Translation of "Paspas" in English

Zemini paspas ettim.

I mopped the floor.

Onların işi ofisi paspas etmek.

Their job is to mop the office.

Kapının önünde bir paspas vardı.

There was a welcome mat in front of the door.

- Mutfağa hemen her gün paspas atarım.
- Mutfağa hemen hemen her gün paspas yaparım.

I mop the kitchen almost every day.

Tom bir paspas ile koridoru temizliyor.

Tom is cleaning the hall with a mop.

Tom bir paspas ile zemini temizledi.

Tom cleaned the floor with a mop.

Fadıl tam bir paspas gibi oldu.

Fadil became like a complete doormat.

Yarın sabah zemini paspas edeceğime söz veriyorum.

- I promise I'll mop the floor tomorrow morning.
- I promise that I'll mop the floor tomorrow morning.

Tom çiğköfte ile paspas arasındaki farkı bilmiyor.

Tom does not know the difference between steak tartar and a door mat.

Tom uyku tulumunun altına bir köpük paspas koydu.

Tom put a foam mat under his sleeping bag.

- Mutfağı neredeyse her gün paspaslarım.
- Mutfağa hemen her gün paspas atarım.
- Mutfağa hemen hemen her gün paspas yaparım.

I mop the kitchen almost every day.