Translation of "Rehin" in English

0.006 sec.

Examples of using "Rehin" in a sentence and their english translations:

Tom rehin tutuldu.

Tom was held hostage.

Altınını rehin koydu.

She pawned her gold.

Tom rehin alındı.

Tom was taken hostage.

Tom rehin tutuluyor.

Tom is being held hostage.

Kameramı rehin bıraktım.

I pawned my camera.

Rehin tutuluyor musun?

Are you being held hostage?

Mary rehin alındı.

Mary was taken hostage.

Ben rehin tutuldum.

I was held hostage.

Fadıl mücevheri rehin verdi.

Fadil pawned the jewellery.

Sami mücevherleri rehin verdi.

Sami pawned the jewellery.

Escobar ise onları rehin aldı

Escobar took them hostage

Tom evlilik yüzüğünü rehin verdi.

Tom pawned his wedding ring.

Rehin tutanlar kendilerini patlayıcılarla silahlandırmıştı.

The hostage-takers armed themselves with explosives.

Tom çaldığı mücevherleri rehin bıraktı.

- Tom pawned the jewelry that he had stolen.
- Tom pawned the jewelry that he stole.

Fadıl, Dania'nın ailesini rehin aldı.

Fadil took Dania's family hostage.

Tom çaldığı takıyı rehin bıraktı.

Tom pawned the jewelry he had stolen.

Neyse ki, Tom rehin alınmadı.

Luckily, Tom wasn't taken hostage.

Kirayı ödemek için gitarımı rehin bıraktım.

- I pawned my guitar to pay the rent.
- I pawned my guitar in order to pay the rent.

O rehin tutulurken cesur olmaya çalıştı.

He tried to be brave while he was being held hostage.

O bir kapalı otoparkta rehin alındı.

She was held hostage in a parking garage.

Kirayı ödeyebilmem için gitarımı rehin bıraktım.

I pawned my guitar so I could pay the rent.

O saatini rehin bırakmak zorunda kaldı.

He had to pawn his watch.

Rehin tutanlar bir bomba patlatmakla tehdit etti.

The hostage-takers threatened to detonate a bomb.

Bu tutuklulardan bazıları rehin alındı ​​ve bazıları köleleştirildi.

while the rest were ransomed or enslaved.

Tom faturalarını ödeyebilmek için gitarını rehin vermek zorundaydı.

Tom had to pawn his guitar so he could pay his bills.

Tom, büyükbabasının ona verdiği cep saatini rehin verdi.

Tom pawned the pocket watch his grandfather had given him.

Tom faturalarını ödeyebilmek için gitarını rehin bırakmak zorunda kaldı.

Tom had to pawn his guitar in order to pay his bills.

Tom değerli bir taş çaldı ve onu rehin bıraktı.

Tom stole a precious stone and pawned it.

Tom büyükbabasının ona verdiği saati rehin vermek zorunda kalmıştı.

Tom had to pawn the watch his grandfather had given him.

Şehrin iyileşmesine izin verilmeden yaklaşık 1000 Türk ve Hıristiyan rehin alındı

before setting the town ablaze.