Translation of "Omuzlarına" in English

0.005 sec.

Examples of using "Omuzlarına" in a sentence and their english translations:

Omuzlarına düştü .

on his shoulders.

Onun saçı omuzlarına geliyor.

Her hair comes to her shoulders.

Ellerini onun omuzlarına koydu.

She put her hands on his shoulders.

Tom babasının omuzlarına biniyordu.

Tom was riding on his father's shoulders.

Onun saçı omuzlarına indi.

Her hair came down to her shoulders.

Mary battaniyeyi omuzlarına sardı.

Mary wrapped the blanket around her shoulders.

Tom Mary'yi omuzlarına kaldırdı.

Tom lifted Mary onto his shoulders.

Küçük çocuk babasının omuzlarına oturdu.

The little boy sat on his father's shoulders.

Kız kardeşimin saçları omuzlarına ulaşıyor.

- My sister's hair reaches to her shoulders.
- My sister has shoulder-length hair.
- My sister's hair reaches her shoulders.

Kız kardeşimin saçı omuzlarına ulaşıyor.

My sister's hair reaches to her shoulders.

Tom, Mary'nin omuzlarına masaj yapıyor.

Tom is massaging Mary's shoulders.

Omuzlarına masaj yapmamı ister misin?

- Do you want me to massage your shoulders?
- Do you want me to rub your shoulders?

Tom ceketini Mary'nin omuzlarına sardı.

Tom wrapped his jacket around Mary's shoulders.

O ellerini onun omuzlarına koydu.

He laid his hands on her shoulders.

Tom ellerini Mary'nin omuzlarına koydu.

Tom laid his hands on Mary's shoulders.

Tom battaniyeyi Mary'nin omuzlarına sardı.

Tom wrapped the blanket around Mary's shoulders.

Senin omuzlarına masaj yapmamı ister misin?

Would you like me to massage your shoulders?

Maymun onu görür görmez onun omuzlarına sıçradı.

No sooner had the monkey caught sight of him than it jumped up to his shoulders.

Tom ellerini Mary'nin omuzlarına koydu ve derinden onun gözlerine baktı.

Tom put his hands on Mary's shoulders and looked deeply into her eyes.

- Tom, Mary'nin sert omuzlarına masaj yaptı.
- Tom Mary'nin sert omuzlarını masaj yaptı.

Tom massaged Mary's stiff shoulders.

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.

At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.

- Babası ölünce ailesinin geçimini Tom üstlendi.
- Babası vefat edince ailesinin geçimi Tom'un omuzlarına bindi.

Tom became the breadwinner of the family when his father died.

Sam'la Yafet bir giysi alıp omuzlarına attılar, geri geri yürüyerek çıplak babalarını örttüler. Çıplak babalarını görmemek için yüzlerini öbür yana çevirdiler.

But Shem and Japheth put a cloak upon their shoulders, and going backward, covered the nakedness of their father: and their faces were turned away, and they saw not their father's nakedness.