.

Tom plays poker with his friends every Monday night.

Sen ilk kez ne zaman poker oynadın?

- When was the first time you played poker?
- When was the first time that you played poker?

Tom'un bizimle poker oynamak isteyip istemediğini merak ediyorum.

- I wonder if Tom would like to play poker with us.
- I wonder whether Tom would like to play poker with us.
- I wonder whether or not Tom would like to play poker with us.
- I wonder whether Tom would like to play poker with us or not.

Tom ve ben birlikte birçok kez poker oynadık.

Tom and I have played poker together many times.

Gelecek cuma her zamanki poker oyunumuza gelecek misin?

Will you come to our usual game of poker next Friday?

Dün gece Tom poker oynarken ne kadar kaybetti?

How much money did Tom lose playing poker last night?

Tom ve arkadaşları neredeyse her cuma gecesi poker oynar.

Tom and his friends play poker almost every Friday night.

- Tom pokerden hiç hoşlanmaz.
- Tom poker oynamaktan hiç hoşlanmaz.

Tom doesn't like to play poker at all.

Tom çok iyi bir poker oyuncusu değil, değil mi?

Tom isn't a very good poker player, is he?

Tom bizimle poker oynamak istedi ama Mary ona izin vermedi.

Tom wanted to play poker with us, but Mary wouldn't let him.

Üç hafta önce Boston'da bir poker oyununda bu gitarı kazandım.

I won this guitar in a poker game three weeks ago in Boston.

İyi bir poker oyuncusu birinin ne zaman blöf yaptığını söyleyebilir.

A good poker player can tell when someone's bluffing.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey her cuma gecesi poker oynamamdır.

One thing you should know about me is that I play poker every Friday night.

Gelecek Cuma akşamı uğramak ve benimle ve arkadaşlarımla poker oynamak isteyebilirsiniz.

You might want to come over and play poker with me and my friends next Friday evening.

Tom masanın etrafında oturan insanlara daha önce hiç poker oynamadığını söyledi.

Tom told the men sitting around the table that he'd never played poker before.

Bir el daha poker oynayalım. Paramı geri kazanmak için bir şans istiyorum.

Let's play another hand of poker. I want a chance to win my money back.