Translation of "Peşine" in English

Beni peşine düşürme.

Don't make me come after you.

Onun peşine düşeceğim.

I will go after him.

Bir şeyin peşine düşmezseniz

it's that if you don't go for something,

Polis, katilin peşine düştü.

The police pursued the murderer.

Hemen onun peşine düşeceğiz.

We're going after it right now.

Alıştığımız bir şeylerin peşine düşeriz.

We seek things that are familiar.

Bu peşine düşmeye değer mi?

Is this worth pursuing?

Tom muhtemelen peşine takılmak istemeyecek.

Tom probably won't want to tag along.

Muhtemelen başka kimse onun peşine düşmez.

chances are high that no one else will.

Bazı insanlar sadece zevklerinin peşine düşerler.

Some people pursue only pleasure.

İzin gününde onun peşine düşmen riskli.

It's risky for you to go after him on your day off.

Arif gibi bir düzenbazın peşine gidiyorlar dedi

He said they're going after a trickster like Arif.

Halk gerçekten imama inanmadı arifin peşine gitti

people did not really believe in imam, he went after arif

Tom'un peşine takılmamdan rahatsız olmadığına emin misin?

Are you sure Tom doesn't mind me tagging along?

Sonra ne oldu bu seferde Kemal Sunal'ın peşine gitti

What happened next time went after Kemal Sunal?