Translation of "Nedenidir" in English

Güzellik, yaşamın nedenidir.

Beauty is the reason of life.

O büyük endişe nedenidir.

It's cause for major concern.

Para kazanma onun yaşama nedenidir.

Making money is his reason for living.

Şeker obezitenin önemli bir nedenidir.

Sugar is a major cause of obesity.

Irksal sorunlar genellikle sosyal kargaşa nedenidir.

Racial problems are often the cause of social unrest.

Para insanlar için birçok felaketlerin nedenidir.

Money is for people the cause of many disasters.

Sürücü yorgunluğu araba kazaları önemli bir nedenidir.

Driver fatigue is a major cause of car accidents.

Sigara içmek akciğer kanserinin en önemli nedenidir.

Smoking is the major cause of lung cancer.

Sıcak metan gazı Uranüs'ün mavi-yeşil renginin nedenidir.

Cold methane gas is responsible for the blue-green color of Uranus.

Palmiye yağı üretimi Endonezya'da ormansızlaşmanın önde gelen nedenidir.

Palm oil production is the leading cause of deforestation in Indonesia.

Obezite, önlenebilir ölümün sigaradan sonraki önde gelen nedenidir.

Obesity is the leading cause of preventable death after smoking.

Araba kazaları ABD'deki gençler için başta gelen ölüm nedenidir.

Car accidents are the leading cause of death for teenagers in the United States.

Bu onun bir pop şarkıcısı olarak başarılı olmasının nedenidir.

This is the reason that she succeeded as a pop singer.