Translation of "Pişirmesini" in English

0.003 sec.

Examples of using "Pişirmesini" in a sentence and their english translations:

Çocuk annesinin yemek pişirmesini izledi.

The kid watched her mother cook.

Bugün Tom'un yemek pişirmesini isteyeceğim.

I'll ask Tom to cook today.

Tom, Mary'nin akşam yemeği pişirmesini istedi.

Tom asked Mary to cook dinner.

Tom Mary'nin akşam yemeği pişirmesini istedi.

Tom wanted Mary to cook dinner.

- Nasıl yumurta pişirileceğini biliyor.
- Yumurta pişirmesini biliyor.

He knows how to fry eggs.

- Annemin yemek pişirmesini özlüyorum.
- Annemin aşçılığını özlüyorum.

I miss my mom's cooking.

Tom, Mary'nin ona akşam yemeği pişirmesini istedi.

Tom wanted Mary to cook him dinner.

Tom'dan bizim için bir şeyler pişirmesini isteyeceğim.

I'll ask Tom to cook something for us.

Tom Mary'nin ona yiyecek bir şey pişirmesini istedi.

Tom wanted Mary to cook him something to eat.

Tom açtı, bu yüzden Mary'nin bir şey pişirmesini istedi.

Tom was hungry, so he asked Mary to cook something.

Tom benim için bir şey pişirmesini isteyip istemediğimi sordu.

Tom asked if I wanted him to cook something for me.

- Bu yemekler bana annemin mutfağını hatırlatıyor.
- Bu yemekler bana annemin yemek pişirmesini hatırlatıyor.

These dishes remind me of my mother's cooking.