Translation of "Mücevherleri" in English

Hırsızlar mücevherleri çaldılar.

The thieves made off with the jewels.

Mücevherleri çalmakla suçlandı.

He was accused of stealing the jewels.

- Polis çalıntı mücevherleri buldu.
- Polis çalınmış mücevherleri buldu.

The police found the stolen jewels.

Tom çalıntı mücevherleri korudu.

Tom fenced the stolen jewels.

Mücevherleri çaldığını itiraf etti.

She admits that she stole the jewels.

Sami mücevherleri rehin verdi.

Sami pawned the jewellery.

Polis çalıntı mücevherleri keşfetti.

The police recovered the stolen jewels.

"Bunlar kimin mücevherleri?" "Onlar Taninna'nın"

"Whose jewels are these?" "They are Taninna's."

Dün gece onun mücevherleri soyulmuştu.

She was robbed of her jewels last night.

O, mücevherleri çaldığını itiraf etti.

She admitted to having stolen the jewels.

Hırsız dün gece mücevherleri çaldı.

The thief stole the jewels last night.

Tom çaldığı mücevherleri rehin bıraktı.

- Tom pawned the jewelry that he had stolen.
- Tom pawned the jewelry that he stole.

Sami, Leyla'nın çantasındaki mücevherleri gördü.

Sami saw jewelry in Layla's purse.

Tom çalıntı mücevherleri kendisi için tuttu.

Tom kept the stolen jewels for himself.

Tom, Mary'nin mücevherleri çalmasına yardımcı oldu.

Tom helped Mary steal the jewels.

Tom çalınan mücevherleri Mary'nin odasında buldu.

Tom found the stolen jewelry in Mary's room.

Hindistan'ın mücevherleri ve dış deniz - hepsi senin!

the jewels of India and the outer sea - all yours!

Kraliyet mücevherleri kilit ve anahtara bağlı tutulur.

The royal jewels are kept under lock and key.

Eski Mısırlılar mücevherleri neden bu kadar çok sevdiler?

Why did ancient Egyptians love jewels so much?

- Dün gece onun değerli taşlarını çaldılar.
- Onun mücevherleri dün gece çalındı.

She was robbed of her jewels last night.