Translation of "Kurulu" in English

0.009 sec.

Examples of using "Kurulu" in a sentence and their english translations:

üzerine kurulu.

from taking leadership positions.

Cengaver kadınlardan kurulu

Gengaver women board

Yönetim kurulu toplantısı mı?

Board meeting?

Lisede öğrenci kurulu başkanıydım.

I was the student body president in high school.

Tom yönetim kurulu başkanı.

Tom is the chairman of the board.

Şehir Londra'nın batısında kurulu.

The city lies east of London.

İlk yönetim kurulu toplantımızı yaptık.

And we had our first board meeting.

Bir şirket kurulu var mı?

Is there a company board?

Güç acaba yalnızca yönetim kurulu odalarında,

Does power exist solely in the boardroom

Bir Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Başkanı,

A President of the United Nations General Assembly,

kurulu düzene baş mı kaldırılırmış! Kaldırdı

Is the head of the established order lifted? Repeals

Her türlü kurulu düzene değil ama

not to regulate any kind of board but

Çin Bankacılık Düzenleme Kurulu eski başkanı.)

of China’s Banking Regulatory Commision.)

Yönetim kurulu üyeleri planı kabul etti.

Board members adopted the plan.

CEO'yla yapılan toplantı yönetim kurulu salonundaydı.

The meeting with the CEO was in the boardroom.

Katılımcı olmaması nedeniyle, genel kurulu ertelemek zorundayım.

Due to the lack of attendees, we have to postpone the general assembly.

Dünkü yönetim kurulu toplantısı büyük bir başarıydı.

- Yesterday's board meeting was a ten-strike!
- Yesterday's board meeting was a big success.

Yönetim kurulu teklifi önümüzdeki salı günü tartışacak.

The board of directors is going to discuss the proposal next Tuesday.

Her şey, tamamen her şey bunun üzerine kurulu.

Everything, I mean everything, is based on this.

Eskiden bir enerji santralinin kurulu olduğu bir bölgede.

on a plot of land that once held a power plant.

Ya adam kendi şirketinden yönetim kurulu kararıyla kovuluyor

Either the man is fired from his own company with a board decision.

Bütün plân sadece onun kişisel görüşleri üzerine kurulu.

The whole plan is only based on his personal opinions.

O kişi çoğunluk partisi yönetim kurulu tarafından seçilir.

That person is elected by the majority party caucus.

O, 2002 yılında parti yönetim kurulu başkanlığına seçildi.

He was elected chairman of the caucus in 2002.

Uyuşturucu ve seks üzerine kurulu bir hayatı vardı.

His life revolved around drugs and sex.

Kâr amacı gütmeyen dini bir kuruluşun yönetim kurulu başkanı,

I was the CEO of a large religious nonprofit,

Eğer biz şiddet üzerine kurulu bir millet olmaktan pişmansak

And the only way forward is if we repent

Ve yönetim kurulu Next şirketini satın almaya karar verdi

And the board decided to buy the Next company

Fransa'nın başbakanı olan Bakanlar Kurulu Başkanı olarak görev yaptı.

as President of the Council of Ministers, effectively France’s prime minister.

Yeni bir öneriyi tartışmak için bir yürütme kurulu oluşturuldu.

An executive council was formed to discuss the new proposal.

Yönetim kurulu üyeleri çok riskli bir girişimi üstlenmeye isteksiz.

The directors were reluctant to undertake so risky a venture.

Bazı yönetim kurulu üyeleri onun şirketi işletme yeteneğini sorguladı.

Some board members questioned his ability to run the corporation.

Adam: Pop müzik çoğunlukla tek bir anahtar etrafında kurulu.

Adam: For the most part, most pop music is based around one of these key centers.

O dönemde alınan bakanlar kurulu kararıyla müze yapılmasına karar verildi

It was decided to build a museum with the decision of the Council of Ministers taken at that time.

Bir tarafta, serbest bölgeler var. Kurulu şirketler uygun şartlara sahip,

On one hand, there’s the free zones, where the companies installed have favorable conditions,

Yönetim Kurulu oy birliğiyle CEO olarak onu atamaya karar verdi.

The board unanimously decided to appoint her as CEO.

Endonezya dünyada yalnızca adalar üzerinde kurulu olan en büyük ülkedir.

Indonesia is the largest country in the world situated only on islands.

Mütevelli Yönetim kurulu yurt dışı holdingleri görevden almak için oy kullandı.

The Board of Trustees voted to divest the organization's overseas holdings.

2016 birleşmiş milletler genel kurulu tarafından uluslararası bakliyat yılı ilan edildi.

2016 was declared the International Year of Pulses by the United Nations General Assembly.

Diğerleri bir seçim düzenlerken, bazı devletler parti yönetim kurulu tarafından birincil adaylar seçerler.

Some states select primary candidates by caucus, while others hold an election.

Yönetim kurulu üyeleri, 27 Mart 2013 tarihinde bir sonuç oturumu için bir araya gelecek.

Members of the board will meet for a concluding session on March 27, 2013.

- Meryem ile Selime arasında kommensalist bir ilişki var.
- Meryem ile Selime'nin yancılık üzerine kurulu bir ilişkisi var.

Mary and Sally have a relationship of commensalism with each other.

Ontario Sansür Kurulu 1980'de Günter Grass'tan uyarlanmış "Teneke Trampet" filmini yasakladı ama medya bu yasağı saçma buldu ve hatta Canadian Broadcasting Corporation (CBC) sorun yaratan görüntüleri o gece ülke çapında ulusal haberlerde gösterdi.

In 1980 the Ontario Censor Board banned the film "The Tin Drum," adapted from the Günter Grass novel, but the media found this silly, and so the Canadian Broadcasting Corporation (CBC) showed the offending scene that night from coast to coast on the national news.