Translation of "Makinesine" in English

Parmaklarını kıyma makinesine koyma!

Don't put your fingers in the meat grinder!

Elbiselerimi kurutma makinesine koydum.

I put my clothes in the dryer.

Onu çamaşır makinesine at.

Put it in the washing machine.

- Fotokopi makinesine biraz kağıt koy.
- Fotokopi makinesine biraz kağıt koyun.

Put some paper in the copy machine.

Bu çorapları çamaşır makinesine koy.

Put these socks in the washing machine.

Bu telefon faks makinesine bağlıdır.

This telephone is connected to the fax machine.

- Tom gömleğini çıkarıp çamaşır makinesine attı.
- Tom gömleğini çıkarıp yıkama makinesine attı.

Tom took off his shirt and threw it into the washing machine.

Yeni bir hesap makinesine ihtiyacım var.

I need a new calculator.

Tom tost makinesine birkaç dilim ekmek koydu.

Tom put a couple of slices of bread into the toaster.

Tom Mary'nin cevaplama makinesine bir mesaj bıraktı.

Tom left Mary a message on her answering machine.

- Fotoğraf makinesine gülümseyin lütfen!
- Kameraya gülümseyin lütfen.

Smile at the camera, please!

Kotunu çamaşır makinesine atarsan senin için yıkarım.

If you throw your jeans in the washing machine, I'll wash them for you.

Sinirlendim ve otomatik satış makinesine tekme attım.

I lost my temper and kicked the vending machine.

Sanırım o zamanda hiçbirimiz zaman makinesine oldukça inanmıyordu.

I think that at that time none of us quite believed in the Time Machine.

Tom ekmek kızartma makinesine iki parça ekmek koydu.

- Tom put two pieces of bread in the toaster.
- Tom put two pieces of bread into the toaster.

Meryem, Tom'un cep telefonunu kazara çamaşır makinesine atmış.

Mary accidentally put Tom's mobile phone through the wash.

Tom elbiselerini çıkardı ve onları çamaşır makinesine koydu.

Tom took his clothes off and put them into the washing machine.

Saçı uzun olanlar bir saç kurutma makinesine sahiptir.

- Those who have a long hair own a blow-dryer.
- Those who have long hair own a hair dryer.

Tom bulaşıkları duruladı ve onları bulaşık makinesine koydu.

Tom rinsed off the plates and put them into the dishwasher.

Tom yataktan çarşafları çekti ve onları çamaşır makinesine koydu.

- Tom took the sheets off the bed and put them into the washing machine.
- Tom took the sheets off the bed and put them in the washing machine.

Tom kirli elbiselerini çıkardı ve onları çamaşır makinesine attı.

Tom stripped off his dirty clothes and threw them into the washing machine.

Tom kirli elbiselerini çıkardı ve onları doğrudan çamaşır makinesine koydu.

Tom took off his dirty clothes and put them directly into the washing machine.

Tom ekmek kızartma makinesine iki dilim ekmek koydu ve kolu aşağı itti.

Tom put two slices of bread into the toaster and pushed down on the lever.

Tom 6:30'da yataktan kalktı, mutfağa gitti ve tost makinesine iki dilim ekmek koydu.

Tom rolled out of bed at 6:30, shuffled into the kitchen and put two slices of bread into the toaster.

Bilim insanları 3 tip sentetik kıyafeti test etti ve bir çamaşır makinesine takılmış özel bir filtreyle

Scientists actually tested three types of synthetic clothing to see which types shed